Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/2080
Karar No: 2020/3067
Karar Tarihi: 29.09.2020

Yağma - Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2018/2080 Esas 2020/3067 Karar Sayılı İlamı

6. Ceza Dairesi         2018/2080 E.  ,  2020/3067 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Yağma
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    I-Sanık ... hakkında yakınan ...’a yönelik yağma suçundan kurulan hükmün incelemesinde;
    Hapis cezasının ertelenmesi, sanığın kişiliğine uydurulmasını öngören bir kurum olup talep halinde veya resen ele alınıp olumlu veya olumsuz bir karar verilirken gerekçe gösterilmesi zorunludur.
    Ertelememe halinde gerekçe, sanığın kişiliği ile ilgili ve belgelerin isabetli değerlendirildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olmalıdır. Bunun içinde sanığın kişiliği, sair halleri, suçun işleniş biçimi ve işlenmesindeki özellikler nazara alınmalıdır.
    Sanığın kişiliği, sair halleri dahilince sanığın sabıkasının bulunup bulunmadığı, medeni hali, işi, muhitindeki durumu, duruşmadaki tutum ve davranışları, mahkemeye karşı tavrı; suçun işlenmesindeki özellikler ise; sanığı suç işlemeye iten sebep ve sair kast ve yoğunluk, suç işlemesinden sonraki davranışlar gözetilip, cezanın ertelenmesinde suçlunun yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlığı gözetilir. Maddede pişmanlık şartını getirmiş, gerekçede pişmanlıktan söz edilmemiştir. Bu koşul suçu kabul etme ve işlendiğinden dolayı pişman olduğunu belirtme şeklinde ele alınmamalıdır. Sanığın duruşmadaki davranışları, mağdura yönelik hareketleri, zararı karşılaması, yardım etmesi gibi olay sonrası ve yargılama sürecindeki tutumu gözetilerek pişmanlık duyup duymadığı saptanmalıdır. TCK"nin 51. maddesinde cezanın ertelenmesi için suçtan duyulan pişmanlığın yanı sıra bir daha suç işlemeyeceği yönünde yargıç üzerinde olumlu etki halinde cezanın ertelenmesi,
    olumsuz etki halinde de bunun gerekçesinin gösterilmesi gerektiği; cezanın şahsilendirilmesi, 5237 sayılı TCK"nin 51. maddesinde öngörülen normlar olup, TCK’nin 51. maddesindeki erteleme kararının sonuçları denetim süresi ve denetimli serbestlik tedbiri ise; serbest bırakılan mahkumun belli bir süre denetime tabi tutulmasıdır. Bu süre TCK’de denetim süresi olarak adlandırılır. Kanunda denetim süreleri öngörülmüştür. 5237 sayılı TCK’de erteleme bir infaz rejimi olarak düşünülmüş, buna göre de;
    Denetim süresinin iyi halli olarak geçirilmesi, bu sürede suç işlenmemesi, denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranılması halinde, sanığın cezası infaz edilmiş sayılır. Bu sonuç için ayrıca bir karar verilmesi gerekmez.
    Denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranılmamış olması halinde yapılacak işlemler, TCK’nin 51. maddesinin 7. fıkrasında düzenlenmiştir.
    Erteleme kararını geri alan mahkeme ‘Ertelenen cezanın bir kısmını veya tamamını infaz kurumunda çektirilmesine’ karar verir. Yani, ertelemenin geri alınması konusunda mahkemenin karar vermesi gerekir. Erteleme kararının geri alınmasına dair kararlar ise; infaz hukukunu ilgilendirip, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 98 ila 101. maddelerine göre itiraz kanun yoluna tabidir.
    Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu ise, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CYY’nin 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. 5237 sayılı TCK"nin 51/1. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nin 231. maddesinin birbirinden farklı müesseseler olup, doğurduğu hukuki sonuçlar bakımından farklıdır. Bu hali ile de biri diğerinin yerine ele alınamaz.
    Bu açıklamalar ışığında somut dosyaya gelince;
    Sanık ... hakkında, yakınan ...’a yönelik eylemi nedeniyle Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.06.2011 gün ve 2010/293 Esas,
    2011/240 sayılı kararı ile; TCK’nin 148/1, 31/2, 62, 51. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay erteli hapis cezası verilip sanık hakkında 3 yıl denetim süresi öngörüldüğü, anılan hükmün temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 17.11.2015 gün ve 2013/14774 Esas, 2015/44954 sayılı ilamıyla düzeltilerek onanarak kesinleşmesine rağmen, Kocaeli Çocuk Mahkemesinin 17.03.2014 gün ve 2013/794 Esas,2014/235 Karar sayılı kararındaki 17.03.2014 tarihinde henüz denetim süresi başlamadan işlediği suça dayalı olarak sanık hakkında erteli bulunan mahkumiyet hükmünü açıklayıp, TCK’nin 148/1, 31/2, 62.maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası verildiği anlaşılmakla;
    Sanık hakkında henüz denetim süresi başlamadan işlediği suç nedeniyle ve ayrıca CMK 231. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair bir karar varmış gibi işlem yapmak suretiyle 5237 sayılı TCK’nin 51/7.maddesi ile CMK’nin 231. maddesinde düzenlenen hukuki kavramlara yanlış anlamlar vererek, infazda da duraksamalara neden olacak şekilde uygulamaya yer verilmesi hukuki değerden yoksun, yok hükmünde olduğu, yok hükmünde olan kararların da temyizi olanaklı bulunmadığından, hükümlü (sanık) ... ve savunmanının vaki taleplerinin reddine, TCK’nin 51/7. maddesine göre, işlemin 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 98-101. maddelerine göre incelenmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE,
    II-Sanık ... hakkında yakınan ...’e yönelik yağma suçundan kurulan hükmün incelemesine gelince;
    Mahkemenin hükmün verilmesiyle dosyadan el çektiği, daha sonradan verilen ek kararla hükmün düzeltilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yanlışlıkların ancak temyiz ya da kanun yararına bozma yasa yoluyla düzeltilebileceğinin anlaşılması karşısında, verilen 12.03.2018 tarihli ek kararın yok hükmünde olduğu kabul edilerek, 06.03.2018 tarihli karar esas alınarak yapılan incelemede;
    1-Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.06.2011 günlü ve 2010/293 Esas, 2011/240 sayılı kararı ile sanık hakkında yakınan ...’e yönelik eylem nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlediğinden bahisle Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.02.2015 tarih, 2014/451 Esas, 2015/35 Karar sayılı kararı ile açıklanması sonucu, anılan kararın sanık savunmanı tarafından temyiz edildiği ve Dairemizin bozma kararları üzerine en son verilen 12.02.2019 gün ve 2019/3 Esas, 2019/61 Karar sayılı kararın da temyiz konusu edilip Dairemizin 2020/23 esasında kayıtlı olduğunun anlaşılması karşısında; mükerrer olarak hükmün açıklanmasına karar verilmesi,
    2-Uygulamaya göre de; sanık hakkında 15.06.2011 günlü ve 2010/293 Esas, 2011/240 sayılı karar ile verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.12.2015 günlü ve 2015/1055 D.İş sayılı “İtirazın reddi” kararı ile kesinleştiği dikkate alındığında; 5271 sayılı CMK"nin 231/11.maddesi gereğince denetim süresi içinde işlenen kasıtlı suç nedeniyle açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanabileceği, sanık hakkında hükmün açıklanmasına neden olan Kocaeli Çocuk Mahkemesinin 17.03.2014 gün ve 2013/794 Esas, 2014/235 Karar sayılı kararındaki suçun ise 17.03.2014 tarihinde henüz denetim süresi başlamadan işlenmesi nedeniyle buna dayalı olarak hükmün açıklanamayacağının gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 29/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi