Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5673
Karar No: 2017/2484
Karar Tarihi: 28.03.2017

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/5673 Esas 2017/2484 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2016/5673 E.  ,  2017/2484 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doağan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davacılar ve davalılardan ...vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

    K A R A R

    1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle, temyiz kapsamı ve nedenlerine göre davacılar vekilinin tüm, davalı ... Elektirik Dağıtım A.Ş. (...) vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
    2- Dava, 16.04.2006 tarihli iş kazasında sigortalının vefatı nedeniyle anne ve kardeşlerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, maddi tazminat isteminin reddine, davacı anne lehine 15.000 TL, davacı kardeşlerin her biri lehine ise 2.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalılar ... ve ...’nden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
    Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, sigortalı...’in Davalı ...’ın taşeronu .... ve Tic. Ltd. Şti işçisi olarak, elektirik direğinde arızayı gidermek için direğe çıktığı sırada iş kazası geçirerek vefat ettiği, ... Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2006/286 E, 2007/20 K. sayılı ilamıyla sigortalının çalıştığı ekibin şefi ... ile Elektrik Mühendisi ...’ın sanık olarak yargılandığı ve mahkum oldukları, iş güvenliği uzmanı heyetinden alınan 02.11.2009 tarihli bilirkişi raporunda iş kazasının gerçekleşmesinde ...’ın % 20,...Şirketinin %50, ...’in %5, ...’ın %5 ve Sigortalının %20 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, mahkemece açıklanan gerekçede iş bu rapora itibar edildiği belirtilmekle beraber, hükümde tazminat alacağından davalı şirketlerin sorumlu tutulduğu davalı ... ile ... hakkında tazminatlardan sorumluluklarına ilişkin karar verilmediği anlaşılmıştır.




    Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı HMK’nın 297. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
    Ne var ki, uygulamada HMK’nın 294. maddesinin getirdiği imkândan faydalanarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağı geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.
    İşte bu gibi hallerde, tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hâkimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK"nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum oluşturur. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hâkime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.
    Birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan sorumluluklarını düzenleyen 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 50. maddesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 60. maddesi(tam dayanışmalı sorumluluk) ya da birden çok kimsenin değişik nedenlerle meydana getirdikleri aynı zarardan sorumluluklarını düzenleyen Borçlar Kanunu’nun 51. maddesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 60. maddeleri(eksik dayanışmalı sorumluluk) uyarınca davacı, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı bir dava ile isteyebileceği gibi, sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de talep edebilir.
    İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır.
    Ayrıca, Borçlar Kanunu"nun 74. maddesi ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre; hukuk hâkimi,ceza davasındaki kesinleşen ceza mahkemesi kararıyla saptanmış maddi olgular ile bağlıdır.
    Somut olayda, davalı ... ile ...’ın Ceza Mahkemesinde mahkum oldukları ve alınan kusur bilirkişi heyet raporunda da iş bu davalılara kusur verildiği, mahkemece açıklanan gerekçede de iş bu rapora işaret edildiği belirtilmekle, iş bu davalıların tazminattan sorumluluklarına karar verilmesi gerekirken; gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturacak şekilde ve ceza mahkemesinde kesinleşen maddi vakalara aykırı mahiyette davalı ... ile ... hakkında manevi tazminat istemleri yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Yapılacak iş; davalı ..., ... Ve Tic. Ltd. Şti ile beraber davalı ... ve ...’ın da manevi tazminat istemilernden sorumluluklarına karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, yukarda belirtilen maddi ve hukuksal olgular gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı ...’a iadesine 28.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi