Taksirle öldürme - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/13976 Esas 2020/6756 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/13976
Karar No: 2020/6756
Karar Tarihi: 07.12.2020

Taksirle öldürme - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/13976 Esas 2020/6756 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, alkolsüz seyrettiği otobüsle Esenevler yan yoluna giderken karşıdan karşıya geçmeye çalışan yayaya çarparak onun ölümüne sebep olmuştur. Yapılan incelemeler sonucunda sanığın tali kusurlu, ölen yayanın ise asli kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Ancak, mahkeme tarafından yapılan kusur değerlendirme yanlış yapılmış ve çelişkili bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmemesi nedeniyle sanık hakkındaki karar bozulmuştur. Hükmün bozulması, TCK'nın 85/1, 62, 51/1-3-7-8, 53/6 maddeleri uyarınca verilmiştir. Bu maddelerin açıklaması şöyledir: Taksirle öldürme suçu TCK'nın 85/1 maddesinde, TCK'nın 62. maddesi sanıkların cezasını azaltırken, 51/1-3-7-8 maddeleri trafik kurallarına ilişkin düzenlemeleri içermekte ve 53/6 maddesi de kusur oranının belirlenmesinde uygulanacak esasları belirlemektedir.
12. Ceza Dairesi         2019/13976 E.  ,  2020/6756 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Taksirle öldürme
    Hüküm : TCK"nın 85/1, 62, 51/1-3-7-8, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
    Temyiz Edenler: Sanık müdafii, katılanlar vekili


    Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.11.2013 tarihli, 2013/50 esas, 2013/525 sayılı kararına ve süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi; bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak, bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak, bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni delillere dayanmak, ilk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak suretiyle verilen karar; özde direnme niteliğinde olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtayın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir.
    Dairemizin bozma ilamından sonra yerel mahkemece yapılan yargılama sonucunda; 2. celsede direnme kararı verilmiş ise de; sanık hakkında belirlenen ceza miktarının verilmesindeki gerekçeler değiştirilmemiş ise de; aynı maddeye ilişkin uygulamanın bozma ilamı doğrultusunda mahkemece yeniden tartışılarak düzenlenmiş olması nedeniyle, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hükümler niteliğinde olduğundan, direnme kararının eylemli uyma olarak kabulü ile hükümleri temyizen inceleme görevinin Dairemize ait olduğu belirlenerek yapılan incelemede:
    Olay günü, sanık ..."un sevk ve idaresindeki otobüs ile alkolsüz vaziyette trafikte seyir halindeyken Otosansit Kavşağından Ankara Yolu Caddesini takiben Esenevler yan yoldan döner kavşağa yaklaştığında, minibüsten inip minibüsün önünden yaya geçidini kullanarak karşı tarafa geçmeye çalışan yaya ..."a aracın ön kısımlarıyla çarptığı, kaza sonucu ..."ın kaldırıldığı hastanede öldüğü, ..."ın cesedi üzerinde yapılan ölü muayenesi işlemi sonucunda; ölümünün araç dışı trafik kazası sonucu usulu mümkün kafa tranvası SAK, akciğer kontüzyonu sonucu solunum ve dolaşımın durması sonucu meydana geldiği, soruşturma aşamasında mahalli trafikçi bilirkişi tarafından hazırlanan raporda sanığın, görevli bir kişi veya ışıklı trafik işareti bulunmayan, ancak başka bir trafik işareti ile belirlenmiş veya okul geçitlerine yaklaşırken bütün sürücüler, araçlarını yavaşlatmak ve bu geçitlerden geçen veya geçmek üzere bulunan kişilere ilk geçiş hakkını vermek zorundadır kuralını ihalden asli; ölen yayanın ise; ışıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde veya kavşaklarda güvenlikleri açısından yaklaşan araçların uzaklık ve hızını gözönüne almak kuralını ihlalden tali kusurlu olduğunun tespit edildiği; yargılama aşamasında yapılan keşif sonrasında trafikçi bilirkişiden alınan raporda ise; sanığın soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporundaki aynı gerekçelerle tali, ölen yayanın da asli kusurlu olduğuna yönelik kusur değerlendirmesi yapılması karşısında, hüküm mahkemesince yapılan değerlendirmede kusur durumuna ilişkin iki bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin dosyanın kül halinde Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi"ne gönderilmek suretiyle giderilmeden sanığın mahkumiyetine, karar verilmesi,
    Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin ve katılanlar vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerinde görülerek, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 07.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.