14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/11937 Karar No: 2019/8668 Karar Tarihi: 16.12.2019
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/11937 Esas 2019/8668 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2016/11937 E. , 2019/8668 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 20/09/2013 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30/04/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, murisin terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir. Davacılar, murisleri ...’in 01.10.2007 tarihinde vefat ettiğini, murisin mirasının borca batık olması nedeniyle, mirasın hükmen reddine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Mahkemece, davanın kabulü ile muris ..."in mirasının davacılar tarafından hükmen reddedilmiş sayıldığının tespitine karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya kapsamına, iddianın ileri sürülüş biçimine göre uyuşmazlığın muris ..."in ölüm tarihindeki terekesinin borca batık olması nedeniyle mirasın hükmen reddine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. TMK"nın 605/2 maddesi hükmüne dayanılarak istekte bulunulabilmesi için de terekenin açıkça borca batık olduğunun belirlenmesi gerekmektedir. Türk Medeni Kanununun 610. maddesine göre yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız ve koşulsuz kazanmış olur. Ret süresi sona ermeden, mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Yasal mirasçılar, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işleri yapmamış olmaları veya terekeyi sahiplenmemiş bulunmaları halinde terekenin ölüm tarihinde borca batık olduğu yönünde tespit kararı verilmesini isteyebilirler. Terekeyi sahiplenmiş olan veya sahiplenme anlamına gelen işleri yapan mirasçıların, bundan sonra terekenin borca batık olduğunu ileri sürmeleri Türk Medeni Kanununun 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı olur. Hakkın açıkça kötüye kullanılmasını da hukuk düzeni korumaz. Somut olayda; davacılar, dava dilekçesinde “...başta davalı kuruma olan yüklü miktardaki vergi borcu olmak üzere, tarafımızdan ödenmiş olan diğer borçları ile...” şeklinde ifade de bulundukları, bu bağlamda davacıların muristen kaynaklanan bir kısım tereke borçlarını ödediklerini beyan ettikleri anlaşılmıştır. Mahkemece, Türk Medeni Kanununun 610. maddesine göre davacıların ret hakkının düşüp düşmediği konusunda değerlendirme yapılmadan esas hakkında karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.12.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.