11. Ceza Dairesi 2019/3289 E. , 2019/9159 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Sanık ... hakkında; düşme
Sanık ... hakkında; beraat
A) Sanık ... hakkında 2006 yılında sahte fatura düzenleme suçundan verilen düşme kararına yönelik katılan vekilinin temyiz nedenlerinin incelenmesi:
Sanığın UYAP kanalıyla MERNİS üzerinden temin edilen nüfus kayıt örneğine göre hükümden önce 29/01/2017 tarihinde öldüğünün tespit edilmesi nedeniyle, kamu davasının düşürülmesi gerektiği mahkemece dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz nedenlerinin reddiyle hükmün ONANMASINA,
B) Sanık ... hakkında 2006 yılında sahte fatura düzenleme suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz nedenlerinin incelenmesi:
Bozmaya uyularak yapılan yargılamada, sanık hakkında 2006 yılında sahte fatura düzenleme suçundan açılan davada VUK"nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan vergi suçu mütalasının verilip verilmeyeceği sorulmadan hüküm kurulmuş ise de; zamanaşımının olumsuz bir muhakeme şartı olarak kovuşturmaya engel olduğu cihetle, sanığa yüklenen “ 2006 yılında sahte fatura düzenleme” suçunun 213 sayılı VUK"nin 359/b-1. maddesindeki cezasının üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen uzamış dava zamanaşımının, suç tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 10.12.2019 tarihinde Başkan Vekili ..."in muhalefeti ile oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Bilindiği üzere 5271 sayılı CMK’nin 170. maddesine göre kamu davasını açma görevi Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir. Ancak kamu hizmetinin işleyişinde aksamalara sebebiyet verilmemesi kamu otoritesinin saygınlığının zedelenmesine yol açmaması bakımından kamu görevlilerini asılsız isnat ve iftiralardan korumak için bunların görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında 4483 sayılı Kanun gereğince idarece bir inceleme yapılarak sonucuna göre olayın adli mercilere intikal ettirilmesi veya bazı özel ceza yasalarında belirtilen suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma ilgili kurumun yazılı bildirimine ya da yazılı başvurusuna tabi kılmıştır. Bunun gibi gerekçesi farklı da olsa Vergi Usul Hukukundaki suçlar için dava açılması da vergi idaresinin mütalaasına tabi tutulmuştur.
VUK’na göre yapılan denetimlerde uygulamada birkaç yılı kapsayan vergi incelemeleri yapılmakta ve raporlarda bazı yıllar veya eylemler nedeni ile soruşturma yapılması gereken bir durum bulunmadığı belirtilmekte, mütalaa verilen eylemlerin ise hangi suç ve yıl için verildiği açıklanmaktadır.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi eski kararlarında doğru olarak zamanaşımı dolsa bile mütalaa alınmadan yapılan yargılama ve verilen kararları bozmakta iken bu kararından “dosya yerel mahkemeye gittiğinde, ilgili idarenin, dosya içeriğine göre mütalaa verilecek bir durum olmasa bile yıllarca süren yargılama ve ortada mütalaa istenmesi yönünde bir Yargıtay kararının varlığı nedeni ile mütalaa vermemezlik edemeyeceği, öte yandan mütalaa verilmesede sonucun değişmeyeceği nasılsa düşme kararı verileceği veya verilen mütalaa üzerine mahkeme başkaca hiçbir işlem yapmadan düşme kararı verileceği” gibi gerekçelerle dönmüş ise de kanaatimizce önceki kararları Vergi Hukukundaki düzenlemelerin mantığına ve hukuka daha uygun düşmektedir.
Bu suçların işleniş şekilleri farklı olduğu ve VUK’na göre her bir eylem farklı suç olarak düzenlendiği için her bir eylem yönünden vergi idaresinden VUK’nin 367. maddesi gereğince ayrı mütalaa alınması gerekmektedir. Mütalaa alınması gerekliliği VUK 367. maddesinin gerekçesinde “Hileli vergi suçları kamu davasına tahrik salahiyeti vatandaşın mali emniyet mülahazası ile bazı kayıtlara bağlanmıştır. Maliye Müfettişleri, Hesap Uzmanları ve Muavinleri ile Defterdarlar haricinde kalan inceleme yetkisine haiz memurların tetkik neticelerine bağlı bulundukları Defterdarın mütalaası ile birlikte savcılığa bildirmeleri ve savcının muttali olacağı belli hileli vergi suçları için, alakalı Defterdarlıktan inceleme istemesi bu sebep ve mülahaza ile yerinde görülmüştür. Diğer taraftan adalet cihazının tetkikine ve yetkisine tevdi olunan hileli vergi suçları için mali cezaların tatbiki gerekli olduğu da bir fıkra halinde belirtilmiştir." şeklinde açıklanmıştır.
Görüldüğü gibi kanun koyucu bu suçlar yönünden genel usullerden ayrılma nedenini "vatandaşın mali emniyet mülahazası" yani mali güvenlik gerekçesine dayandırmıştır. Dava şartı olan mütalaanın verilmesi için süre öngörülmediğinden, yetkililer örneğin suçun zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile mütalaa vermekten de çekinemezler. Mütalaa alınmadan dava açılıp hüküm kurulması halinde, davanın erken sonuçlanması nedeni ile adil yargılamadan da söz edilemez. Çünkü; kişinin belkide hakkında hiç mütalaa verilmeyip dava açılmayacak böylece hiç ekonomik yönden lekelenmeyecektir. Sanığın böyle bir eylemi yönünden idarenin takdir yetkisini elinden almak, "nasıl olsa mütalaa verilir" varsayımıyla hareket etmek veya açılan davada verilen mütalaanın olaya ilişkin olup olmamasına bakılmaksızın düşme kararı verilmesi VUK.nin 367. maddesinde düzenlenen "mütalaa" kurumunun amacına, aykırılık oluşturacaktır. Ayrıca bu tür suçlarda soruşturma evresinde toplanan delillerle suç vasfı belirlendiği ve dava açıldıktan sonra hemen hemen hiç vasıf değişikliği olmadığı için davanın hatalı açılması halinde haksız yargılamalara sebebiyet verilmesi ve davaların gereksiz yere uzamasına yol açılması nedeniyle adil yargılama ilkesine aykırı durumların ortaya çıkmasınada sebebiyet verilebilecektir. Bu nedenle mükellef lehine konulan hükümler, davanın çabuk bitmesi gerekçesi ile de gözardı edilmemelidir. Aksi takdirde mütalaa alınmadan dosya içeriğini yansıtmayan ve usule aykırı düzenlenmiş iddianamedeki nitelemeye dayanılarak, olumsuz muhakeme şartının gerçekleştiğinden bahisle Yargıtay tarafından davaların düşürülmesi vatandaşın mali güvenliğinin bertaraf edilmesi gibi bir durumun ortaya çıkması tehlikesini doğuracaktır.
Açıklanan nedenlerle zamanaşımı olumsuz bir muhakeme şartı olsa bile usulüne uygun açılmış bir dava olmadığında yani iddianamede belirtilen suçun, vergi suçu raporu ve buna uygun düzenlenmiş mütalayaa uygun olmaması halinde iddianame dosya içeriğini yansıtmadığından sanığın iddianamede belirtilen suçunun zamanaşımına uğradığından bahsedilemez. Yukarıda gerekçesi belirtildiği üzere VUK’na göre iddianameden önce mütalaa alınması dava şartı kabul edilmiştir. Dava şartı gerçekleşmemiş ise CMK 223/8-son cümle gereğince soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının dosyayı vergi dairesine göndererek iddia edilen suçtan mütalaa verilip verilmeyeceğini sorması verilen mütalaya uygun dava açması, mütalaa verilmez ise, kovuşturmaya yer olmadığı kararı vermesi gerekmektedir. Kovuşturma aşamasında ise mütalaa alınmadığı tespit edildiğinde dava şartı gerçekleşmemiş olduğundan bu kez mahkemece durma kararı verilerek, iddianamede belirtilen suça uygun mütalaa verilip verilmeyeceğinin vergi idaresinden sorulması ve iddianamedeki suçtan dolayı sanığın yargılanmasına izin verilmesini sağlayan mütalaa alındıktan sonra yargılamaya devam edilmesi, mütalaa verilmez ise yine CMK 223/8. maddesi gereğince davanın düşürülmesi gerekmektedir.
İnceleme konusu olayda Bozma sonrası vergi idaresine yazılan müzekkereye verilen cevapda sanık ... hakkında sahte belge düzenleme suçundan yapılmış herhangi bir inceleme bulunmadığı belirtilmiş ise de, iddianamede belirtilen olayla ilgili mütalaa verilip verilmeyeceği bildirilmediğinden vergi idaresinden bu hususun yeniden sorularak mütalaa verilmesi halinde suç tarihinin mütalaaya göre belirlenip değerlendirmenin buna göre yapılması gerekmektedir. Düzenleme suçundan verilecek mütalaaya göre belkide suç tarihi tamamen değişecek ve bu sanık yönünden suçun zamanaşımına uğramadığı anlaşılacaktır.
Dolayısı ile öncelikle dava şartı olan mütalaa istenmesi, bilahare zamanaşımının değerlendirilmesi gerekmektedir. Mütalaa verilmeyipte dava şartının gerçekleşmeyeceği anlaşılırsa öncelikle bundan dolayı CMK 223/8 gereğince davanın düşürülmesi gerektiği düşüncesi ile sayın çoğunluğun sanık ... yönünden suçun zamanaşımına uğradığı ve kovuşturma engelinin oluştuğu gerekçesi ile davanın düşürülmesi kararına katılmadığımı saygı ile arz ederim.