Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/44781
Karar No: 2018/2006
Karar Tarihi: 07.02.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/44781 Esas 2018/2006 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2017/44781 E.  ,  2018/2006 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davacının, ... Orman Bölge Müdürlüğü Milli Parklar Şube Müdürlüğünde şoför olarak çalıştığını, fazla çalışma yapmasına ve ulusal bayram genel tatil günleri çalışmasına rağmen zamlı ücret ödemesi yapılmadığını belirterek, müvekkilinin fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, müvekkili kurum tarafından davacının hak kazandığı tüm fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının bordrolara yansıtılmak suretiyle ödendiğini ifade ederek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, delil durumuna göre ulusal bayram genel tatil ücreti talebi reddedilerek, fazla mesai ücreti isteği hüküm altına alınmıştır. Davalı temyizi üzerine Dairemizce fazla çalışmaya ilişkin olarak kararın bozulması üzerine Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
    2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Mahkemece hükmüne uyulan Dairemizin 12.11.2015 tarih 2014/16948 Esas ve 2015/30773 Karar sayılı bozma ilamında diğer nedenlerin yanısıra , "mahkemece alınacak bilirkişi raporunda, işçinin çalışma düzenini gösterir belge olan dönem için bu belgelerin her birindeki saatlere göre ve alacak işverence tutulmuş belgeye dayanılarak hesaplandığından indirimsiz olarak ve belge bulunmayan dönemler için tanık beyanlarına göre ve uygun bir indirime gidilerek alacak hakkında bir hüküm kurulması"" gerektiği gerekçesiyle bozma yapılmıştır. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, kayıt sunulan 4.2008-9.2009 tarihleri arasındaki yaklaşık 13 aylık dönem için 3.985,46 TL; kayıt sunulmayan yaklaşık 20 aylık dönem için ise görev yolluğu bildirimlerinden genel olarak çıkan sonuca göre haftada 27 saat fazla çalışma yapıldığı kabul edilerek 32.098,25 TL fazla çalışma ücret alacağı hüküm altına alınmıştır. Ne varki, mahkemece varılan sonuç dosya içeriği ile örtüşmemektedir.
    Hukuk Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır.
    Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istkirar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
    Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki easaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir. (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK)
    Mahkemenin, Yargıtay"ın bozma kararına uyulması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
    Kazanılmış haklar Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasa"nın 2.maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir.” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.
    Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazıanılmış hak” olgusunun, bir çok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmakadır:
    Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usuli kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır.
    Benzer şekilde; uygulanması gereken bir kanun hükmü, karar kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesi"nce iptal edilirse usuli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir. (HGK"nun 21.01.2004 gün, 2004/10-44 E, 19 K.).
    Bu sayılanların dışında ayrıca; görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hataya dayanan bozma kararlarına uyulmasında olduğu gibi kamu düzeni ile ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemez (Baki Kuru, Hukuk Mahkemeleri Usulü-6.Baskı, cilt 5, 2001).
    Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada, ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.
    Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde açıkça tanık deliline dayanılmadığı gibi yargılama aşamasında da davacının tanık dinletme talebi olmamıştır. Dosya içerisinde bulunan tanık beyanlarının ... 4. İş Mahkemesi"nin 2013/1310 Esas sayılı dava dosyası için dinlenildiği, her iki davanın 19.11.2013 tarihli celse zabıtlarının ortak hazırlandığı ancak talinat yolu ile beyanları alınan tanıkların 2013/1310 Esas sayılı dava dosyası için dinlenildiğinin celse içeriğinden de anlaşıldığı, hatta davacının da sözü edilen dosyada tanıklık ettiği ve tanık beyanlarının eldeki dava dosyasını kapsamadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, bozma ilamının belge bulunmayan dönemler için tanık beyanlarına göre ve uygun bir indirime gidilerek fazla çalışma ücreti alacağının hesaplanması gerektiğine yönelik kısmı maddi hataya dayalıdır. Maddi hataya dayanan bozma ilamına uyulması, davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşturmaz.
    Açıklanan nedenle, mahkemece sadece kayıt sunulan dönem için hesaplanan 3.985,46 TL fazla çalışma ücreti alacağı hüküm altına alınmalı, geriye kalan dönem için ise hizmet vasıta şoförü olarak çalışan davacının yöntemince fazla çalışma yaptığını ispatlayamadığı kabul edilmelidir. Zira, her dosya kendi içerisindeki delil durumuna göre değerlendirilir. Dosya içerisinde hiç bir delil bulunmayan dönem için farazi olarak fazla çalışma hesaplaması yapılması mümkün değildir.
    Kabul şekline göre; kayıtlara göre hesaplanan 3.985,46 TL fazla çalışma ücret alacağından takdiri indirim yapılmamasında bir isabetsizlik bulunmamakta ise de, tanık anlatımlarına göre hüküm altına alınan 32.098,25 TL fazla çalışma ücret alacağı için takdiri indirim yapılmadan hüküm kurulması da doğru bulunmamıştır.
    3-Taraflar arasında fazla çalışma ücreti alacağına uygulacak faizin türü ve başlangıç tarihine ilişkin de uyuşmazlık bulunmaktadır.
    01.01.2003-31.12.2004 tarihleri arasında yürürlükte bulunan 14. dönem TİS"in 18. maddesinde, haftalık çalışma süresinin 45 saat olduğu, 5 gün çalışılan işyerlerinde günlük 9 saat; 6 gün çalışılan işyerlerinde günde 7.5 saat üzerinden çalışma düzenini işverenin belirleyeceği; 19. maddesinde, iş süresinden sayılan haller; 22. maddesinin A bendinde, fazla çalışma yapılırsa karşılığı ücretin %75 zamlı ödeneceği kararlaştırılmıştır. Aynı yönde düzenlemelere 1.1.2005-31.12.2007 yürürlük süreli 1. dönem, 1.1.2008-31.12.2010 yürürlük süreli 2. dönem, 1.1.2011-31.12.2012 yürürlük süreli 3. dönem TİS"lerde de yer verilmiştir.
    Mülga 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunun 61.maddesi ve 6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu"nun 53. maddesinin 2. fıkrasında, “Toplu iş sözleşmesine dayanan eda davalarında temerrüt tarihinden itibaren, işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır"" şeklinde kurala yer verilerek uygulanması gereken faiz türü belirtilmiştir.
    4857 sayılı İş Kanununun 41 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, fazla çalışma saat ücreti, normal çalışma saat ücretinin yüzde elli fazlasıdır. İşçiye fazla çalışma yaptığı saatler için normal çalışma ücreti ödenmişse, sadece kalan yüzde elli kısmı ödenir.
    Somut uyuşmazlıkta, hüküm altına alınan fazla çalışma alacağının tamamının TİS"den doğan istekolmadığı gözardı edilmiştir. 4857 Sayılı Yasa"nın az yukarıda belirtilen 41. maddesine göre, fazla çalışma karşılığı ücretin %50 zamlı ödenmesi kanun gereğidir. Açıklanan nedenle, sözü edilen alacağın kanun gereği hesaplanan kısmına kanunda belirtilen faiz türünün, TİS"deki düzenleme nedeniyle kanunda belirtilen hesaplama yöntemini aşan kısmına (fazla çalışma alacağı için %25) ise işletme kredilerine uygulanan en yüksek faizin uygulanması gerekmektedir.
    Mahkemece 14. dönem ve 1, 2, 3. dönem TİS"lerin 53. maddesinde ""ücretin en geç ayda bir olmak üzere işledikten sonra her ayın 14"ünü takip eden en geç 3 gün içinde ödenmesi gerektiği"" gerekçesiyle ve talep ile bağlı kalınarak fazla çalışma ücret alacağı için uygulanması gereken faizin başlangıcı ödenmesi gereken ayı takip eden ayın 23. günü kabul edilmiş ve alacağa hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtilen temerrüt tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiğine karar verilmiştir.
    Ne var ki, ücret alacağına ilişkin TİS"lerde yer alan düzenleme fazla çalışma ücret alacağını kapsamamaktadır. Fazla çalışma ücreti için TİS"lerde açık bir ödeme tarihi kararlaştırılmadığına göre, hüküm altına alınan fazla çalışma ücreti alacağına dava ve ıslah tarihinden faiz yürütülmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı bulunmuştur.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 07/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi