Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/11889 Esas 2019/8678 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11889
Karar No: 2019/8678
Karar Tarihi: 16.12.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/11889 Esas 2019/8678 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/11889 E.  ,  2019/8678 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 09/04/2015 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30/05/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, TMK"nun 605/2 maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir.
    Davacılar vekili, 07.10.2014 tarihinde vefat eden muris ...’un terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, TMK"nın 605/2. maddesi uyarınca mirasın hükmen reddine karar verilmiştir.
    Hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.
    1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2- Dava, TMK"nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanununun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir.
    TMK"nun 612. maddesi "En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceğini, tasfiye sonunda arta kalan bir değer varsa bunun mirasını reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceğini" öngörmektedir.
    Mahkemece davanın niteliği gereği davalı-alacaklının, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olup olmadığına karar verildiği göz önünde bulundurularak yargılama gideri ve harçtan davalının değil davacının sorumlu tutulması, davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi, yine en yakın mirasçıların tümü tarafından mirasın reddine dair karar kesinleştiğinde TMK 612. maddesi gereğince mirasın Sulh Hukuk Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilmesine dair hüküm kurulması gerekirken bu konuda hüküm kurulmamış olması da doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nun 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hüküm fıkrasının 5. ve 6. bendinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “Davanın niteliği gereği yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına ve davacılar lehine vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına” ibarelerinin eklenmesine, hükme son bent olarak “En yakın mirasçıların tümü tarafından mirasın reddine ilişkin karar kesinleştiğinde Türk Medeni Kanununun 612. maddesi gereğince mirasbırakan ...’un mirasının Sulh Hukuk Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilmesine,” cümlesinin eklenmesi suretiyle düzeltilmesine, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.12.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.