8. Ceza Dairesi 2017/25872 E. , 2018/2371 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması
HÜKÜM : Hükümlülük
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Sanığın, başkasına ait sahte olarak düzenlenen kimlik ile mağdur bankadan kredi kartı sözleşmesi düzenleterek kredi kartı alma ve bu kartı değişik zaman ve yerlerde birden çok kez kullanma eylemlerinin TCK.nun 245/3, 43/1. maddeleri yanında ayrıca aynı Yasanın 245/2. ve 43. maddelerinde düzenlenen zincirleme şekilde sahte kredi kartı üretme suçunu da oluşturduğu gözetilmeden, eylemler kül halinde değerlendirilerek TCK.nun 245/3,43. maddelerinden mahkumiyet kararı verilmesi suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından, temel ceza belirlenirken hapis cezası alt sınırdan tayin olduğu halde, aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınan birim gün sayısının alt sınırdan uzaklaşarak belirlenmesi suretiyle çelişkiye neden olunmuşsa da, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 04.03.2008 gün ve 47/43 sayılı kararında açıklandığı üzere, yukarıda eleştiri konusu yapılan ve sanığın gerçekte alması gereken ceza miktarından daha az bir ceza almasına yol açan mahkeme uygulamasının sanık lehine olması nedeniyle bu yanılgılı uygulamada yapılan hatadan ötürü ikinci kez atıfet sağlayacak şekilde bozma yapılmasının adalet ve hakkaniyete uygun olmayacağı anlaşıldığından tebliğnamdeki düzelterek onama düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, şikayetçi ..."a yönelik sahte üretilmiş kredi kartını kullanmak suçunun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanık müdafinin, sübuta yönelik temyiz itirazı yerinde görülmediğinden reddiyle hükmün oybirliğiyle ONANMASINA,
2- Sanık müdafiinin şikayetçiler HSBC ve ..."na yönelik sahte kartlar üretmek suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyizlerine gelince;
a) Sanığın, katılana ait kimlik bilgileri ve sahte belgelerle şikayetçi bankalara müracaat ederek kredi kartı sözleşmeleri imzalayıp sahte kredi kartları çıkartması eylemlerinin, suç tarihi itibariyle banka sayısınca TCK.nun 245/2, 43. maddesine uyan suçları oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek TCK.nun 245/3, 35/2. maddelerinde düzenlenen suçu oluşturduğundan bahisle yazılı şekilde hükümler kurulması,
b) Sanık hakkında temel ceza belirlenirken hapis cezaları alt sınırdan tayin olduğu halde, aynı gerekçeyle adli para cezalarına esas alınan birim gün sayısının alt sınırdan uzaklaşarak belirlenmesi suretiyle hükümlerde çelişkiye neden olunması,
c) TCK.nun 245/2. maddesinde düzenlenen sahte üretilmiş banka veya kredi kartının kullanılması suçlarının mağdurları ilgili bankalar olup, suçlardan doğrudan zarar görmeyen ..."nun davaya katılma hakkı bulunmadığı gözetilmeden, lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 05.03.2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI DÜŞÜNCE
Sanık ... hakkında açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece sanığın sahte banka veya kredi kartları kullanmak suretiyle yarar sağlamaya teşebbüs suçundan TCK.nun 245/3, 35, 62 maddeleri gereğince iki kez cezalandırılmasına ilişkin hükmün bozulmasına dair sayın çoğunluğun görüşüne aşağıdaki nedenlerle katılma olanağı olmamıştır.
Banka ve kredi kartının tanımı, 5464 sayılı Banka veya Kredi Kartları Kanunu’nun 3 üncü maddesinde yapılmıştır.
Banka kartı, mevduat hesabı veya özel cari hesapların kullanımı dahil bankacılık hizmetlerinden yararlanmayı sağlayan kartı,
Kredi kartı, nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alımı veya nakit çekme olanağı sağlayan basılı kartı veya fiziki varlığı bulunmayan kart numarasını şeklinde, aynı maddenin (g) bendinde kart çıkaran kuruluş olarak da, banka kartı veya kredi kartı düzenleme yetkisini haiz bankalar ile diğer kuruluşlar olarak tanımlanmıştır.
5464 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde de kartlı sistem kurma, kart çıkarma, üye işyerleri ile anlaşma yapma, bilgi alışverişi, takas ve mahsuplaşma faaliyetleri için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulundan izin almaları gerektiği ifade edilmiştir.
Aynı Kanunun 37/2. maddesine göre de, kredi kartı veya üye işyeri sözleşmesinde veya eklerinde sahtecilik yapanlar veya sözleşme imzalamak amacıyla sahte belge ibraz edenler bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile mahkum edileceklerdir.
5464 sayılı Kanunun 3, 4 ve diğer maddeleri birlikte değerlendirildiğinde banka veya kredi kartı çıkarmanın Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluşunun izin verdiği banka veya kredi kuruluşlarına aittir.
Banka ve kredi kartlarını ancak BDDK’dan izin alan kuruluşlar çıkartabileceklerdir.
TCK.nun 245/2. maddesinde “Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden..” şeklinde tanımlanan suçun oluşumu için, sahte oluşturulan kartın başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilmesi gerekir.
İlişkilendirmenin Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlük karşılığı “ilişkili duruma getirmek” olarak tanımlanmıştır.
Burada önemli olan unsur, karta, başkasının hesap numarasını ve hesap bilgilerini aktararak kartın oluşturulmasıdır.
Maddedeki, üretme, satma, devretme, satın alma, kabul etme şeklindeki seçenek hareketlerde fiilin ticari amaçla yapılmasını ifade etmektedir.
Suçun oluşumu için öncelikle, ilgili kuruluşlarca izin alan banka ve kredi kurumlarınca gerçek veya tüzel kişi adına açılmış bir banka ve kredi kartı hesabı olmalıdır. Daha sonra da bu hesaba ilişkin bilgilerin bir şekilde kopyalanarak kartın üretilmesi ve maddedeki diğer seçenek hareketlerin gerçekleştirilmesi gerekecektir.
Başka bir anlatımla, banka veya kredi kuruluşlarının yetkisinde bulunan banka veya kredi kartının yetkisiz olarak sahte oluşturulmasıdır.
Sahte kimlik ve belgelerle, kart çıkarma yetkisine sahip bankalara başvurup o kişiler adına hesap oluşturulması ve bu hesaptan kart alınıp kullanılması hesapla ilişkilendirme bulunmadığından TCK.nun 245/2. maddesindeki suçu oluşturmayacaktır.
Başkasına ait sahte kimlik veya kimlik bilgileri ile o kişi adına kart çıkarılması halinde, kart, kart çıkarmaya yetkili kuruluş tarafından düzenlenmekte ve doğrudan hiçbir ilişkilendirme olmadan çıkarılmış olması nedeniyle TCK.nun 245/2. maddesinin uygulanma olanağı bulunmayacaktır.
Başkasına ait kimlik bilgileri ve belgeleri ile bankaya başvurup, kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi ve kredi kartının kullanılması durumunda fiil 5464 sayılı Kanunun 37/2. maddesindeki suçu ve kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi esnasında kullanılan belgelerin özelliğine göre TCK.nun 204, 207. maddelerindeki suçu oluşturacaktır.
Başkasına ait hesapla ilişkilendirme sonucu, hesap sahibinin bilgileri kopyalanmak suretiyle sahte kartın üretilmesinden sonra bu şekilde oluşturulan kart ile yarar sağlanması halinde hem TCK.nun 245/2, hem de TCK.nun 245/3. maddesindeki suç oluşabilecektir.
Somut olayda sanığın, aynı ismi taşıyan katılanın kimlik bilgileri ile ... ve Asya Finans Kurumuna başvurup kredi kartı sözleşmesi imzalayarak sahte kredi kartı çıkarılmasını sağladığı ancak kullanmadığı ve yarar sağlamadığı ve yarar sağlamaya yönelik bir hareketininde saptanmayan olayda, doğrudan bankaya başvurularak kredi kartı çıkarılması karşısında TCK.nun 245/2. maddesi kapsamında kart sahibinin önceden açılan hesabı ile ilişkilendirme söz konusu olmadığından TCK.nun 245/2. maddesinde tanımı yapılan suçun unsurları oluşmadığı ve sahte oluşturulan kartın kullanmaya teşebbüs edildiğine ilişkinde kanıt bulunmaması nedeniyle sanığın beraatine karar verilmelidir.
Bu itibarla, sanığın fiilinin TCK.nun 245/2. maddesinde tanımı yapılan suçu oluşturduğundan bahisle kararın bozulmasına dair sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir.05.03.2018