Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3674
Karar No: 2017/3352
Karar Tarihi: 21.11.2017

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/3674 Esas 2017/3352 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2016/3674 E.  ,  2017/3352 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen tapu iptali tescil, tazminat, men"i müdahale davası sonucunda verilen hükmün düzeltilerek onanmasına/bozulmasına ilişkin Dairemizin 29.01.2016 gün ve 2015/3675 Esas, 2016/539 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi asıl davada davacı-karşı davada davalı tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.

    - KARAR -

    Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin, davalı kooperatifin bodrum katta yer alan 22 numaralı bağımsız bölümünü 05.03.1999 tarihinde satın aldığını, 23.05.2000 tarihli yönetim kurulu kararıyla da bu satışın ve üyeliğinin kabul edildiğini, söz konusu bağımsız bölüm için aidat ödediğini ve dairenin tesliminden itibaren burada ikamet ettiğini, ancak kat mülkiyetine geçiş esnasında söz konusu dairenin projede bulunmadığını öğrendiğini, bu nedenle dairenin tescil edilemediğini ileri sürerek, bağımsız bölümün müvekkili adına tapuya tesciline, bunun mümkün olmaması halinde bağımsız bölümün dava tarihindeki rayiç bedelinin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiş, 18.05.2008 tarihli dilekçe ile, 30.000,00 TL olarak belirtilen rayiç değerin 60.000,00 TL olduğunu belirtmiş, 08.09.2014 havale tarihli ıslah dilekçesinde ise, bilirkişi raporunda, müvekkilinin alacağının 64.557,00 TL olduğunun tespit edildiğini belirterek, talebini 4.557,00 TL artırarak, 64.557,00 TL"nin davalılardan tahsilini istemiştir.
    Asıl davada davalılar-karşı davada davacılar vekili, projede bulunmayan daire için tapu alınmasının hukuken mümkün olmadığını, davacıya verilen yerin tüm kat maliklerine ait ortak alan olduğunu savunarak, davanın reddini istemiş; karşı davada, davalının kullandığı 22 numaralı bağımsız bölümün tüm kat maliklerine ait ortak alan olması nedeniyle haksız olarak bağımsız bölümden yararlandığını ileri sürerek, karşı davalının davaya konu bağımsız bölümden çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Karşı davada davalı vekili, karşı davanın süresi içerisinde açılmadığını, müvekilinin dava konusu bağımsız bölümün tapuya tescilinin mümkün olmadığını bilerek satın aldığı iddiasının yerinde olmadığını savunarak, karşı davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle, bağımsız bölüme vaki müdahalenin önlenmesine, karşı davalının taşınmazdan çıkarılmasına ve bloke edilen 29.750,00 TL rayiç değerin karşı davalıya ödenmesine dair verilen karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 29.11.2010 tarih ve 2009/5454 E., 2010/12123 K. sayılı ilamı ile, projede konut olarak belirlenmeyen dava konusu yer için davacının tescil talebinde bulunması yerinde değil ise de, davacının kademeli talebinin ikinci kısmı olan alacak istemine ilişkin olarak değerlendirme yapılmamasının doğru olmadığı, kendisine konut tahsis edilemeyen kooperatif üyesinin isteyebileceği tazminat miktarının Dairenin yerleşik içtihatları doğrultusunda belirlenmesi gerektiği, ayrıca gerçekte kooperatif tarafından ödenmesi gereken tazminattan davalı kooperatif ortaklarının ne surette sorumlu oldukları belirlenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği belirtilerek bozulması üzerine, mahkemece bozma ilamına uyularak
    yapılan yargılama sonucunda, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacıya tahsis edilen bodrum kattaki yerin bağımsız bölüm niteliğinde olmaması nedeniyle tapu iptali ve tescil talebinin reddine, kendisine tahsis edilebilecek konut bulunmayan davacının isteyebileceği tazminat miktarının 42.858,00 TL olduğu gerekçesiyle, bu miktarın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı kooperatiften tahsiline, davacı tarafça bloke edilen bu bedelin karar kesinleştiğinde davacıya ödenmesine, kooperatif ortağı olan diğer davalılara karşı açılan tazminat davasının ise pasif husumet yokluğundan reddine, ortak yere yapılan dava konusu yerde tüm kat maliklerinin arsa payı oranında hakkı bulunduğu gerekçesiyle, karşı davanın kabulü ile davalının taşınmaza yönelik vaki müdahalesinin önlenmesi ile taşınmazdan çıkarılmasına dair verilen bu kararın, asıl davada davacı-karşı davada davalı vekili ile, asıl davada dahili davalı kooperatif vekilince temyizi üzerine, Dairemizin 05.09.2013 tarihli ve 2013/4015 E., 2013/5058 K. sayılı ilamı ile, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddiyle, kooperatif üyeliğine bağlı, daire verilmemesinden kaynaklanan istemlere konu davalarda uygulanması gereken tazminat hesaplama ilkesinin Dairemiz"in yerleşik uygulamalarında formüle edildiği, buna göre;
    a) Öncelikle, ortaklara tahsis edilen konut veya işyerinin dava tarihi itibariyle rayiç değeri saptanması, b) Davalı kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin, ödeme yaptıkları tarihler itibariyle toplam ödemeleri dava tarihine kadar (Toptan Eşya Fiyat Endeksi Artış ortalama rakamları esas alınarak) taşınarak, güncel değerin bulunması, bundan sonra, yukarıda (a) numaralı bentte bulunan değerden (b) numaralı bentte bulunan değer çıkarılarak kooperatife normal ödeme yapan bir ortağın, bu ödemelerine karşı ne miktarda yararlanma elde ettiklerinin ortaya çıkarılması,
    c) Bunu takiben, davacı eksik ödeme yapan ortağın ödentileri (c) numaralı bentteki ilkelere göre dava tarihine taşınarak eksik ödeme miktarının da güncelleştirilmesi,
    e) Bu hesaplamalardan sonra, normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın yukarıda (b) numaralı bentte bulunan ödemelerinin güncel değeri karşılığı, yine yukarıda (c) numaralı bentte bulunan bir yararlanmayı sağladığına göre, davacının (d) numaralı bentte eksik ödemelerinin güncel değerinin ne miktarda yarar sağlaması gerektiğinin, orantı kurallarına göre belirlenmesi gerektiği, sonuç olarak, (d) numaralı bentte bulunan miktar, (c) numaralı bentte bulunan değerle çarpıldıktan sonra bulunan miktarın (b) numaralı bentte bulunan miktara bölünmesi sonucu bulunacak miktara (d) numaralı bentte bulunan davacı ödemelerinin güncel değerinin ilave edilmesi sonucu bulunacak miktarın, davacı ortağın bu davada talep etmesi mümkün olan zarar miktarı olacağı, mahkemece bu yönteme göre hesaplama yapılmaya çalışılmış ise de, yukarıda (a) bendinde belirtildiği üzere tazminat hesabında dava konusu konutun dava tarihindeki rayiç değeri dikkate alınması gerekirken, mahkemece hükme esas alınan 24.01.2012 tarihli bilirkişi raporunda, 2007 maliyet birim fiyatları üzerinden hesaplama yapıldığı, buna göre, mahkemece, konusunda uzman bilirkişi kurulundan yukarıda açıklanan formüle uygun olarak rapor alındıktan sonra oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi ve bu tür davalarda birlikte ifa kuralının uygulanamayacağı hususu göz önünde bulundurulup, bozma öncesi depo edilen para iade edilerek yeni tahsil hükmü kurulması gerekirken yazılı şekilde tazminatın kalan kısmının depo edilmesi sağlandıktan sonra, hem depo edilen paranın ödenmesi hem de tahsil hükmünü içeren, depo edilen paraya faiz işletilmesi sonucunu doğuracak şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek bozulmasına karar verilmiştir. Makemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, benimsenen 07.07.2014 tarihli bilirkişi kurulu raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacıya tahsis edilen bodrum kattaki yerin bağımsız bölüm niteliğinde olmaması nedeniyle tapu iptal ve tescil talebinin reddi gerektiği, davacının kademeli olarak alacak talebi bulunduğu, davacıya tahsis edilebilecek konut bulunmaması nedeniyle tazminat talep hakkı olduğu, davacının, 64.557,00 TL tazminat talep edebileceği, toplam 64.557,00 TL tutarındaki tazminatın 60.000,00 TL"lik kısmının dava tarihinden itibaren, ıslah ile artırılan 4.557,00 TL"lik kısmının ise, ıslah tarihi olan 08.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili gerektiği, dahili davalı ve davalılar
    vekilinin 11.11.2014 tarihli duruşmada, davacı vekilinin ıslah talebini kabul etmediklerini, dava tarihi ve olay tarihi itibariyle ıslah edilen miktarın zamanaşımına uğradığını beyan ettiğini, ancak ıslah talebine karşı ileri sürülen zamanaşımı itirazının yasal sürede yapılmadığından reddi gerektiği, davacının kooperatif ortağı olan diğer davalılara karşı açtığı tazminat davasının ise, kooperatif ortağı davalıların, davada, pasif husumet ehliyetleri bulunmadığı, dava konusu olan 22 numaralı bağımsız bölümünde tüm kat maliklerinin arsa payı oranında hakkı bulunduğu ve davacının müdahalesinin haksız olduğu gerekçesiyle, asıl davada davacınınn tescil talebinin reddine, 64.557,00 TL tazminatın, 60.000,00 TL"lik kısmının dava tarihinden 4.557,00 TL"lik kısmının ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı kooperatiften tahsiline, kooperatif ortağı olan diğer davalılara karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, karşı davada ise, davanın kabulü ile, karşı davada davalının dava konusu bağımsız bölüme vaki müdahalesinin önlenmesine karar verilmiştir.
    Kararı, asıl davada davacı-karşı davada davalı vekili ile asıl davada dahili davalı vekili ayrı ayrı temyiz etmiş, mahkemece verilen karar Dairemizin 29.01.2016 günlü, 2015/3675 E., 2016/539 K. sayılı ilamı ile bozulmuştur.
    Bu kez asıl davada davacı-karşı davada davalı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
    1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı/karşı davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme itirazları yerinde görülmemiştir.
    2) Davacı tarafından taşınmazın değeri 18.09.2008 havale tarihli dilekçe ile 60.000,00 TL olarak belirlenip bu miktar üzerinden harç yatırılmıştır. Belirtilen miktar üzerinden davacı tarafından harç yatırılarak talep belirlenmiş olduğundan, fazla talepte de bulunulması mümkün olmadığı halde, mahkemenin bu miktar ile bağlı kalarak karar vermesi gerekirken daha sonraki dilekçe nazara alınarak fazlaya karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu nedenlerle mahkeme kararının bozulması gerekirken, Dairemiz bozma ilamındaki 2. bendin son paragrafındaki harç tamamlama işleminin ikinci kez ıslah olarak kabul edilerek bunun dikkate alınmaması yönünde bozma yapılması hatalı olmuş bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı/karşı davalı vekilinin diğer karar düzeltme itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, ile davacı/karşı davalı vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin 29.01.2016 tarih 20153675E., 2016539 K. sayılı bozma ilamının 2. bendin son paragrafındaki ıslahla ilgili bozma gerekçesi ilamdan tümden çıkarılarak yerine “davacı tarafından taşınmaz değeri 18.09.2008 havale tarihli dilekçe ile 60.000,00 TL olarak belirlenip bu miktar üzerinden harç yatırılarak talepte bulunulduğu ve mahkemenin bu miktar ile bağlı kalarak karar vermesi gerekirken daha sonraki dilekçe nazara alınarak fazlaya karar verilmesi doğru görülmemiştir.” paragrafının eklemesine , yerel mahkeme kararının bu değişik gerekçe ile de BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde iadesine, 21.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi