13. Hukuk Dairesi 2016/6099 E. , 2017/6482 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı şirket ile 01/03/2014 tarihinde ... ve ... no"lu devre mülk satış sözleşmesi ve senetleri imzaladığını, 250 TL ödediğini, geriye kalan kısmını taksitlendirdiğini, toplam 17.100 TL bedelli 60 adet senet imzaladığını, devre mülkün tesliminin yapılmadığını belirterek devremülk satış sözleşmesinin iptalini, sözleşme sebebiyle imzalanan senetlerin iptalini, 250,00-TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, Davanın KABULÜ ile, Taraflar arasında düzenlenen 01/03/2010 tarihli ... VE ... nolu hisseli gayrimenkul satış sözleşmesinin İPTALİNE, Davacı tarafından davalıya ödenen 250 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, 109 adet çeşitli vade ve miktarlardaki MİEMT501 için toplam 17.000,00 TL bedelli ve MİEMT500 için toplam 17.000,00 TL bedelli bonoların iptali ilendavacıya verilmesine, bu bonolardan dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, 01.03.2014 tarihli ... ve ... no lu devremülk satış sözleşmesinin iptali, ödediği bedelin iadesi ve imzaladığı senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, taraflar arasında 01/03/2014 tarihinde devremülk satış vaadi sözleşmesi tanzim edildiği, cayma hakkına ilişkin sürenin tatil hakkı kullanıldıktan sonra işlemeye başlayacak ve bu süre içerisinde sözleşmenin askıda olduğu, davacının sözleşme tanzim edildikten sonra hizmetin ifasından önce her zaman cayma hakkını kullanabileceği, cayma hakkının kullanımına ilişkin sözleşmede düzenlemenin yer almadığı ve süresinde cayma hakkının kullanıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki taraflar arasında imzalanan devremülk satış sözleşmesinin “sözleşmenin konusu” başlıklı 2. maddesinde "İş bu sözleşmenin konusu ... OTEL İŞLETMELERİ TURİZM İNŞAAT TİCARET ANONİM ŞİRKETİ’ne ait ... ili TERMAL ilçesi Kili Orman Mevkii ... Pafta 3015 Ada 1, 4, 5, 6 ve 7 nolu parsellerinin 7/3650 hissesinin satışı, satış bedeli, teslimi, bakım aidatı, resim, harç ve vergilerin ödeme koşulları, gayrimenkulün teslimi sonrası işletilmesi ile ilgili alıcı ve satıcı arasındaki karşılıklı taahhütleri kapsar." şeklinde ifade edilen hükümle taraflar arasında devremülk satış sözleşmesi yapıldığı ve söz konusu sözleşmenin resmi şekil şartına tabi olduğu ve taraflar arasında imzalanan sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz sözleşmeye dayalı olarak tarafların verdiklerini iade edecekleri gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken az yukarıda belirtilen hatalı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/son maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin kararının gerekçesi yönünden düzeltilerek ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.