23. Hukuk Dairesi 2015/5396 E. , 2017/3361 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasında 04.05.2009 tarihli sözleşme yapıldığını, taşınmaz üzerinde bulunan haciz nedeni ile inşaata başlayamadığını, ileri sürerek, 8.000 TL sözleşmeye aykırılık ve kazanç kaybının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2014/1905 esas, 2014/4521 karar sayılı ilamında "öncelikle tarafların sözleşmenin feshi yönünde iradelerinin mevcut olup olmadığı hususunun belirlenerek ve davacı tarafın talep ettiği zararların açıklattırılarak menfi zarar niteliğinde bulunması halinde sözleşmenin feshine ve talep edilebilecek menfi zararın değerlendirilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyularak, yapılan yargılamada tarafların karşılıklı olarak kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshini talep ettikleri ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshine karar verildiği, sözleşmenin geriye etkili olarak feshi halinde davacı tarafın ancak menfi zararını talep edebileceği, bilirkişi raporundaki 108.000,00 TL zararın menfi değil müspet zarar olduğu gerekçesiyle 04.05.2009 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine, tazminat talebinin koşulları oluşmaması nedeniyle reddine, karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalılar vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyulmasına rağmen, bozma ilamının gerekleri yerine getirilmemiştir. Dairemizce kusurun tazminat açısından önem arzettiği vurgulanmış olmasına rağmen mahkemece, fesih konusunda kimin haksız olduğu üzerinde durulmamıştır.Bu durumda mahkemece taraf delillerinin toplanarak, sözleşmenin feshinde kimin haklı olduğu belirlenerek, davacının haksız olduğu sonucuna varılırsa, menfi zarar talep edilmediğinden davanın şimdi ki gibi reddine karar verilmeli, sözleşmenin feshinde davalının kusurlu olduğu sonucuna varılırsa davacı müspet zarar talep edebileceğinden bu hususa göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Vekalet ücreti konusu yukarıda belirlenen gerekçe doğrultusunda yeniden belirleneceğinden bu konudaki temyiz itirazları şimdilik incelenmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde iadelerine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.