19. Hukuk Dairesi 2015/16672 E. , 2016/4572 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalının iş yerinden 2.000,00 TL bedelle araç kiraladığını ve 1.000,00 TL"sinin ödendiğini, müvekkilinin aracı davalıya teslim etmesinden önce kaza yaptığını, müvekkilinin olaydan sonra kalan 1.000,00 TL"yi ödeyip kiralamadan dolayı borcunun kalmadığını, daha sonra müvekkili aleyhine 21.00,00 TL bedelli bonoya istinaden icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin hiçbir şekilde davalıya senet vermediğini, davalı ile araç kiralama dışında hiçbir tanışıklığı olmadığını, müvekkilinin davalıya senet vermek gibi bir iradesinin de olmadığını, aksinin kabulünde bile verilen senedin ancak doğacak zarara teminat olarak alınmış kabul edileceğini ve zarar kadar geçerli olması gerektiğini, aracın da zararının belli olmadığını, takibe konu senedin müvekkilinden iradesi dışında alındığını, bu nedenle geçersiz olduğunu ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine %20"den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkiline ait iş yerinden araç kiraladığını ve kaza yaptığını, kaza öncesinde başkaca kazasının olmaması nedeniyle araçta ciddi anlamda değer kaybı oluştuğunu, tarafların bir araya gelerek araçta meydana gelen değer kaybı ve tamir süresi nazara alınarak yoksun kalınan gelir kaybı için anlaştıklarını, ayrıca müvekkilinden davacının 9.000,00 TL borç talebinde bulunduğunu, davacıya 9.000,00 TL borç verilerek mutabık kalınan şartlarda tanzim olunan bononun müvekkiline teslim edildiğini, takibe konu bononun imzası inkar edilmeyen, herhangi bir sözleşmeye bağlı olmayan, teminat niteliği taşımayan ve tarafların serbest arzuları neticesinde oluşturulan bono olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda; davacının, kendisinden hile yolu ile boş ve imzalı senet alınmış olduğu iddiasını ispat edemediği, takibe konu senet üzerindeki imzanın davacıya ait olduğu hususunda taraflar arasında anlaşmazlık bulunmadığı, imzası inkar edilmeyen senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu veya bedelsiz olduğu hususlarının da davacı tarafından yasal delillerle ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 15/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.