Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2012/5-641
Karar No: 2013/255
Karar Tarihi: 20.02.2013

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/5-641 Esas 2013/255 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2012/5-641 E.  ,  2013/255 K.
  • TAŞINMAZIN DEVLETİN HÜKÜM VE TASARRUFU ALTINDAKİ YERLERDEN OLMASI
  • KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN TESPİTİ VE TESCİL
  • KAMULAŞTIRMA KANUNU (2942) Madde 19
  • KADASTRO KANUNU (3402) Madde 17
  • KADASTRO KANUNU (3402) Madde 16

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki “Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Araklı Asliye Hukuk Mahkemesi"nin davanın kabulüne dair verilen 13.10.2008 gün ve 229-297 sayılı kararının incelenmesi katılan Hazine temsilcisi  tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5.Hukuk Dairesi"nin 30.03.2009 gün ve 1527-4949 sayılı ilamı ile;

(“...Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 19.maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taşınmazın davalı tarafından zilyetlikle iktisap iddiasına itirazda bulunan Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Alınan raporlar yasa hükümlerine uygundur.

Arazi niteliğindeki taşınmaza net geliri esas alınarak, dava tarihi itibariyle değerinin tespit edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;

1-Davalının zilyetliğine itiraz edildiğine göre, tespit edilen bedelin, dava konusu taşınmazın mülkiyeti ihtilaflı olduğundan 2942 sayılı Kanunun 19/7. maddesi uyarınca ileride belirlenecek hak sahibine ödenmek üzere bankaya 3’er ay vadeli hesaba yatırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davalı zilyede ödenmesine hükmedilmesi,

2-Davalı idare harçtan bağışık olmadığı halde harçtan muaf olduğundan bahisle aleyhine harca hükmedilmemesi,

  Doğru görülmemiştir...”)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

                                HUKUK GENEL KURULU KARARI

 Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

 Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanunu’nun 19.maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.

      Davacı EPDK vekili, zilyedi olarak davalının belirlendiği, özel projesinde 75 nolu parselde gösterilen çayır vasfındaki dava konusu tapusuz taşınmazın 668,78 m2’ lik kısmının Kamulaştırma Kanunu’nun 19. maddesi gereği kamulaştırma bedelinin tespiti ile Hazine adına tescilini istemiştir.

       Asli Müdahil Hazine temsilcisi, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiası ile; Orman İdaresi de taşınmazın orman vasfında olduğu iddiası ile 30.6.2008 tarihinde davaya müdahalede bulunarak, itiraz etmişlerdir.

    Mahkemece, Kamulaştırma Kanunu’nun 19.maddesi uyarınca araştırmalar yapıldığı, müdahillerin iddiası doğrultusunda keşif yapılarak taşınmazın orman olmadığının da belirlendiği gerekçesi ile kamulaştırma bedelinin 5350,16 YTL olarak tespitine; taşınmazın EPDK adına tesciline; kararın kesinleşmesi beklenmeden kamulaştırma bedelinin davalıya ödenmesine karar verilmiştir.Davacı EPDK’nın tavzih istemi üzerine tescilin Hazine adına yapılmasına şeklinde ilk kararda düzeltme yapılmıştır.

     Katılan davacı Hazine temsilcisi tarafından temyizi üzerine, Özel Dairece karar, yukarıya başlık bölümüne metni aynen alınan gerekçe ile bozulmuştur.

       Mahkemece, Kamulaştırma Kanunu’nun 19/7 maddesini yalnızca lafzi yorum metodu ile yorumlamadığı, itiraz eden Mal Müdürlüğü ve Orman İşletme Şefliği"nin itirazlarının dava konusu taşınmazın orman vasfında olduğuna ilişkin olduğu, bu iddianın da aynı Kanun"un 19/1 maddesinde atıf yapılan Kadastro Kanunu"nun 16. maddesinde sayılan yerlere ilişkin olduğu ve yapılacak araştırmanın davanın sübutuna etki edeceği, orman vasfında olmadığı tespit edilen taşınmaz için itiraz eden idarelerin, yalnızca orman vasfı nedeniyle devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yer iddiasıyla yapmış olduğu itirazın, 2942 sayılı Kanun"un 19/7 maddesi lafzı dolayısıyla davacının zilyetlikle iktisabına yapılmış itiraz olarak yorumlanmasının aynı maddenin amacına aykırı olacağı, Kanun"un 19/7 maddesinde yer alan Hazine tarafından yapılmış itirazların, Kadastro Kanunu"nun 17. maddesi kapsamında yer alan taşınmazlar için yapılması lazım gelen itirazlardan olması gerekeceği gerekçesi ile önceki kararda direnilmiştir.

  Müdahil Hazine ve Orman İdaresi"nin direnme kararını temyizi üzerine, Hukuk Genel Kurulu, Orman İdaresi’nin temyiz istemi yönünden, ilk kararı temyiz etmemesi nedeniyle direnme kararını temyizde hukuki yararı bulunmadığından Orman İdaresi"nin temyiz dilekçesinin reddine; Hazinenin temyiz istemi yönünden ise; sadece davacı Kurumun yargı harcından muaf olmadığı, yargı harcını ödemesi için önel verilmesi sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile usulden bozulmuş, işin esasına ilişkin şimdilik inceleme yapılmadığı ilamda belirtilmiştir.

  Mahkemece Hukuk Genel Kurulu kararına uyulmuş, davacı EPDK’dan harç alınmıştır. Mahkeme son direnme kararında; dava konusu taşınmazın orman ve Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığı anlaşıldığından kamulaştırma bedelinin davalıya ödenmesine karar verildiği gerekçesi ile önceki gibi karar vermiştir. Direnme kararını sadece müdahil Hazine temsilcisi temyiz etmiştir.

   İşin esasına geçilmesinden önce, Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılan bozma üzerine verilen temyize konu direnme kararının Özel Dairece mi Hukuk Genel Kurulu tarafından mı incelenmesi gerektiği konusu ön sorun olarak görüşülmüş ve sonuç olarak Hukuk Genel Kurulu tarafından ilk direnme kararının harca yönelik olarak sadece usulden bozulduğu ve işin esası  hakkında inceleme yapılmadığı gerekçesi ile, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılması gerektiğine ve ön sorun olmadığına oyçokluğu ile karar verilmiştir.

    İşin esasına gelince; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun  19.maddesinde belirtildiği üzere; İdare öncelikle, kamulaştırılması kararlaştırılan tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malın, 21/06/1987 tarihli ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 16.maddesinde sayılan kamu mallarından olup olmadığını ilgili yerlerden sormak suretiyle tespit eder.

  İdarece yapılan bu araştırma sonucunda, kamulaştırılması kararlaştırılan tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malın, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16.maddesinde sayılan kamu mallarından olmadığının, taşınmaz malın zilyedi mevcut olup da zilyetlikle iktisap iddiasında bulunulduğunun tespiti halinde, 9. madde gereğince seçilen bilirkişiler marifetiyle mahallinde tahkikat yapar, delilleri toplar ve keyfiyeti bir tutanakla belirtir. Bu tutanakta, taşınmazın yüzölçümü, zilyedin kimliği, vergi kaydı, zilyetliğin başlangıç tarihi ve süresi, mülkiyeti kazanma şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirtilir.

İdarece hazırlanan ve 10 uncu madde uyarınca toplanılan belgelerin tamamı, taşınmaz malın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesine verilerek, taşınmaz malın kamulaştırma bedelinin tespitiyle, bu bedelin peşin veya kamulaştırma bu Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise taksitle ödenmesi karşılığında idare adına tesciline karar verilmesi istenir.

Mahkeme, taşınmaz malın kamulaştırma bedelini 10 uncu maddede belirtilen usulde ve sürede tespit eder. Mahkeme, idarece verilen bilgi ve belgelerden, zilyedin kamulaştırma tarihinde taşınmaz malı Türk Kanunu Medenisi hükümleri dairesinde ve zilyetlikle iktisap etmiş olduğunu belirtmeye yeterli gördüğü takdirde, kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin bilirkişi raporunu idareye, bu raporla birlikte idarece verilen diğer belgeleri tespit edilen zilyede tebliğ eder.

Ayrıca taşınmaz malın durumu, o yerin en büyük mal memuruna bildirilmekle beraber, taşınmaz malın bulunduğu yerde çıkan mahalli gazetede ve Türkiye genelinde yayımlanan bir gazetede en az bir defa ilan edilir.

İlanda ise;

a) Taşınmaz malın bulunduğu yeri, mevkii, sınırı, miktarı,

b) Zilyedin kimliği,

c) Kamulaştırma bedelinin yatırılacağı banka,

d) Konuya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delillerin, ilan tarihinden itibaren on gün içinde mahkemeye yazılı olarak bildirmeleri gerektiği,

e) Hak sahiplerinin son ilandan itibaren bir ay içinde itiraz etmedikleri takdirde, kamulaştırma bedelinin zilyede ödeneceğine karar verileceği,

Belirtilir.

Son ilandan itibaren otuz gün içinde Hazine veya üçüncü bir kimse tarafından itiraz edilmediği takdirde, mahkemece kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen miktarın, peşin ve nakit olarak veya bu Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre taksitle kamulaştırma yapılmış ise, ilk taksidin yine peşin ve nakit olarak zilyet adına ilanda belirtilen bankaya yatırılması ve yatırıldığına dair makbuzun ibraz edilmesi için idareye onbeş gün süre verilir. Gereken hallerde bu süre bir defaya mahsus olmak üzere mahkemece uzatılabilir.

     İdare tarafından kamulaştırma bedelinin zilyet adına yatırıldığına dair makbuzun mahkemeye ibrazı halinde mahkemece, taşınmaz malın idare adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin zilyede ödenmesine karar verilir ve bu karar tapu dairesine ve paranın yatırıldığı bankaya bildirilir.

    Bu müddet içinde Hazine veya üçüncü şahıslar tarafından itiraz edilmesi halinde ise, mahkemece, tespit edilen kamulaştırma bedelinin ileride hak sahipliğini ispat edecek kişiye ödenmek üzere idarece ilanda belirtilen bankada açılacak üçer aylık vadeli hesaba yatırılmasından sonra, taşınmaz malın idare adına tesciline karar verilir.

    19.madde hükmünden de anlaşıldığı üzere, mahkeme önce taşınmaza ait kamulaştırma bedelini belirleyip, dava konusu taşınmaza özgü olarak anılan maddenin 4.fıkrasında düzenlenen ilanı yapacaktır. Mahkemece kamulaştırma bedeli belirlenmeden tüm taşınmazlara yönelik olarak 8.5.2008 ve 12.5.2008 tarihlerinde ilan yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu ilanın  19/4.maddede belirtilen ilana uygun olmadığı açıktır. Öyle ise, Hazine ve Orman İdaresi’nin 30.06.2008  tarihinde davaya katılarak, yapmış oldukları itirazın süresinde olduğu anlaşılmaktadır.

     Bilindiği üzere 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16.maddesinde ormanlar da dahil devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kamu malları sayılmış; 17.maddede ise, orman dışındaki devletin hüküm ve tasarrufu altındaki imar ihya edilebilecek taşınmazlara ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. 

   Katılan Hazine temsilcisi, dava konusu taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiası ile zilyetliğe itiraz etmiştir.

   Yerel Mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu taşınmazın orman olmadığı belirlenmiştir. Ne var ki, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer iddiası yukarda belirtildiği üzere orman vasfı dışındaki taşınmazları da kapsadığından,  Hazine itirazı mülkiyet ihtilafı niteliğindedir.

         Kamulaştırma Kanunu’nun 19/7.maddesi uyarınca zilyetliğe itiraz edildiğine göre, mahkemece, tespit edilen kamulaştırma bedelinin ileride hak sahipliğini ispat edecek kişiye ödenmek üzere idarece ilanda belirtilen bankada açılacak üçer aylık vadeli hesaba yatırılmasından sonra, taşınmaz malın idare adına tesciline karar verilmesi gereğine değinen  Özel Daire bozma ilamı yerindedir.

              Ne var ki, bankaya bloke edilen kamulaştırma bedelinin davalı Osman’a ödendiği, banka tarafından 14.10.2008 günlü yazı ile bildirilmiştir. O halde, ödendiği bildirilen kamulaştırma bedelinin davalı zilyetten istenerek ileride belirlenecek hak sahibine ödenmek üzere bankaya 3’er aylık vadeli hesaba yatırılmasına karar verilmelidir.

       Öte yandan, 4628 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 15.maddesinde düzenlenen;   kamulaştırılan taşınmazın mülkiyeti, üretim veya dağıtım tesislerinin mülkiyetine sahip olan ilgili kamu kurum veya kuruluşuna, bunların bulunmaması hâlinde ise Hazineye ait olur, hükmü uyarınca taşınmazın Hazine adına tescil edilmesi gerektiği, her ne kadar ilk kararda bu husus tavzihen düzeltilmiş, sonraki kararlarda EPDK adına tescil kararı verilmişse de,  taşınmazın Hazine adına tescil edileceği tartışmasızdır.

        Açıklanan bu değişik gerekçe ile  Yerel Mahkeme direnme kararı usul ve yasaya aykırı olup bozulması gerekir.

 SONUÇ: Katılan Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçelerle, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun  geçici 3. maddesinin atfı  dikkate alınarak HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı kanunun 440.maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere  20.02.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi