22. Hukuk Dairesi 2017/44757 E. , 2018/1940 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini, alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir.
Davalı vekili davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece verilen kararın Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi’nin 21.03.2016 tarihli ilamı ile bozulması üzerine, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama neticesinde, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, yasal süresi içinde davalı vekili temyiz etmiştir.
Davacı işçinin hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil çalışması yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Hafta tatili çalışması yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Hafta tatili çalışması günlerinde çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de hafta tatili günlerinde çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta Mahkemece hafta tatili alacağı talebinin kabulüne dair kararın, Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi tarafından “Davacı hafta tatilinde çalışma yaptığını iddia etmiştir, davalı ise hafta tatilinin kullanıldığını savunmaktadır. Dairemizde seri halde incelenen dosyalarda davacı ve davalı tanıklarının bu konuda beyanlarının net olmadığı, davacı tanıklarından bir kısmının ayda 1 pazar günüde çalışırdık derken, diğer tanığın ayda 3 pazar çalıştığını bildirdiği; davalı tanıklarından birinin ayda 3 pazar çalıştığını bildirirken diğerinin gerek olursa bir ya da iki pazar çalıştıklarını bildirdiği görülmektedir. Mahkemelerden de hafta tatili konusunda talebin reddi, ayda 1 hafta tatilinde yada 3 hafta tatilinde çalışıldığı yönünde farklı kararlar çıktığı görülmektedir. Bu tür çelişkili kararlar, mahkeme kararlarına ve hukuka olan inancı zedelemektedir. Mahkemece yapılacak iş, taraf tanıklarını ayrı ayrı dinleyerek hafta tatilinde çalışma konusunda yeniden beyanlarını alarak, beyanlar arasında çelişki olursa çelişkiyi gidererek, hafta tatili, giderek işyeri çalışma düzenini açıkça belirlemek ve çıkacak sonuca göre, aynı işyerinde farklı çalışma düzeni olduğu açıkça ispatlanmadığı sürece, tek bir çalışma düzeni olacağı gerçeği gözönünde tutularak bir karar vermektir.” gerekçesi ile bozulması üzerine, mahkemece, davacı tanıklarından ... yeniden çağrılarak beyanı alındıktan sonra, bozma öncesinde olduğu gibi, davacının ayda bir hafta tatilinde çalışmayıp diğer hafta tatillerinde çalıştığı benimsenerek hafta tatili alacağı hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, gerek bozma öncesinde gerekse bozma sonrasında yapılan yargılama sırasında dosya içinde mevcut imzalı devam çizelgelerinin dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarihli ve 1987/2-520 esas, 1988/89 sayılı kararında belirtildiği üzere Yargıtayca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata sebebi olarak açıklanmıştır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1957/13 esas, 1959/5 karar ile 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 esas, 1960/9 sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtayca maddi hata sonucu verilen bir karara Mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtayın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür. Dosya içinde mevcut devam çizelgelerindeki imzalar ve belge içeriği davacı tarafça inkar edilmemiş olup, bu çizelgelerde davacının haftanın kaç günü çalışma yaptığı açıkça görülmektedir. Çizelgelerin ait oldukları dönem yönünden, çizelge yerine tanık beyanına itibar edilerek sonuca gidilmesi yerinde değildir. Bu itibarla, imzalı devam çizelgeleri bulunan dönem yönünden çizelgelere itibar edilerek hafta tatili çalışması bulunup bulunmadığı belirlenmeli, devam çizelgesi bulunmayan dönem için ise temyize konu kararda olduğu gibi tanık beyanı doğrultusunda değerlendirme yapılarak sonucu gidilmelidir. Mahkemece, devam çizelgeleri gözardı edilerek, tüm çalışma dönemi yönünden tanık beyanlarına göre yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.