3. Hukuk Dairesi 2014/13631 E. , 2015/1164 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : DÜZCE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2013
NUMARASI : 2012/655-2013/764
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 20.01.2015 duruşma günü için tebligat üzerine temyiz eden davalı asil H.. Ç.. geldi. Karşı taraf davacı vekili Av. G.. T.. geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra dosya incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; davalının Düzce depreminde evinin yıkılması sonucu hak sahibi olmak amacı ile davalı idareye müracaat ettiğini, öncelikle bu talebinin süresinde olmadığı gerekçesi ile reddedildiğini, sonrasında idari yargılama süreci içinde, verilen kararlara dayalı olarak davalıya konut tahsis edildiğini, ancak verilen idare mahkemesi kararının Danıştay tarafından bozulması üzerine, davalının hak sahipliğine ilişkin kararın iptal edildiğini, bu aşamalar sırasında davalının taşınmazı 3. kişiye sattığını, böylelikle de hazine zararının meydana geldiğini beyan ederek, şimdilik 50.372 TL"nin iptal kararının onay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında; idare mahkemesi kararına güvenerek taşınmazı 3.kişiye sattığını, olayda kusurunun bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bilindiği üzere, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir.
Borçlar Kanunu"nun konuya ilişkin 61(6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 77 v.d) ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir.
Sebepsiz zenginleşme, bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır.
Dava konusu uyuşmazlık; sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacağın tahsili talebine ilişkindir.
Dosyada mevcut ve yerel mahkemece hükme esas alınan raporda, 2012 yılı verilerine göre taşınmazın değeri tespit edilmiş, bu bedelden de davalının davacı tarafa yaptığı 13.628 TL tutarındaki kısmi ödeme mahsup edilerek, hüküm tesis edilmiştir.
Somut olayda; davalının hak sahipliğine ilişkin karar iptal edildiğine göre, davalı 3. kişiye sattığı taşınmaz nedeni ile sebepsiz zenginleşmiş bulunmaktadır. Hak sahipliği kararının iptal tarihi 22.09.2011 olup, bu tarih itibariyle davalının sebepsiz zenginleştiği kabul edilip, taşınmazın 22.09.2011 tarihindeki rayiç değerinin bilirkişi aracılığı ile tespit ettirilip, bu bedelden davalının geri ödeme olarak yaptığı 13.628 TL"nin de mahsubu gerekmektedir.
Ancak, davalı bu geri ödemeyi 12.10.2005 tarihinde yapmış olması nedeni ile, yapılan ödemenin de hak sahipliğinin iptal tarihi itibariyle güncellenmesi gerekmektedir.
Öyle ise, mahkemece; dava konusu taşınmazın hak sahipliği kararının iptal tarihi olan 22.09.2011 tarihindeki rayiç değerinin bilirkişi aracılığıyla tespit ettirilip, bu bedelden davalının davacı tarafa 12.10.2005 tarihinde yaptığı geri ödemenin güncellenerek mahsup edilmesinden sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.