14. Hukuk Dairesi 2019/2770 E. , 2019/8669 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 16.06.2016 tarihinde verilen dilekçeyle mirasın hükmen reddi talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.10.2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından talep edilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili, 13.03.2008 tarihinde vefat eden ...’ın terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yerel mahkemece ilk olarak, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından istinaf talep edilmesi üzerine, ... 1. Hukuk Dairesinin 2017/1488 Esas, 2017/1487 Karar sayılı ile kaldırılmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkemece, istinaf kararı doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilinin istinaf talepleri ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince esastan reddedilmiştir.
Davalı vekili hükmü temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK"nin 307. maddesinde feragatin, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtilmiştir. Aynı Yasanın 308. maddesi gereğince de kabul, davacının talep sonucuna davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.
6100 sayılı HMK"nin "Feragat ve kabulün şekli" başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
Davanın geri alınmasında ise, 6100 sayılı HMK"nun 123. maddesinde "Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir." şeklinde hüküm altına alınmıştır. Madde metninden anlaşıldığı üzere, davacı, davalının muvafakatı ile davayı geri alabilir. Davalının rızasının açık olması gerekir; zımni muvafakat yeterli değildir. Davalı, davacının davayı geri almasına açık bir şekilde muvafakat ederse mahkemece, davanın esası hakkında karar verilmeyip geri alınma ve davalının da buna muvafakat etmesi nedeniyle davanın son bulduğunu belirtmekle yetinmelidir.
Somut olayda, davacılardan ... ve ..., 19.10.2016 tarihli duruşmada “Davaya devam etmek istemiyorum” şeklinde imzalı beyanda bulunmuş oldukları anlaşılmakla, adı geçen davacılardan sorulmak suretiyle, beyanlarının davanın geri alınması mı yoksa davadan feragat mi olduğu hususunun açıklığa kavuşturulması ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle HMK 373/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, dosyanın ilk derece MAHKEMESİNE, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 16.12.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.