Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4427
Karar No: 2019/8655
Karar Tarihi: 13.12.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/4427 Esas 2019/8655 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2019/4427 E.  ,  2019/8655 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.12.2004 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar ile dava dışı ... ve ... vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
    Davacılar vekili, tarafların müştereken ve iştirak halinde malik olduğu 585 ada 226 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
    Bir kısım davalılar, dava konusu taşınmazın davacının murisi ... tarafından parselasyon yaptırılmak suretiyle kendilerine verildiğini, bunun üzerine kendi paylarına düşen kısımlara ev yaptıklarını belirterek davanın reddini savunmuş; diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile ortaklığın satış yoluyla giderilmesine dair verilen kararın bir kısım davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 14.07.2011 tarihli 2011/5716-8092 E.-K. sayılı ilamı ile; dava konusu taşınmazın yargılama sırasında 24.04.2007 tarihli imar uygulaması sonucu ifraz edilerek 4 ayrı parselin oluşturulduğu, bu durumda mahkemece, yeni oluşan parsellerin tapu kayıtlarının getirtilerek tarafların paylarının bulunup bulunmadığının ve dava dışı paydaşların olup olmadığının araştırılması, yeni oluşan parsellere karşı davacı ve davalıların davaya devam edip etmeyeceklerinin belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozma ilamı üzerine davacı vekili 30.06.2014 tarihli dilekçesi ile; dava konusu taşınmazın ifrazı sonucu 2896 ada 1 parsel, 2897 ada 1 parsel, 2898 ada 1 parsel ve 1162 ada 14 parsel sayılı taşınmazların oluştuğunu, bunlardan 1162 ada 14 parsel hakkındaki davayı atiye bıraktıklarını, diğer üç taşınmazın da 13.11.2012 tarihli ifraz işlemi ile 25 ayrı parsele bölündüğünü, davaya müvekkilinin murisi ..."in payının bulunduğu 2896 ada 5 parsel, 2897 ada 9, 10 ve 11 parsel, 2898 ada 10, 11 ve 12 parsel sayılı olmak üzere 7 adet taşınmaz yönünden devam edeceklerini bildirmiştir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu, davanın kısmen kabulü ile 2896 ada 5 parsel, 2897 ada 9, 10 ve 11 parsel, 2898 ada 10, 11 ve 12 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın aynen taksim mümkün olmadığından, genel açık artırma yoluyla satılarak giderilmesine; 1162 ada 14 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki dava atiye bırakıldığından bu taşınmaz yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Hükmü, bir kısım davalılar ile dava dışı (muhdesat iddiasında bulunan) ... ve ... temyiz etmiştir.
    Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
    Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK"nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
    Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde, dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
    Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
    Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince;
    1) 1086 sayılı HUMK"nın 427. maddesine göre, mahkemelerce verilen nihai kararlara karşı davanın tarafları temyiz yoluna başvurabileceğinden, davada taraf sıfatı bulunmayan ve kayıt maliki olmayıp muhdesat sahibi olduklarını iddia eden üçüncü şahısların hükmü temyiz etme yetkisi de bulunmadığından, dava dışı (muhdesat iddiasında bulunan) ... ve ..."ın temyiz istemlerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    2) Bir kısım davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    Davalı paydaşlar ..., ... ve ..., dava konusu taşınmazlar üzerinde kendilerine ait evlerin bulunduğunu belirterek muhdesat iddiasında bulunmuş ise de mahkemece, 19.11.2014 tarihli fen bilirkişisi raporu ile 18.11.2014 tarihli inşaat ve mülk bilirkişileri ortak raporunda değeri ve kime ait olduğu belirtilen bu muhdesatların (binaların) aidiyeti hususunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmıştır.
    Bu durumda mahkemece, davalı paydaşlar ..., ... ve ..."in muhdesat iddiasında bulunduğu binaların adı geçen davalılara ait olduğu hususunda tarafların ittifak edip etmedikleri üzerinde durularak, ittifak etmiyorlarsa muhdesat iddiasında bulunan davalılara bu konuda dava açmak üzere süre verilmesi ve dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi; daha sonra gerekirse bilirkişiden ek rapor alınarak, dava konusu taşınmazların tespit edilen toplam değerinin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenmesi ve muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan kısmın ise tapu kaydı ve mirasçılık belgesindeki payları oranında tüm paydaşlara dağıtılması gerekirken bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    Öte yandan, Dairemizin bir önceki mahalline iade kararı uyarınca dosyaya getirtilen güncel tapu kayıtlarına göre, dava konusu 2898 ada 11 parsel sayılı taşınmazın 07.04.2016 tarihinde iki kısma ifraz edilerek 2898 ada 16 ve 17 parsel sayılı taşınmazların oluşturulduğu, 16 no"lu parselin davacının murisi ... ile bir kısım davalıların murisi ... adına müştereken, 17 no"lu parselin ise dava dışı üçüncü şahıslar adına kayıtlandığı, UYAP üzerinden yapılan araştırmada da dava konusu 2896 ada 5 parsel ile 2898 ada 10 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının kapatıldığı anlaşılmıştır.
    O halde mahkemece, davaya konu bu taşınmazların ifrazı sonucu yeni oluşan parsellere ait tapu kayıtları getirtilerek tarafların paylarının bulunup bulunmadığı ve dava dışı paydaş olup olmadığı araştırılarak, yeni oluşan parseller hakkında davacı ve davalıların davaya devam edip etmeyeceklerinin tespiti; varsa yeni paydaşların da davaya dahil edilmesi ve daha sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, tapu kaydı kapatılan ve artık işlerliğini yitiren taşınmazlar yönünden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş; bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) No"lu bentte açıklanan nedenlerle hükmü temyiz etme yetkisi bulunmayan dava dışı ... ve ..."ın temyiz istemlerinin REDDİNE; (2) No"lu bentte açıklanan nedenlerle bir kısım davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 13.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi