Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/3225
Karar No: 2018/556
Karar Tarihi: 30.01.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/3225 Esas 2018/556 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/3225 E.  ,  2018/556 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 16.01.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı ...ve vekili Avukat ... ... ( ...) geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, korkutma (ikrah) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, kayden maliki olduğu 31066 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 12 nolu bağımsız bölümü, dava dışı oğlu ...’in, dükkan alacağından bahisle hile ve tehditleriyle, taşınmazı satın alacağı dava dışı ...’in eşi davalı ...’ye satış suretiyle devrini sağladığını, muvazaalı işleme zorlandığını, herhangi bir satış bedeli ödenmediğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davacı ile dava dışı oğlunun birlikte hareket ettiklerini, aralarının bozulması üzerine eldeki davanın açıldığını belirterek davanın reddin savunmuştur.
    Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davacının kayden maliki olduğu 31066 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 12 nolu bağımsız bölümü 25.09.2012 tarihinde davalıya satış suretiyle devrettiği kayden sabittir.
    Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı HMK. nun 33. maddesi hükmü uyarınca olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ve ona uygun yasal düzenlemeyi tayin ve tespit ederek en uygun kanun maddesini bulup uygulamak hâkime aittir. Elde ki davada mahkemece her ne kadar dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olarak nitelendirilmiş ise de, iddianın ileri sürülüş biçimi ve dava dilekçesinin içeriği birlikte değerlendirildiğinde, davacının korkutma (ikrah) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunduğu tartışmasızdır.
    Bilindiği ve 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 37. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 29.) maddesi uyarınca, bir kimse, karşı tarafın veya üçüncü bir kişinin kendisi veya yakınlarının maddi veya manevi varlığına yönelik hukuka aykırı ve esaslı korkutması sonucu yaptığı sözleşme ile bağlı sayılamaz. TBK"nin 38. (BK"nin 30.) maddesinde belirtildiği üzere korkutmadan (ikrahtan) söz edilebilmesi için, tehdidin sözleşmeyi yapan kimsenin veya yakınlarının kişilik haklarına veya mal varlıklarına yönelik olması, korkutmaya maruz kalanın sübjektif durumuna göre ağır ve derhal meydana gelebilecek nitelik taşıması, haksız (hukuka aykırı) sayılması, illiyet bağının bulunması, yani sözleşmenin tehdidin yarattığı korku sonucu yapılması zorunludur. Bu koşulların varlığı halinde iradesi sakatlanan taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir. İptal hakkının kullanılması da hiçbir şekle bağlı değildir. Korkunun kalktığı tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme karşı tarafa yöneltilecek tek taraflı sarih ve zımni bir irade açıklaması ile feshedilebileceği gibi def"i veya dava yoluyla da kullanılabilir. (TBK"nin 39. m.) Sözleşme iptal edilmekle yapıldığı andan itibaren ortadan kalkacağı için, yerine getirilen edim istihkak davası (tapulu taşınmazlarda iptal ve tescil davası), bunun mümkün olmadığı hallerde sebepsiz zenginleşme davası ile geri istenebilir.
    Öte yandan, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6. maddesine göre "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." Yine 6100 sayılı HMK"nın 190/1 maddesi gereğince "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." Anılan maddeler uyarınca herkes iddiasını ispat etmekle mükelleftir.
    Somut olayda, davacı her ne kadar çekişmeli taşınmazı dava dışı oğlu ...’in korkutması sonucu davalıya devrettiğini belirtmiş ise de, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/46484 soruşturma dosyasındaki beyanında, dava dışı oğlu ...’in kendisine zarar vereceğini düşünüp taşınmazı davalıya temlik ettiğini, devir işlemi esnasında oğlunun yanında olmadığını, davalının kendisini zorlamadığını beyan ettiği, dosya kapsamı ve tanık beyanlarından davalının davacıya yönelik zorlama ve tehdidinin söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır.
    Hâl böyle olunca, korkutma (ikrah) iddiasına dayalı iddianın kanıtlanamadığı, temlikin iradi olduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi