20. Hukuk Dairesi 2018/4253 E. , 2018/7982 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA KONUSU : ... İlçesi, Akköy 1478 sayılı parsel
Taraflar arasındaki davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 31.05.2018 gün ve 2018/948 E. - 2018/4140 K. sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalılardan Hazine vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili 06/06/2015 havale tarihli dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisinin ... ili, ... ilçesi, Akköy köyü 1478 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıt maliki olduğunu, ancak tapu kaydının ... ... İşletme Müdürlüğü tarafından açılan davada, taşınmazın ... sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/02/2014 tarih ve 2013/274 E. - 2014/98 K. sayılı ilâmı ile iptal edildiğini, mülkiyet hakkının ihlalinden davalıların sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla 10.000,00.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren uygulanacak yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsili ile müvekkillerine ödenmesini talep etmiş, 04/06/2015 tarihinde mahkemeye sunduğu ek layihada; 10,000,00.-TL olarak açtıkları davayı, harcını tamamlamak suretiyle 1.271.846,00.-TL üzerinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faziyle birlikte ıslah etmiştir.
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/02/2014 tarih ve 2013/274 E. - 2014/98 K. sayılı dosyasının halen derdest olduğunu, dayanılan tapu kaydının hukuken geçerli olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile; 1.271.846,00.-TL"nin dava tarihinden tarihten itibaren işleyecek yasal faziyle birlikte davalı Hazineden alınarak davacılara ödenmesine, davacıların ... Yönetimine açmış olduğu davanın husumetten reddine, davacılar vekili için kabul edilen değer üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 61.555,38 TL vekâlet ücretinin davalı Hazineden tahsil edilerek davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 31.05.2018 gün ve 2018/948 E. - 2018/4140 K. sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiş, davalılardan Hazine vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesine göre açılan tazminat istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından; tazminat istemine dayanak yapılan ... ilçesi, Akköy köyü 1478 parsel sayılı taşınmazın 1958 yılında yapılan arazi kadastrosunda senetsizden 24.000 m² yüzölçümü ve fundalık vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edildiği, davacıların murisi tarafından 22.07.1991 tarihinde satın alındığı, 30.10.1995 tarihinde ... sınırları içerisinde kaldığına dair şerh konulduğu, ... Yönetimi tarafından açılan dava sonucunda ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/274 E. - 2014/98 K. sayılı ilamı ile taşınmazın tapusunun iptali ile ... vasfıyla tesciline karar verildiği, bu ilamın 09/07/2014 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 10.04.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece kurulan hüküm usul ve kanuna aykırıdır.
4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. 4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptali ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
Belirtilen nedenle; dava konusu taşınmaza tapu iptal kararının kesinleşme tarihi davanın açıldığı tarihten sonra olduğundan davanın açıldığı tarih olan 10.04.2014 tarihi ... ilçesi verileri esas alınmak suretiyle değer biçilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden, ... ilçesinin 2013 yılı verilerine göre ve ... ilçesinin resmi verilerinde bulunmayan bezelye, bamya ve patlıcan münavebesi esas alınmak suretiyle tespit edilen metrekare birim fiyatına endeks uygulanmak suretiyle değer biçen bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
O halde mahkemece, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 6754 sayılı Bilirkişilik Kanununun 39. maddesiyle değişik 15. maddesinde belirtilen yönteme göre oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda, net gelir yöntemine göre ve tapu iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarih dava tarihinden sonra olduğundan dava tarihi itibarıyla taşınmazda meydana gelen gerçek zarar miktarı belirlenmeli, değerlendirme tarihi olan 2014 yılına ait ... ilçesi ürün maliyet ve verim cetvelleri de ilçe tarım müdürlüğünden getirtilerek oluşacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Bu nedenlerle, Dairenin onama kararının kaldırılarak yukarıda belirtildiği şekilde yeniden uygulama ve araştırma yapılmasına yönelik olarak bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin karar düzeltme isteminin kabulüyle, Dairenin 31.05.2018 gün ve 2018/948 E. - 2018/4140 K. sayılı onama kararının KALDIRILMASINA, yerel mahkemenin 11.06.2015 gün ve 2014/222 - 2015/243 E.K. sayılı kararının BOZULMASINA 06/12/2018 günü oy birliği ile karar verildi.