Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2012/8-679
Karar No: 2013/160
Karar Tarihi: 30.01.2013

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/8-679 Esas 2013/160 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2012/8-679 E.  ,  2013/160 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ardahan Sulh Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 08/06/2012
    NUMARASI : 2012/197-2012/273

    Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil " davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ardahan Sulh Hukuk Mahkemesi"nce davanın görevsizlik nedeniyle reddine dair verilen 20.01.2012 gün ve 2011/50 E., 2012/49 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi"nin 26.03.2012 gün ve 2012/1873 E., 2012/2150 K. sayılı ilamı ile;
    (...Davacılar vekili, vekil edenlerinin miras bırakanı C Ö"in 20 yıldan fazla süre ile tasarrufunda iken kadastro çalışmalarından evvel davacılara satıp zilyetliğini devrettiği dava konusu 107 ada 14 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunu, dava konusu taşınmazın vekil edenine ait bulunduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın değeri itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesinin görevi kapsamında bulunduğu açıklanmak suretiyle davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Hüküm davalı M.Z.Ö.vekili tarafından avukatlık ücreti yönünden temyiz edilmiştir. Mahkemece görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verildiğine ve davalı yargılama oturumlarında avukat ile temsil olunduğuna göre avukatlık ücretinin bu kararı veren mahkemece nazara alınması ve davacıya yüklenmesi gerekir. Bu ilke 24.05.1945 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararıyla da benimsenmiştir. Mahkemece bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve kanuna aykırıdır...)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN : Davalı vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Mahkemenin; mülga 1086 sayılı HUMK"nun 8/1 maddesi hükmü gereğince dava konusu taşınmazın değeri itibariyle asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik nedeniyle davanın reddine dair verdiği karar; davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Daire"ce görevsizlik kararı veren mahkemece yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş; Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.
    Direnme kararını, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; yerel mahkemece görevsizlik kararı verilmesi durumunda yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesi gerekip gerekmediği, noktasında toplanmaktadır.
    Uyuşmazlığın çözümlenmesi için öncelikle somut uyuşmazlığa hangi yasa hükmünün uygulanacağının tespitinde yarar vardır:
    Usul hukuku alanında geçerli temel ilke, yargılamaya ilişkin kanun hükümlerinin derhal yürürlüğe girmesidir. Bu ilkenin benimsenmesinin nedeni ise, bu kanun hükümlerinin kamu düzeni ile yakından ilgili olduğu, daima eskisinden daha iyi ve amaca en uygun olduğu fikri ile kanun koyucunun, fertlere ait olan hakların yeni usul hükümleri ile daha önce yürürlükte olan kanundan daha iyi ve daha adil bir şekilde korunacağına ilişkin inancıdır.
    Medeni usul hukukunda, kural olarak kanun değişikliklerinde az yukarıda belirtilen ilkeye paralel "derhal uygulanırlık" ilkesi geçerlidir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)"nun "Zaman bakımından uygulanma" başlığını taşıyan 448.maddesi;
    "(1) Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanır." hükmünü içermektedir.
    Bu madde hükmüne göre, usul hükümleri kanunda aksine bir düzenleme getirilmediği takdirde tamamlanmış usul işlemlerine bir etkisi olmayacak, önceki kanuna göre yapılmış ve tamamlanmış olan işlemler geçerliğini koruyacaktır. Buna karşın, tamamlanmamış usul işlemleri yeni kanun hükümlerine göre yapılacaktır (Pekcanıtez, Hakan/Atalay, Oğuz/Özekes, Muhammet: Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku, 11.Bası, Ankara 2011, s.62; Hukuk Genel Kurulu"nun 23.9.1964 gün ve E:1139, K:575; 09.03.1988 gün ve E:860, K:232; 23.11.1988 gün ve E:1988/825, K:1988/964; 22.02.2011 gün ve E: 735, K:93; 18.01.2012 gün ve E:701, K:6 ; 22.02.2012 gün ve E:733, K:87 sayılı ilamları).
    Karar tarihi itibariyle HMK yürürlükte bulunduğundan ve tamamlanmış bir işlem olmadığından, Hukuk Genel Kurulu"nda yapılan görüşmede somut uyuşmazlığın çözümünde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)"nun hükümleri gözetilerek sonuca varılmıştır.
    O halde, uyuşmazlığın temelini teşkil eden "yargılama giderleri" ilişkin yasal düzenlemeler irdelenmelidir:
    Tarafların, davanın görülmesi ve sonuçlanması için ödedikleri paraların tümüne yargılama giderleri denir(Kuru, Baki/Arslan, Ramazan/Yılmaz, Ejdert: Medeni Usul Hukuku, l6.Bası, Ankara 2005, s.865). Yargılama giderleri HMK"nun 323. maddesinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
    Hemen belirtmek gerekir ki yargılama giderleri, kural olarak mahkemece davada haksız çıkan ve bu sebeple aleyhine hüküm verilen tarafa yüklenir. Mahkemenin, davayı kaybeden tarafı yargılama giderlerine mahkum etmesi için mutlaka karşı tarafça bir talepte bulunması gerekmez. Bu konuda mahkemece kendiliğinden karar verilir(Pekcanıtez/ Atalay/ Özekes: age., s.699).
    Öte yandan yargılama giderlerinden sorumluluk ancak davanın sonunda gündeme gelir. Mahkeme, kural olarak esasa ilişkin nihai karar ile birlikte yargılama giderleri hakkında da karar verir. Ancak istisnaen usule ilişkin nihai kararlarda da yargılama giderlerine hükmedilmesi mümkündür.
    Usule ilişkin nihai bir karar ile dava sona eriyor ve dosyanın başka bir mahkemeye gönderilmesi gerekmiyor ise, bu durumda mahkeme yargılama giderlerine de hükmetmelidir (örneğin, derdestlik ilk itirazının kabulü üzerine davanın açılmamış sayılması kararında olduğu gibi). Ancak, usule ilişkin nihai karar ile dava sona ermiyor, aksine devam ediyor ise, dava henüz sonuçlanmadığı için yargılama giderlerine ilişkin bir karar verilmesine de gerek yoktur. (Pekcanıtez/ Atalay/ Özekes: age., s.700)
    Nitekim HMK"nun 331/2. maddesi "(2) Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder. " hükmünü içermektedir.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; eldeki dava tapu iptali ve tescil istemiyle açılmış olup yerel mahkemece görevsizlik nedeni ile davanın reddine, yargılama giderlerinin görevli mahkemede ele alınmasına karar verilmiştir.
    HMK"nun 331/2. maddesi hükmü gözetildiğinde, yerel mahkemece verilen görevsizlik kararı usule ilişkin nihai kararlardan olmakla birlikte davayı sona erdirmediğinden, hüküm kısmında yargılama giderlerine ilişkin bir karar verilmesine gerek bulunmamaktadır.
    Hal böyle olunca; yargılama giderlerine görevsizlik kararını veren mahkemece hükmedilmesi gerektiği yönündeki Özel Daire bozmasına karşı, yerel mahkemenin yargılama giderlerinin görevli mahkemede ele alınması gerektiğine ilişkin önceki kararda direnmesi usul ve yasaya uygundur.
    Bu nedenle direnme kararı onanmalıdır.
    SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,  6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"ha eklenen "Geçici madde 3" atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanun"un 440. maddesi uyarınca karar düzeltme  yolu kapalı olmak üzere, 30.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi