Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13409
Karar No: 2018/6594
Karar Tarihi: 23.10.2018

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/13409 Esas 2018/6594 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/13409 E.  ,  2018/6594 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada ... . Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22/02/2016 tarih ve 2012/313-2016/84 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 23/10/2018 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı ... Sigorta ve Reasürans ... Ltd. Şti"den alacaklı olduğunu, prim alacağına ilişkin ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/326 E. sayılı dosyası ile 64.626,23 TL alacağa hükmedildiğini, bu alacağın tahsili için takip başlatıldığını ancak, şirketin malvarlığının tesbit edilemediğini, 07/07/2008 tarihinde 116.645,19 TL tutarlı aciz vesikası aldıklarını, ceza yargılamasının da bulunduğunu, şirket hakkında açılan iflas davasının ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/404 E. sayılı dosya ile sonuçlandığını, tasfiyenin yapıldığını, şirketin mal varlığı olmadığı için iflasın kapatılmasına karar verildiğini, davalıların şirketin hissedarı ve yetkilisi olup, ..."nın 336. m. ve BK hükümleri gereği sorumlu olduklarını ileri sürerek, 116.645,19 TL"nin 01/07/2008 tarihinden itibaren avans faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, müdürlerin şirketin mevcut faaliyeti içerisinde ana sözleşmenin ve kanunun yüklediği yükümlülükleri yerine getirmekle sorumlu oldukları, şirket adına imzalanan sözleşme ve protokollerde imzaların olmadığı yönündeki savunmaların dinlenemeyeceği, acentelik sıfatı ile yaptıkları işlemlerden müşteri hesaplarına istinaden prim bedellerini ödemeleri gerektiği, işlemlerin müdürlerce takip edildiği, ... sözleşmesindeki imzanın davalı şirket ortağına ait olduğu, müdürlerin kasden olmasa da ihmallerinden sorumlulukları doğrultusunda davacıya ödemesi gereken prim borçlarını ödemeyerek şirket bünyesinde kaldığı, şirket ortağının da bu doğrultuda haksız kazanca neden olduğu, denetim, kontrol, bilgi verme yükümlülüğüne de
    aykırı hareket ettikleri, müdürlerin sorumlu olmadıkları ve kusursuzluklarını belirleyecek bir dayanağın bulunmadığı, kaldı ki şirketin mal varlığına da rastlanmadığı, sermaye artırımı yapan şirket bünyesinde davacının alacağını tahsil imkansızlığının oluştuğu, iflas kararı verildiği, bu durumda eyleme neden olan davalıların konuları ve sorumlulukları doğrultusunda ihmalleriyle de sorumlu olup, hukuki müeyyidenin aynen veya nakden tazmin olduğu, kusur ve ihmal ile zarar arasında illiyet bağının bulunduğu, yapılan takip ve davalar nedeniyle alacağın tahsilinde şirkete karşı sonuçsuz kalması ve nihayetinde davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 116.645,19 TL"nin dava tarihinden itibaren avans faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davalı ... vekili ile ... ve ... temyiz etmiş, ... ve ... yönünden mahkemece temyiz isteminden vazgeçmiş sayılmalarına karar verilmiş ise de, anılan davalılarca işbu karar temyiz edilmemiştir.
    Davacı tarafça, davalıların yetkilisi oldukları dava dışı limited şirketten olan alacağın tahsil edilememesinden kaynaklanan zararın tazmini istemi ile açılan işbu davada, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Ancak, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 2. maddesi gereğince, gerek zarar doğrucu olduğu iddia edilen eylemin vuku bulduğu tarihte yürürlükte bulunan ve somut olaya uygulanması gereken 6762 sayılı ..."nın 556. maddesi atfı ile 309. maddesi ve gerekse de 6102 sayılı ..."nın 644/1- a maddesi göndermesi ile 553. ve 556. maddeleri uyarınca yasa ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri gereği gibi yerine getirmeyen limited şirket müdürleri, bu yüzden oluşan zararlar nedeniyle ortaklığa, ortaklara ve ortaklık alacaklılarına karşı sorumlu olup, müdür aleyhine açılacak sorumluluk davasında asıl dava hakkı, ortaklığa aittir. Ayrıca, yukarıda açıklandığı üzere, zarar gören alacaklıların da müdür aleyhine dava açma hakkı bulunmaktadır. Zira, müdürün ortaklığın mal varlığını azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışları, alacaklıların dolaylı zarar görmesine yol açar. Başka bir anlatımla, ortaklığın doğrudan doğruya zarar görmesi, alacaklıların dolaylı zararı olarak sonuç doğuracağından alacaklı dolaylı zarar nedeniyle açtığı davada hükmedilecek tazminatın kendisi adına değil, ortaklığa verilmesi yönünde talepte bulunabilir. Somut uyuşmazlıkta, davalı müdürlerin kusurlu davranışları nedeniyle alacağın dava dışı şirketten tahsil edilememesi sureti ile davacı şirketi zarara uğrattıkları ileri sürüldüğüne göre, dava konusu edilen zararın davacı yönünden dolaylı zarar niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
    Bu durum karşısında mahkemece, davanın mülga 6762 sayılı ..."nın 309. maddesi kapsamında açılan bir dava olup, böyle bir davanın ancak hükmedilecek tazminatın dava dışı şirket lehine hüküm altına alınması istemli olarak açılabileceği, davacı tarafça tazminatın bizzat kendisine ödenmesinin talep edilmesi karşısında işbu davanın dinlenemeyeceği nazara alınarak davanın reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçe ile kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı ... yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı ..."e verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı ..."e iadesine, 23/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi