11. Hukuk Dairesi 2016/14496 E. , 2018/6596 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/05/2016 tarih ve 2014/233-2016/485 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 23.10.2018 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya taşımacılık ve saha hizmeti verdiğini, bu hizmet karşılığı olarak düzenlenen fatura bedellerinin kısmen ödendiğini, bakiye 147.398,44 TL alacağın ödenmemesi üzerine takip başlatıldığını ancak, davalının haksız itirazı ile takibi durdurduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını, davalı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkilinden herhangi bir alacağı bulunmadığını, dava dışı şirket ile arasındaki sözleşmenin devredildiğini, davacı adına düzenlelenen 5 adet faturanın davacı tarafından ödenmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının düzenlemiş olduğu faturalardan kaynaklanan alacak iddiasını ispatlayamadığı, bu nedenle davacının takip konusu fatura miktarınca davalıdan alacaklı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının itirazının iptaline, takibin devamına, takipten itibaren avans faizi yürütülmesine, alacak likit olduğundan, alacağın %20"si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Davacı tarafça, davalıya verildiği iddia edilen taşıma ile saha hizmetinden kaynaklanan ve ödenmeyen bakiye alacağa ilişkin fatura bedellerinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle açılan işbu davada, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, davalı tarafça, davacı ile dava dışı ... Türkiye Ltd. Şti. arasında 01.01.2012 tarihli ... Türkiye ... Sözleşmesi ve yine aynı tarihli ... Türkiye Taşıma Sözleşmesi akdedildiği, işbu sözleşmelerin 02.08.2012 tarihinde, dava dışı ... davacıya tebliğ ettiği sözleşmelerin devrine ilişkin yazı ile taraflar arasındaki sözleşmeler kapsamında hizmetlerinin gelecekteki alıcısı olarak ..., iştiraklerine, haleflerine devir ve temlik etme konusunda davacıyı bilgilendirdikleri
zira, sözleşmede dava dışı ... açısından böyle bir devre imkan sağlandığı, yazının davacı tarafından 28.9.2012 tarihinde imzalanarak kabul edildiği ve bu doğrultuda davacı ile davalı arasında ticari ilişkinin başladığı, bu ticari ilişki kapsamında davacının 04.03.2014 tarihli ihtarnamesi ile talep ettiği 4 adet fatura toplamı olan 295.146,72 TL"den 148.018,28 TL"nin 11.3.2014 tarihinde ödendiği, buna karşılık davacıya fatura edilen ve davacı tarafından kayda alınmayan 5 adet faturanın ödenmesinin ihtarname ile talep edildiği, davacıya fatura edilen tutarların bir kısmının davacının taşıma hizmetini geç ifa etmesi nedeniyle dava dışı ... ödenmek zorunda kalınan bedele ilişkin yansıma faturaları, bir kısmının da stok sahasının davacı tarafından geç tahliye süre içerisinde yapılan masraflara ilişkin olduğunun savunulduğu ve bu doğrultuda delillerin ibraz edildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece yargılama sırasında bilirkişi incelemesi yaptırılmış, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da sözleşmenin davalıya devredildiğinin kabul edilmesine rağmen, geç teslim nedeniyle düzenlendiği savunulan fatura kaynağı alacağın tespiti hususunda ..."nın 889. maddesindeki ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmediğinden bahisle alacağın ispat edilemediği, davalı tarafından tanzim edilen 22.815,30 TL bedelli ""Devir Teslim Döneminde Yerine Getirilemeyen Saha Hizmetleri- Ekstra Maliyetler"" açıklamalı faturaya ilişkin olarak ise, sözleşmenin 31.12.2013 tarihinde sona erdiği tespit edilmekle birlikte stok sahasının devri ile ilgili herhangi bir tarih öngörülmediği, 30.12.2013 tarihli e-posta ile taraflar arasında stok sahasının devir ve teslim tarihinin kararlaştırıldığı, 02.01.2014 tarihinde devir için hazır olunacağının belirtildiği ancak devrin davalı tarafından ibraz edilen tutanak uyarınca 07.01.2013 tarihinde gerçekleştiği, devir işleminin 07.01.2014 tarihinde gerçekleştiğinin kabul edilmesi halinde bile, tutanakta devir ve teslimde geç kalındığına ilişkin bir ihtirazi kayıt yer almadığı gibi, devir teslimin gerçekleşmesi kararlaştırılan 02.01.2014 tarihinde (veya öncesinde ya da sonrasında) davacının devir ve teslimden imtina ettiğini veya temerrüde düştüğünü ispat edici nitelikte bir uyarı da bulunmadığından işbu faturadan kaynaklanan alacak iddiasının da davalı tarafından ispatlanamadığı görüşü belirtilmiş ve bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm tesisi cihetine gidilmiş ise de, öncelikle davacı ile dava dışı şirket arasında akdedilen sözleşmelerin davalıya devredilmesi sonucu davalının sözleşmenin tarafı olduğu kabul edilerek, taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşme hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi, davalının bilirkişi raporuna yönelik ciddi itirazları da nazara alınarak, yansıma faturalarına konu taşımaların geç ifa edildiği ve ayrıca davacının saha teslimini geç yaptığından masrafa sebebiyet verdiği hususlarına dair sunulan delilleri ile birlikte bir değerlendirme yapmak gerekirken eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 23/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.