13. Hukuk Dairesi 2016/1707 E. , 2017/6443 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat ... geldi, karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalılardan ... ... adına tapuda kayıtlı 5 nolu parselde inşaa edilen 5.kat daireyi 29.12.1995 tarihli sözleşme ile satın aldığını, bedelini ödediği halde dairenin teslim edilmediğini ileri sürerek, dairenin tarafına teslimine, mümkün olmazsa dairenin rayiç değeri 60.000,00 TL.nin dava tarihinden yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket cevap vermemiş, diğer davalılar da davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalı ... mirasçıları aleyhindeki davanın zamanaşımı nedeni ile reddine, 37.530,00 TL.nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı şirketten tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalılardan 29.12.1995 tarihli sözleşme ile satın aldığı dairenin teslim edilmediğini ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır. Davacının ibraz ettiği 29.12.1995 tarihli " daire satış sözleşmesi " başlıklı sözleşmede davacı ile davalılardan ... İnşaat Ltd Şt. kaşe ve imzasının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, kural olarak bir hakkı dava etme yetkisi o hakkın sahibine ait olup, buna aktif husumet denildiği gibi, bir hakkın kendisinden istenebilecek durumunda olan yani hakka uymakla yükümlü kişi ise borçlu kişi olup, buna da pasif husumet denilir. Bir davada gerek aktif ve gerekse pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı mahkemece öncelikle ve resen gözetilecek hususlardandır ve şayet husumet ehliyeti yok ise, dava bu sebep ile reddedilir. Davalıların murisi ... arsa maliki olup davacı ile yapılan sözleşmede şahsen imzası bulunmadığından onun aleyhindeki davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile zamanaşımı nedeni ile reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Davalılar murisi aleyhindeki davanın husumet nedeni ile reddine karar verildiğinde, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesi"nin 7. maddesi gereğince, davalılar yararına vekalet ücreti takdiri gerektiğinden fazla vekalet ücret takdiri de usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlıkların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden sonucu itibariyle doğru olan hükmün gerekçesi değiştirilerek onanması HUMK.438/7 ve 438/son maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan 1. bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince davacı tarafından temyiz edilen ve sonucu itibariyle doğru olan kararın gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek, yine temyiz edilen kararın hüküm başlıklı bölümünün 2. bendinin 6. fıkrasının 3. satırındaki ..." 4.378,30 TL. " rakamının silinerek yerine " ..750,00 TL " rakamının yazılmasına, kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 1480,00 TL duruşma avukatlık parasının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.