Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/8345 Esas 2020/328 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8345
Karar No: 2020/328
Karar Tarihi: 22.01.2020

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/8345 Esas 2020/328 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, kooperatif üyesi olan davalının ortak alan ve iç imalatlar ile şerefiye bedellerine ilişkin borçlarını ödememesi sebebiyle başlatılan icra takiplerinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, kooperatif üyesi olan davalının genel kurullarca belirlenen aidat miktarlarını ödemekle sorumlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir. Birleşen davaların kısmen kabulü ile verilen karar yukarıda anılan madde hükmüne göre kabul olunan miktar itibarıyla davalı taraf bakımından temyiz sınırının altında kalmıştır. Bu nedenle, birleşen davalarda davalı vekilinin temyiz istemi reddedilmiştir. Asıl ve birleşen davalarda davalının temyiz itirazları ise kabul edilerek hükmün bozulması kararlaştırılmıştır. Kararda, Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 427. maddesi ve ek madde 4'üne ve 5236 sayılı kanunun 19. maddesi ile getirilen yeniden değerleme oranlarına yer verilmiştir.
23. Hukuk Dairesi         2016/8345 E.  ,  2020/328 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davalarda itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davalarda davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili, kooperatif üyesi olan davalının ortak alan ve iç imalatlar ile şerefiye bedellerine ilişkin borçlarını ödememesi sebebiyle başlatılan icra takiplerinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili, kooperatife borcu bulunmadığını, kooperatifin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, kooperatif yöneticilerinin Ağır Ceza Mahkemesi"ndeki yargılamalarının devam ettiğini, genel kurul kararının iptali için açılan davanın derdest olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; kooperatif üyesi olan davalının genel kurullarca belirlenen aidat miktarlarını ödemekle sorumlu olduğu, alacağın likit olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kabulüne, birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı, asıl ve birleşen davalarda davalı temyiz etmiştir.
    1-Birleşen 2010/1455 ve 2010/1456 Esas sayılı davalarda davalı vekilinin temyiz istemine göre; 5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun (HUMK) 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 Sayılı Kanun"un 19. maddesiyle HUMK’a eklenen ek madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2014 yılı için 1.890,00 TL"dir.
    Mahkemece birleşen davaların kısmen kabulü ile verilen karar yukarıda anılan madde hükmüne göre kabul olunan miktar itibarıyla davalı taraf bakımından temyiz sınırının altında kaldığı cihetle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 günlü ve 1989/3 Esas, 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davalı vekilinin birleşen 2010/1455 ve 2010/1456 Esas sayılı davalar yönünden temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, birleşen 2010/1458 Esas ve 2010/1459 Esas sayılı davalarda davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    3-Asıl ve birleşen 2010/1457 Esas sayılı davalarda davalının temyiz itirazları yönünden;
    Asıl ve birleşen dava kooperatif genel kurul kararına dayalı iç imalat bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Kooperatif ortaklarından genel kurul kararına dayanmayan bir akçalı edim talep edilemez. Genel kurul kararı aleyhine dava açılmış olması halinde akçalı edimle ilgili uyuşmazlıkların dava sonucunun beklenilmesi gerekir. Somut olayda iç imalat ve şerefiye bedeli talep edilmiş olup bu taleplerin dayanağı olan 08.11.2008 tarihli kur"anın İstanbul 28. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/100 Esas, 2012/185 Karar sayılı ilamıyla; iptaline hükmedilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece asıl ve birleşen davada talep edilen iç imalat giderleri bakımından, kur"anın iptal edilmesi hususu davanın esasını etkileyecek nitelikte bulunmadığından sonucunun beklenmesi gerekir. Mahkemece bu husus dikkate alınmaksızın bedel tespiti yapılmasında isabet görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen 2010/1455 Esas ve 2010/1456 Esas sayılı davalarda davalı vekilinin temyiz isteminin mahkeme hükmünün kabul edilen miktar itibariyle kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen 2010/1458 Esas ve 2010/1459 Esas sayılı davalarda davalının tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen 2010/1457 Esas sayılı davalarda davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının 2010/1458 Esas ve 2010/1459 Esas sayılı birleşen davalar yönünden davalıdan alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.