9. Ceza Dairesi Esas No: 2020/1123 Karar No: 2020/539 Karar Tarihi: 11.06.2020
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/1123 Esas 2020/539 Karar Sayılı İlamı
9. Ceza Dairesi 2020/1123 E. , 2020/539 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Suç : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, İcrai davranışla görevi kötüye kullanma Hüküm : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan beraat, Görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen beraat hükmünü temyizde hukuki yararı bulunmadığından sanığın bu suça yönelik temyiz talebinin CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, incelemenin sanık hakkında görevi kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1) 1136 sayılı Kanunun 35/1 ve 35/A maddelerinde yazılı ve münhasıran avukatlar tarafından yapılabilecek iş ve işlemler ile uzlaştırma işlemi ve Barolar ile Türkiye Barolar Birliğinin organlarında ifa ettikleri görevleri yönünden avukatların kamu görevlisi olduklarında kuşku bulunmadığı, 5237 sayılı TCK"nın 5. maddesinin 01/01/2009 tarihinde yürürlüğe girmiş olması nedeniyle anılan Kanunun genel hükümlerine aykırı olan sınırlayıcı nitelikteki Avukatlık Yasasının 62. maddesinin özel nitelikteki görevi kötüye kullanma suçları açısından zımnen ilga edilmiş sayılmasının gerektiği ve TCK"nın 247. maddesine göre zimmete geçirilen malın devlete veya özel kişilere ait olmasının suçun oluşması bakımından öneminin bulunmadığı da nazara alındığında; suç tarihinde İstanbul Barosuna kayıtlı avukat olarak görev yapan sanığın, katılanın nafaka alacaklarını tahsil etmek üzere 20/08/2010 tarihli vekaletname ile vekilliğini üstlendiği, 350,00 TL"lik kısmı 22/08/2010 ve 18/09/2010 tarihli makbuzlar karşılığında olmak üzere toplam 6.350,00 TL"yi katılanın eski eşi ..."dan tahsil edip 30/09/2010 tarihine kadar olan tüm nafaka borçlarına karşılık ibra ettiği halde, bahse konu parayı katılana vermeyip uhdesinde tutması şeklinde sübut bulan eyleminin zimmet suçunu oluşturacağı gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, 2) Hükümden sonra 28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Yasanın 106/3. maddesi hükmüne aykırı olarak infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtarına karar verilmesi, 3) Yüklenen suçu TCK"nın 53/1-e maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi gereğince hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca hükmün BOZULMASINA, 11/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.