Esas No: 2020/1236
Karar No: 2020/6759
Karar Tarihi: 07.12.2020
Görevi kötüye kullanma - Taksirle yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/1236 Esas 2020/6759 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Görevi kötüye kullanma, Taksirle yaralama
Hüküm : Her iki suçtan tüm sanıkların CMK’nın 223/2-e. maddesi uyarınca ayrı ayrı beraatlerine
Taksirle yaralama ve görevi kötüye kullanma suçlarından sanıkların beraatlerine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılanın 14/08/2008 tarihinde...Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinde sezaryen yoluyla doğum yaptığı, sanık ..."ın operatör doktor olarak ameliyatı gerçekleştirdiği, diğer sanıkların ise hemşire ve ebe olarak operasyona katıldıkları, ameliyat sonrası katılanın sancılarının artarak devam ettiği ve akıntıların meydana geldiği, bunun üzerine katılanın yeniden Bingöl Kadın Doğum Hastanesine müracaat ederek durumu anlattığı ancak herhangi bir teşhis ve tedavinin yapılmadığı, katılanın ameliyattan sonra yaklaşık 2,5 yıl boyunca bu sancı ve akıntılara katlandığı, defalarca çeşitli sağlık kuruluşlarına başvurduğu ancak hiçbirinde kesin bir teşhis konulamadığı, 2011 yılı mart ayında ailesini ziyaret amacıyla gittiği Adana ilinde sancılarının dayanılmaz hale geldiği ve kendisinden bir şeyler aktığını hissetmesi üzerine tuvalete gittiğinde vajina kanalından bir sargı bezinin düştüğünü gördüğü, söz konusu sargı bezini kavanoza koyarak...Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesine başvurduğu, burada çekilen grafilerde katılanda daha önce tespit edilen kitlenin yok olduğunun tespit edildiği, katılanın götürdüğü içinden çıkan maddenin patalojik incelemesi sonucu tanzim olunan 30/03/2011 tarih ve 3602 patoloji numaralı patoloji raporunda cismin "8x7x3 cm boyda kötü kokulu, gri yeşil renkte yabancı cisim" olarak adlandırıldığı, katılanın 14/08/2008 tarihinde yapılan sezeryan ameliyatından başka herhangi bir ameliyat olmadığı, bu tarihten sonra sancı ve akıntılarının başladığı, söz konusu kitle düştükten sonra çekilen grafilerde daha önceden saptanan kitlenin yok olduğunun saptanmış olması nedenleri ile bu sezaryen ameliyatını yapan yukarıda isimleri yazılı sanıklardan ameliyat sırasında içinde sargı bezi unuttukları iddiası ile şikayetçi olduğu, şikayet üzerine başlatılan soruşturma neticesinde alınan soruşma iznine bağlı olarak kamu davası açıldığı;
Dr. İrfan Sezen tarafından düzenlenen raporda: ".... ili Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinde görevli iken hasta Fatma Saydan’ı ameliyat eden Op. Dr. ... ve söz konusu tarihte beraber aneliyata katılan Hemşire ... ile Ebe ...’nın alınan ifadelerinde ameliyattan sonra batında herhangi bir yabancı cismin unutulma imkanının olamayacağı, nedeni olarak da ameliyattan önce hazır gelen bohçanın üzerinde yazılı bulunan spanç ve kompres sayılarının belli olduğu, ayrıca tekrar kendileri tarafında sayılarak tespit edildiğini, bu tür durumlarda batın dikilse dahi en küçük bir şüphede batının tekrar açılarak kontrol edildiğini, bununla beraber uterusta yabancı cismin unutulması halinde yüksek ateş, enfeksiyon ve şok geçirme gibi durumların oluşacağını, bilirkişi raporlarında da bu durumun desteklendiğini; ancak radyoloji uzmanlarının yaptıkları MR incelemesinde böyle bir ihtimalin olabileceğini belirtmekte ise de; il makamından tekrar araştırılma istenmesi üzerine konu ....ili ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığına yazılmış olup, yapılan tetkik ve incelemeler neticesinde bilirkişiler tarafından böyle bir konuda sadece hekimin suçlu olamayacağı açık bir şekilde belirtildiği, yaptığı incelemede gerek ifadelerde belirtilen hususlar ve gerekse bilirkişi raporlarında belirtilen hususlarda net bir kanı hasıl olmadığı, konunun Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesine sorulması üzerine bu konudan sadece hekimin suçlu olamayacağı belirtilmesi üzerine Opr. Dr. ... ile Hemşire ... ve Ebe ...’nın yargılanmaları gerekmediği kanaatinde olduğu"nu belirttiği,
Doç. Dr. ...tarafından düzenlenen raporda: "Unutulan yabancı cisimler cerrahi uygulamaların nadir bir komplikasyonu olduğu, tahmini insidansı 1/1,500 operasyon, rahim içerisinde unutulan tampon endometrit tablosu oluşturabileceği, böylece enfeksiyon belirtilerinden olan ateş, kasık ağrısı ve kokulu vaginal akıntı meydana gelebileceği, ayrıca rahim içerisinde unutulan tampon, rahim kasılmaları ile uterus dışına atılabileceği, ancak genellikle uterus içerisinde unutulan tampon, USG/MRI gibi tetkiklerle bile şüpheli durum oluşturarak histeroskopi denilen endoskopik operasyon ile nihai tanı alabileceği, tanısı gecikmiş olgularda ise endoskopik işlem esnasında enfeksiyon-apse, yabancı cisim net olarak tanımlanamayabileceği, bu olguya 24.06.2010 tarihinde Bingöl Devlet Hastanesi’nde transvajinal USG ve 07.07.2010 tarihinde Dicle Üniversitesinde endometrial polip ön tanısı ile histeroskopi önerildiği, fakat işlemin yapılıp yapılmadığına dair herhangi bir rapor, belgeler içerisinde yer almadığı, eğer histeroskopi yapılmış ise, bu durumun netliği Temmuz 2010’da ortaya konmuş olacağı, unutulan yabancı cisimlerin radyolojik görünümleri değişken olduğu, eğer radyoopak tampon-spanç kullanılırsa, düz radyografide saptanabileceği, ancak tanı yine de mümkün olmayabileceği, Radyoopak tampon-spanç yanlışlıkla kalsifıkasyon veya cerrahi sütür olarak da değerlendirilebileceği, Ultrasonografide (USG), özellikle yoğun posterior gölgelenmesi ile dalgalı hiperekojen odaklar içeren hipoekoik kitle görünümü unutulan yabancı cisimlerin tanısı için yararlı olabileceği, unutulan yabancı cisimler Tl ağırlıklı MR görüntülerde homojen hipointens ve T2 görüntülerde heterojen hiperintens görüldüğü, TlA’da hiperintens T2A’da hipointens izlenen kapsülü olduğu, kapsül kalınlığı değişken olabileceği, kontrastlı görüntülerde çevresel kontrastlanma göstereceği, ayırıcı tanıda unutulan yabancı cisimler hematom düşünüleceği, bu olgunun dosya ile gönderilen değişik zamanlı USG görüntülerinin kalitesinin yetersiz olduğu, bu nedenle USG raporlarına herhangi bir yorumda bulunamayacağı, 09.11.2010 tarihli MRG görüntülerinde uterus alt bölüm anteriorunda T1A ve T2A’da hipointens izlenen, endometrial kaviteye bası oluşturan, düzgün konturlu 4X4 cm boyutlarında lezyon izlendiği, kontrastlı görüntülerde lezyon kontrast tutmadığı, bu özellikler unutulan yabancı cisim radyolojik bulgularını desteklemediği, bu olguya ait olduğu belirtilen formol içerisinde gönderilmiş 1 adet sargı bezi üzerindeki kirli beyaz gri renkli artıkların tümü örneklenerek parafin kesitter elde edildiği, histopatolojik incelemesinde bunların kalsifikasyon ve sargı bezinden geldiği düşünülen yabancı cisimler olduğu görüldüğü, ayrıca gönderilen 1 adet bloktan kesitler alındığı, kesitlerde yoğun kalsifikasyon alanları içerisinde polarize ışıkta refle veren yabancı cisimlere rastlandığı, arada feçes kontaminasyonuna ait olduğu düşünülen bitkisel artıklar görüldüğü, ayrıca bir adet endoservikse ait olabilecek bütünlüğü bozulmuş bez yapısı dikkat çektiği, ancak materyalin endometrium ile ilişkisine ve çevresinde oluşturabileceği yabancı cisim reaksiyonuna ait doku örneğine rastlanmadığı, olgunun sargı bezine ait ilk patoloji raporunun tarihi 30.03.201l olduğu, ancak olguya endometrit riski nedeniyle yapılan herhangi bir tanı ve tedavi raporuna dosya içerisinde rastlanılmadığı, ayrıca hasta operasyon sonrası İstanbul, Adana gibi büyük şehirlere gittiği, değerlendirildiği, fakat tanısı konulamadığı, dolayısıyla operasyonu gerçekleştiren hekimin bu noktada tek sorumlu sayılması haksızlık olacağı, dahası hasta İstanbul’da 50 gün kalabildiği, ailesini ziyarete Adana’ya gidebildiği, fakat Fırat Üniversitesi Hastanesine maddi sebeplerle gidemediğini ileri sürdüğü, bir diğer nokta hasta pek çok hastanede değişik hekimler tarafından değerlendirildiği ve hiçbirisi yabancı cisim ön tanısı ile herhangi bir işlem yapmadığı, dolayısıyla bu durumda sadece operasyonu yapan hekimin değil tüm adı geçen hastane ve hekimlerin de suçlanması, suçu paylaşmaları gerektiği, operasyon alanının kapatılmasından önce tampon-spanç tam sayısının bilinmesi, unutulan yabancı cismin önlenmesi için önemli olduğu, unutulan yabancı cisimlerin oluşumunu azaltmak için radyoopak tampon-spanç kullanımı tavsiye edildiği, Jinekolojik operasyonlar sonrası batın içerisinde veya uterus içerisinde tampon unutulması operasyonu gerçekleştiren hekimi olduğu kadar operasyona iştirak eden ameliyat hemşiresini de sorumlu hale getirdiği, operasyon sırasında tampon sayımı hemşirenin ve personelin de sorumluluğu olduğu, tampon sayımı konusunda hekime yanlış bilgi verilmiş olması söz konusu olabileceği, sorumluluk sadece operasyonu gerçekleştiren hekimin olmadığı, hasta sezaryen operasyonu sonrası senelerce pek çok hastaneye başvurduğu ve yine de tanısı konulamadığı, bu durumda sadece operasyonu gerçekleştiren hekimin sorumlu tutularak suçlanmasının haksızlık olacağı kanaatinde olduğunu" belirttiği,
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. ... tarafından düzenlenen raporda: Operasyonlardan sonra batın içerisinde herhangi bir bölümde unutulan yabancı cismin reaksiyonlara neden olmasının beklendiği, oluşan reaksiyonlar nedeniyle hastanın kliniğinde düzelme olmayacağı ve sıklıkla böyle bir durum hasta taburcu olmadan fark edileceği, konusu belgeler incelendiğinde Ağustos 2008’de sezaryen olan hastaya Haziran 2010’a kadar herhangi bir hastaneye başvuruda bulunduğuna dair belge olmadığı, Haziran 2010’da yapılan pelvik MR’de uterus içinde yaklaşık 3 cm’lik kalsifıye lezyon saptandığı, ancak sonrasındaki MR ve USG’de endometrium düzenli olarak gözlendiği, Uterus içinde cisim unutulduğu zaman görüntüleme yöntemlerinde endometrium da kalınlaşma ve heterojenleşme olması gerektiği, Mart 2011’de vajinadan düşürüldüğü iddia edilen materyal incelendiğinde yabancı cisim olarak değerlendirildiği, hastanın belgeleri ve iddia ettiği durum karşılaştırıldığında uyumsuzluk görüldüğü, Mart 2011’de vajinadan düştüğü iddia edilen yabancı cismin sezaryenden sonra unutulduğunu destekleyecek klinik bulgu veya radyolojik belge bulunmadığını" belirttiği,
Patoloji Uzmanı Dr. ... tarafından düzenlenen raporda: Olguya ait materyalin tanı: yabancı cisim, vagenden düştüğü ifade edilen materyal” olarak raporlandığı, tarafından değerlendirilen materyale ait makroskopik bulgular bu belirtilen makroskopik bulgular ile benzer görünümde olduğu, gözlemlediği bu makroskopik görünümün raporda belirtilen tam kısmıyla uyumlu olabileceği kanaatinde olduğu, ancak yabancı cisim olarak değerlendirilen bu materyalin vücudun hangi bölgesinden düştüğü ya da düşmediği konusunda tespit imkanının mevcut olmadığı, bahse konu materyalin vücudun herhangi bir bölgesinde unutulup, uzun bir süre kalıp kalmadığı, vaginal yoldan spontan olarak düşebileceği veya düşmeyebileceği ve olguya ait radyolojik tetkiklerin değerlendirilmesi, uzmanlık alanının dışında olup, bu konuda yeterli bilgiye sahip olmadığımdan bu konular hakkında kesin yorum yapılamadığı, bu tetkiklerin ilgili branşlar tarafından değerlendirilmesinin yararlı olabileceğini" belirttiği,
Radyoloji Uzmanı Dr. ... tarafından düzenlenen raporda: Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesine 14.08.2008 tarihinde başvurduğu ve sezaryen ile doğum yapmak zorunda kalan ..."ın mevcut dosyada bulunan evraklara göre ameliyattan sonra ilk olarak 17/06/2010 tarihinde Bingöl Devlet Hastanesi Radyoloji ünitesinde alt abdomen MR tetkiki yaptırdığı anlaşıldığı, ancak 17.06.2010 tarihli MR tetkikine ait görüntüler dosyada olmadığından tarafınca değerlendirilemediği, olgunun 17.06.2010 tarihli alt batın MR raporu incelendiğinde; sol overde 4x3"cm boyutlarında Tl sekanslarda hipointens, T2 sekanslarda hiperintens, kontrast enjeksiyonu sonrası alınan görüntülerde kontrast tutmayan kistik yapı tanımlandığı, uterusta endometrial kavite içerisinde 3x3 cm boyutlarında Tl ve T2 sekanslarda hipointens ve kontrast tutmayan nodiiler lezyon" izlendiği rapor edildiği ve olguya transvaginal USG tetkiki önerildiği, mevcut rapor dahilinde uterus endometrial kavitede tanımlanan morfolojideki nodüler lezyonların radyolojik olarak ayırıcı tanı yelpazesi geniş bir aralığı kapsadığı ve intrauterin yabancı cisimlerde ancak klinik şüphe ve geçirilmiş operasyon anaımnezinin belirtilmesi dahilinde düşük olasılık da olsa ayırıcı tanılar arasında yer aldığı, olgunun dosyasında 09.11.2010 tarihinde Haseki Eğitim ve Araştırma hastanesine ait kontrastlı alt batın MR filmleri ve raporu mevcut olup 09/11/2010 tarihli MR tetkiki raporunda "uterus boyun kesiminde endometriyal kaviteye ekstrensek bası yapan T1-T2 4 cm boyutunda ön planda subseröz myom ile uyumlu kitle lezyonu izlendiği’ rapor edildiği, mevcut rapor dahilinde uterus endometrial kavitede tanımlanan morfolojideki nodüler lezyonların radyolojik olarak ayırıcı tanı yelpazesi geniş bir aralığı kapsadığı ve intrauterin yabancı cisimlerde ancak klinik şüphe ve geçirilmiş oprasyon anamnezinin belirtilmesi dahilinde düşük olasılıkta olsa ayırıcı tanılar arasında yer aldığı, mevcut dosya içerisinde olguya 10/05/2011 tarihinde ...Devlet Hastanesinde alt batın MR incelemesinin yapıldığı anlaşıldığı, 10/05/2011 tarihli MR görüntüleri dosyada tarafınca değerlendirilemediği, olgunun 10/05/2011 tarihli MR raporunda iki overde büyüğü sağda 1,5 cm boyutla birkaç adet follikül kisti izlendiği, Uterus orta hatta sola devive olup antevert antefleks görünümde olduğu, Miyometrium intensiteleri ve "kalınlıkları normal, endometrium 6mm kalınlıkta olduğu, olarak rapor edildiği, radyolojik söz konusu raporda uterus ile myometrial alanlara ait patoloji saptanmadığı belirtildiği, olgunun dosyasında mevcut olan USG görüntüleri tanısal değer attedecek düzeyde çözünürlüğe ve kaliteye sahip olmadığından tarafınca değerlendirilmediği, olgunun 09/11/2010 tarihli Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesine ait alt batın MR görüntüleri tarafınca incelendiği ve uterus serviks lokalizasyonda endometrial kaviteyi dolduran, mesaneye süperorda bası etkisi oluşturan, aksiyel kesitlerde yaklaşık 4x3 cm, sagittal kesitlerde ise 5x3 cm boyutlarında, Tl ve T2 ağırlıklı sekanslarda hipointens, kontrast sonrası kontrast tutulumu göstermeyen düzgün sınırlı kitle lezyonu izlendiği, tanımlanan lezyonun morfolojik görünümü hastanın yaşı göz önünde bulundurulduğunda, klinik bilgi ve ön tanı olmaksızın radyolojik olarak ilk planda myom lehine yorumlanabildiği, klinik şüphe ve ön tanı bilgilerine göre, geçirilmiş operasyonu anamnezinin de belirtilmesi dahilinde tanımlanan lezyonun ayırıcı tanısında yabancı cisimlerinde düşük olasılık da olsa göz önünde bulundurulması gerektiği, ancak söz konusu MR görüntülerinde mevcut olan ve yaklaşık 5x3 cm butlarında izlenen lezyon ilk planda myom lehine yorumlanabilecek hipointens kitle lezyonunıın hasta 09/11/2010 ve 10/05/2011 tarihleri arasında herhangi bir Jinekolojik operasyon giçirmemiş ise 10/05/2011 tarihli MK tetkikinde de sebat etmesi gerektiği, 10/05/2011 tarihli MR filmleri dosyada mevcut olmadığından tarafınca karşılaştırma yapılmadığı, 10/05/2011 tarihli MR raporunda uterus ve myometrial alanlara ait patoloji izlenmediği belirtildiği, 10/05/2011 tarihli MR rapora ile 09.11.2010 tarihli MR filmleri karşılaştırıldığında mevcut olan kitle lezyonunun sebat etmediği anlaşıldığı, bu durumda tanımlanan lezyonun yabancı cisim olma ihtimali yüksek risk dahilinde olduğunu" belirttiği,
Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 05.02.2014 tarihli raporunda; Kişinin 2009 yılın 8.ayında sezeryan olduğunu, çocuğunun sağlıklı olduğunu, doğumdan sonra sürekli vajinal akıntı, kanama şikayetleri olduğunu, 2.5 yıl sürdüğü, 1.5 yıl sonra kist, kitle, myom gibi teşhisler konulduğu, vajinal bölgesinde bir gün çok şiddetli ağrıyla sargı bezini düşürdüğü, sargı bezini düşürdükten sonra düşük yaptığını, sargı bezini düşürdükten 1 yıl sonra da hamile kaldığını, sağlıklı bir bebek dünyaya getirdiğini, şu an ilişkiye girdiğinde kanaması olduğunu ifade ettiği, yapılan kadın doğum muayenesinde; korunduğu, P4, A1 olduğu, 1. doğumu Bingöl’de, 2. doğumu sectio ile, en son Haseki’de 2013 Mart ayında olduğu, muayenede pfhanntiel insizyon hattı mevcut olduğu, sonuç olarak;
14.08.2008 tarihinde sezeryan ile doğum gerçekleştirdiği, doğum sonrası uterusta spanç unutulduğu iddia edildiği bildirilen 1982 doğumlu ...’a ait adli ve tıbbi belgelerin değerlendirilmesinde;
14.08.2008 tarihinde fetal distres nedeniyle sezeryan ile doğum olduğu, yaklaşık 2 yıl sonra yapılan alt abdomen MR tetkikinde uterusta 3x3 cmlik lezyon tespit edildiği, bir ay sonra üniversite hastanesinde serviks uteri polibi ön tanısıyla kişinin yatışının yapıldığı, kişinin izinsiz olarak hastaneyi terk ettiği, 4 ay sonra idrarda yanma, kaşıntı, adet düzensizliği nedeniyle eğitim ve araştırma hastanesinde tekrar tetkik edildiği, tümör markerlarına bakıldığı, çekilen alt abdomen MR tetkikinde uterusta 4 cm boyutunda ön planda myom düşünülen lezyonunun saptandığı, kişinin 4 ay sonra vajenden gazlı bez düşürmesi nedeniyle materyalin patolojik incelemesinin yapıldığı, kötü kokulu yabancı cisim materyali olarak değerlendirildiği, kontrol pelvik ultrason ve alt abdomen incelemelerinde söz konusu lezyonun uterusta gözlenmediği, kişinin gazlı bez düşürdükten 6 ay sonra düşük tehdidi tanısıyla hastanede yatışının olduğu, takiplerde sorunu olmaması üzerine taburcu edildiği, ifadelerden kişinin bu gebeliği düşükle sonuçlandığının anlaşıldığı, kişinin uterusunda saptanan spancın, 14.08.2008 tarihli sezeryan operasyonundan sonra başka bir cerrahi girişim uygulanmadığı da dikkate alındığında, 14.08.2008 tarihli sezeryan operasyonu esnasında unutulduğunun kabulü gerektiği, ancak kişinin gazlı bez düşürdükten 6 ay sonra gerçekleştiği bildirilen düşük olayı ile illiyet bağının kurulamayacağı, genel tıp uygulamalarda yapılan tüm operasyonlarda batın kapatılmadan önce kullanılan malzemelerin sayımının öncelikle ameliyat hemşiresi tarafından yapılıp kayda alınması, ameliyat bitiminde ameliyatı yapan hekim ve ameliyat hemşiresi tarafından tutanağın imzalanması gerektiği, kişinin operasyon bölgesinde gazlı bez unutulması olayında gazlı bez sayımını düzgün yapmayan ameliyat hemşiresinin uygulamalarının tıp kurallarına uygun olmadığı, Kadın Doğum Uzmanı Op. Dr. ...’ın ise ameliyat sahasını kapatmadan önce yeterli kontrolü yapmamasının eksik eylem olarak nitelendirildiği cihetle, rahimde unutulan spancın ek bir sorun yaratmadığı, vücuttan kendiliğinde atıldığı, 2. operasyon gerektirmediğinin anlaşıldığı, sezeryan ameliyatı sonrası ameliyat bölgesinde unutulduğu belirlenen yabancı cisime (spanç) bağlı oluşan uterus lezyonundan kaynaklanan klinik tablonun;
a)Kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum OLDUĞU,
b)Kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte OLMADIĞI,
c)Cinsel fonksiyon bozukluluğuna neden olduğunu teyit etmeye yeterli tıbbi bulgu tanımlanmadığı,
d)Organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması yada yitirilmesi niteliğinde anatomik eksiklik, fonksiyonel bozukluk tarif edilmediği oy birliği ile mütalaa olunduğu,
Yüksek Sağlık Şurasının 18-19.09.2014 tarih 13565 sayılı kararının sonuç kısmında; 28.03.2011 tarihinde Adana Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Kadın Doğum Polikliniğine vajenden gazlı bez düşürme şikayeti ile başvuran hastanın 14.08.2008 tarihinde Dr. ... ile ekibi ebe ... ve hemşire ... tarafından gerçekleştirilen doğum eylemi hikayesinin olduğu, doğum eylemi sonrası kasık ağrısı ve akıntı şikayetleri ile başvurduğu hastanelerde yapılan muayenelerde hastanın kliniği ile beraber USG ve MRI"daki özelliklerin unutulan yabancı cisim radyolojik bulgularını net olarak desteklemediği, vajenden düştüğü iddia edilen yabancı cismin patolojik incelemesinde polarize ışık altında birefrejans göstermesi, yani insan vücudunda olmaması gereken lifsel yapılar bulunduğunun tespit edildiği, dolayısıyla yabancı cisim natüründe olduğunu gösteren histopatolojik bulgular saptandığı, ancak ayrıntılı ve tekrar bakılan patolojik incelemede endometrial kavite içinden düşmüş olduğunu gösteren endometrial doku örnekleri ve böyle bir lokalizasyonda yabancı cisme karşı oluşturulması gereken doku değişikliklerinin görülmediği, sonuçta endometrial kaviteden düştüğünü gösteren bir delil olmadığı cihetle sanıklara atf-ı kabil kusur bulunmadığı oybirliği ile mütalaa olunduğu anlaşılmakla,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin sanıkların cezalandırılması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak; yüklenen suç açısından sanıkların taksirinin bulunmaması nedeniyle 5271 sayılı CMK"nın 223/2-c maddesi gereğince ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesi gerekirken, sanıkların üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, yasal ve yeterli delil elde edilemediğinden bahisle sanıklar hakkında beraat hükmü kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün 1. paragrafında yer alan, “ 1-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına sebebiyet verme ve görevi kötüye kullanma suçlarından eylemlerine uyan TCK"nın 89/1, 257/2 ve 53/6 maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle mahkememizde kamu davası açılmış ise de, sanıkların atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı yeterli delil elde edilememesi ve bu şekilde atılı suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle sanıkların müsnet suçtan CMK"nın 223/2-e maddesi gereğince ayrı ayrı BERAATİNE,” cümlesinin hükümden çıkartılarak, yerine “Sanıkların, yüklenen suçlar açısından taksirlerinin bulunmaması nedeniyle, 5271 sayılı CMK"nın 223/2-c maddesi uyarınca ayrı ayrı BERAATİNE,” yazılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 07.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.