20. Hukuk Dairesi 2018/4656 E. , 2018/7987 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, müvekkili tarafından satın alınan ancak satış işleminde kullanılan vekâletnamelerin sahte nüfus cüzdanı kullanılarak düzenlenmiş olması nedeniyle ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/337 E. - 2012/15 K. sayılı ilâmıyla tapusunun iptaline karar verilen Çengelköy mahallesi 996 ada 16 parsel sayılı 1009 m² yüzölçümündeki arsa niteliğindeki taşınmazın alımı sırasında ödediği 500.000.-TL, tapu harcı 15.000.-TL, 74,00.-TL döner sermaye, 29.700,00.-TL tapu iptali ve tescil davası ilâm harcı, 3.550,00.-TL mahkemece takdir edilen vekalet ücreti, 460,00.-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 548.748,00.-TL’nin alım tarihi olan 20/11/2006 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesini dava etmiştir.
Davalı Hazine, zararın tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanmadığı, üçüncü kişinin hukuka aykırı eylemi ile illiyet bağının kesildiği ve Hazinenin sorumlu tutulamayacağı iddiasıyla davanın reddini savunmuştur.
Davacı vekili 29/03/2013 tarihli dilekçesiyle nisbî ıslah harcını yatırmak suretiyle talep edilen tazminat miktarını 1.410,934.-TL’ye yükseltmiş, 27/03/2014 tarihli duruşmada Hazine dışındaki davalılar yönünden davayı atiye bıraktıklarını bildirmiştir.
Mahkemece; davalılar ..., ... ve ... yönünden açılan davanın atiye bırakılmasına, davalı Hazine yönünden açılan davanın, sahte nüfus cüzdanını kullanarak vekâlet tanzim ettiren üçüncü kişinin bu eylemi ile illiyet bağının kesildiği gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 12.01.2016 gün 2015/11315E-2016/177K sayılı ilamıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle “Tapudaki işlemin dayanağını oluşturan vekâletnamenin sahtecilik yolu ile elde edildiği ve tescilin de yolsuz olarak gerçekleştiğinin kesinleşen mahkeme kararları ile sabit olduğu, davacının zararının kaynağının da, başından beri birleşen tüm işlemlerle birlikte sağlanan bu yolsuz tescil olduğu, davacının kasıtlı ya da kusurlu eylemleriyle, bu zararın gerçekleşmesine neden olduğuna ilişkin dosyada herhangi bir belirleme bulunmadığı gibi, ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/293 sayılı dosyasında ......’ın suçtan zarar gören olarak aldatıldığının kabul edildiği, davacının, sahte vekâletnameye dayalı olarak satın aldığı taşınmazların, sonradan yolsuz tescil nedeniyle tapu kayıtlarının iptal edilerek gerçek maliki adına tescil edilmesi nedeniyle uğradığı zararın sadece sahte vekâletname düzenlenmesi ile değil, bu sahte vekâletnamenin tapuda yapılan tescil işlemine dayanak olarak alınmasıyla ortaya çıktığı muhakkak olup, bu durumda, davacının zararı ile tapuda yapılan işlem arasında uygun illiyet bağının kesildiğinden söz edilemeyeceği, bu sebeple dava konusu taşınmaz mal arsa niteliğinde olup, bedelinin zararın oluştuğu değerlendirme tarihi olan, tapu iptaline ilişkin kararın kesinleştiği, 02/04/2012 gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması, sonucuna göre karar verilmesi” gerektiği belirtilmiştir.
Mahkemece; tapu sicilinin hatalı tutulması sebebiyle Hazinenin TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazminat ödemekle yükümlü olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 1.345.005,60 TL’nin 21.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sebebiyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu taşınmaz, ... adına tapu sicilinde kayıtlı iken...tarafından sahte vekâletnameler ile mirasçıları adına 15.09.2006 tarihinde intikal yaptırılıp..."na satıldığı, daha sonra yine sahte nüfus cüzdanı ile alınan vekâletnameler kullanılarak ... tarafından Av. ... ..."e verilen vekâlet ile..."na yönelik tapu iptali ve tescil davası açıldığı, davalı "in davayı kabul ettiği, ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/272 E. - 2006/243 K. sayılı ilâmıyla taşınmazın mirasçılar adına tesciline karar verildiği, kararın 15.11.2006 tarihinde kesinleştiği, kesinleşmeden sonra ...’nün yine sahte nüfus cüzdanı ile alınan vekâletnameler ile 20.11.2006 tarihinde ... mirasçıları adına hükmen tescil yaptırdığı, hemen ardından taşınmazı aynı sahte vekâletnameler ile eldeki dosyanın davacısı ...... Örnek"e sattığı; sahte nüfus cüzdanı ile alınan sahte vekâletnameler ile taşınmazının satıldığını öğrenen ... mirasçıları tarafından ...... Örnek"e husumet yöneltilerek tapu iptali ve tescil davacı açıldığı, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/01/2012 gün ve 2009/337 E. - 2012/15 K. sayılı ilâmıyla “mahkeme kararında davacılar vekili olan avukat adına düzenlenen vekâletnamenin sahte nüfus cüzdanları kullanılarak sahte olarak düzenlendiğinden bu mahkeme kararıyla yapılan tescil işlemenin yolsuz tescil olduğu gibi mahkeme kararının tescil edildiği gün satış işlemi yapan ...’ye ait vekâletnameler ile aynı kişinin davalı ...... Örnek’e yaptığı satışta kullandığı vekâletnamelerin de sahte olduğu, mirasçıların bütün bu satış işlemlerinin yapıldığı tarihte yurtdışında bulunmalarının sabit olduğu, davalının satış işleminde ilk el alıcı konumunda bulunması nedeniyle üçüncü kişi olmadığı” gerekçesiyle davanın kabulüne, 996 ada 16 parsel saylı taşınmazın ...... Örnek adına olan tapu kaydının iptaliyle ... mirasçıları adına tesciline karar verildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 02/04/2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkemece bozma kararına uyularak yargılama yapılmışsa da bozma gerekleri yerine getirilmemiştir
Şöyle ki; arsa vasfında olan taşınmazın değerini belirlemeye yönelik hazırlanan ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal olarak incelenen ... ilçesi, Çengelköy Bahçelievler mahallesi 879 ada 67 parsel sayılı taşınmaz cebri ihale ile satıldığından özel amaçlı bu satışın somut emsal olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. (Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2016/13168 E. - 2018/1819 K.; 2017/492 E - 2017/20348 K. sayılı ilamları)
O halde mahkemece, özel amacı olmayan satışlar tespit edilmeli, bunun için taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihinden önce ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınmalı, gerekli görülürse re"sen emsal getirtme yoluna gidilmeli, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili belediye başkanlığı ve tapu müdürlüğünden sorulmalı, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilmeli, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 6754 sayılı Bilirkişilik Kanununun 39. maddesiyle değişik 15. maddesinde belirtilen yönteme göre oluşturulacak bilirkişi kurulundan denetlemeye olanak veren bilimsel verileri içeren, emsal ile tazminat istemine dayanak taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin karşılaştırıldığı, taşınmazdan düzenleme ortaklık payının düşülmesinin gerekip gerekmediği belirtilmek suretiyle gerçek zararı belirler rapor alınmalı, bilirkişilerce somut emsal alınan taşınmazın uygun emsal olup olmadığı ve tazminata konu taşınmazın, emsal taşınmaza göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporu denetlenmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 06/12/2018 günü oy birliği ile karar verildi.