17. Hukuk Dairesi 2016/19986 E. , 2019/8604 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacının babası ... "in kullandığı banka kredisine teminat amacıyla davalı tarafından hayat sigorta poliçesi düzenlendiğini, poliçe süresi içinde ölümün gerçekleştiğini, davalıya başvuru yapıldığı halde beyan yükümlülüğüne aykırılık gerekçesiyle ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı sigorta şirketinin kredi bedeli olan 31.500,00 TL’yi müteveffanın ölüm tarihi olan 01.12.2011 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, poliçe tanziminden önce mevcut olan koroner kalp yetmezliği rahatsızlığının sigortacıya bildirilmediği ve beyan yükümlülüğüne aykırı davranıldığından cayma haklarını kullandıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; müteveffanın sözleşme yükümlülüklerine uymadığı, bilgi verme yükümlülüğüne aykırı davrandığı, poliçe tarihleri ve murisin gördüğü tedavi belge ve sağlık raporları incelendiğinde Hayat Sigortası soru formunda bulunan “kalp, kanser, böbrek yetmezliği, karaciğer yetmezliği, felç, beyin, damar, sinir sistemi hastalığı veya yaşamsal risk taşıyan bir hastalığınız bulunuyor mu ?” sorusuna "hayır" cevabı verdiği, oysa poliçe yapıldığı tarihlerde bu hususlarda tedavi gördüğü, murisin dürüstlük kuralına uymadığı, hukuk düzeninin hakkın kötüye kullanılmasını korumayacağı, sigorta şirketinin caymaya
ilişkin işleminin yasal kapsamda kaldığı anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, hayat sigorta poliçesi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, davacının murisi ile davalı arasında imzalı hayat sigorta poliçesinin 1 yıl vadeli olarak düzenlendiği ve vefat tazminatı teminatının 31.000,00 TL. olduğu; anılan teminatın, 01.12.2011 tarihinde vefat eden ... ile davacı ... Şubesi arasında 27.09.2011 tarihli ve 31.000,00 TL ana para limitli "Tüketici Kredisi Sözleşmesi" imzalanarak eşit taksitlerle ödenmek üzere tüketici ihtiyaç kredisi kullandırıldığı, bu kredinin kullanım anında davalı banka şubesinin "acenta" sıfatıyla işlemlerini yaptığı ... Emeklilik A.Ş."ne "kredi hayat sigortası" yaptırılarak banka lehine kredinin teminat altına alındığı, kredinin geri ödeme devresinde 01.12.2011 tarihinde kredi borçlusu ..."un vefat ettiği ve geriye mirasçı olarak davacı ... "un kaldığı, açıklanan banka kredi taksitlerinin vefata kadar peşpeşe kapatıldığı, ancak murisin vefatı neticesinde davacı tarafından ilgili banka şubesine ödenerek kapatıldığı ve neticede poliçeden cayan sigorta şirketine dava açıldığı anlaşılmaktadır.
TTK"nın 1290. maddesine göre, sigorta ettiren sigortacıya doğru bilgi vermekle yükümlüdür. Hayat Sigortası Genel Şartları C-2 sözleşmenin yapılması sırasındaki beyan yükümlülüğü başlığı altında yer alan "2.2 maddesinde de doğru bilgi verme yükümlülüğü açıklanmış ve yükümlülüğe aykırı davranışın müeyyideleri belirlenmiştir.
Poliçenin tanzim edildiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nun 1290. maddesi ile Hayat Sigortası Genel Şartları"nın C-2.2. maddesi düzenlemesine göre, sigorta şirketinin sorusu üzerine veya her hangi bir soru sorulmadan (dolayısı ile buna ilişkin bir form doldurulmadan) sigortalı, sözleşmenin yapılması sırasında kendisinin bildiği ve sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek bütün halleri sigortacıya bildirmekle yükümlüdür.
Poliçenin düzenlenmesi sırasında sigortalının, doğru beyan yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğinin ve sigortacının TTK"nun 1290. maddesine göre, sözleşmeden cayma hakkını kullanmasının haklı olduğunu kabul için ise, sigortalının gizlediği iddia olunan hastalık ile riziko (ölüm) arasında illiyet bağının bulunması gerekmektedir. Anılan bu tespit ve
değerlendirmenin yapılması da, tıbbi ve teknik bilgiyi gerektiren bir iştir. Davalı tarafın savunması, sigortalının beyan yükümlülüğüne uymaması nedeniyle cayma haklarını kullandıklarına ilişkin olduğundan, sigortalı murise ait geçmişe dönük (poliçe tanziminden önceki dönem için) ilaç ve tedavi kayıtlarının SGK"dan getirtilmesi, konusunda uzman doktor bilirkişilerin de bulunduğu heyetten, ölüm sebebi olan hastalık konusunda poliçe tanziminden önce konulmuş bir teşhis olup olmadığı, sigorta ilişkisinin kurulmasından önce sigortalı muriste bulunan ve sigortacıya bildirilmeyen hastalıklar ile ölüm rizikosu arasında illiyet olup olmadığı hususlarında ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alındıktan sonra, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, uzman doktorların yer almadığı, sigorta uzmanı bilirkişiden alınan ve eczanenin verdiği cevabın değerlendirildiği raporun benimsenmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 26/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.