Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/16065 Esas 2016/4548 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/16065
Karar No: 2016/4548
Karar Tarihi: 15.03.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/16065 Esas 2016/4548 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı banka ile davalı arasındaki kredi kartı sözleşmesine davalının kefil olduğunu iddia eden davacı, borcun ödenmemesi üzerine yapılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etti. Ancak davalı, davanın süresi içinde açılmadığını, takip dosyasında sözleşmenin bulunmadığını ve kefil olduğu miktarı bilmediğini savundu. Yargıtay'ın bozma kararı sonrası yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davacı vekiline davalının ödeme emrine itiraz dilekçesi 30/03/2012 tarihine kadar tebliğ edilmemiş ise de, davanın süresi dolmadan açıldığı gerekçesiyle mahkemece reddedildi. Ancak İİK'nın 67/1. maddesi uyarınca itirazın iptali davalarında 1 yıllık hak düşürücü sürenin itirazın alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başladığı, icra dosyasında yapılan işlemlerin bu süreyi etkilemeyeceği belirtildi. Dolayısıyla, somut olayda davalı borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ edilmediği için davanın süresinde açıldığı kabul edilerek hükmün bozulmasına karar verildi. Kanun maddeleri: İİK'nın 67/1. maddesi.
19. Hukuk Dairesi         2015/16065 E.  ,  2016/4548 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı asıl borçlu arasında imzalanan kredi kartı sözleşmesine davalının kefil olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine yapılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını, takip dosyasında sözleşmenin bulunmadığını ve müvekkilinin kefil olduğu miktarı bilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemenin 24/06/2013 tarih, 2013/25 Esas 2013/111 Karar sayılı kararıyla davanın reddine dair verilen hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesi"nin 06/11/2014 tarih, 2014/15074 Esas 2014/34536 Karar sayılı ilamı ile, davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılamayacağı, asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, toplanan delillere göre, her ne kadar davacı vekiline davalının ödeme emrine itiraz dilekçesi 30/03/2012 tarihine kadar tebliğ edilmemiş ise de, davacı vekilinin 25/01/2009 tarihinde ve devam eden tarihlerde dava dışı asıl borçluya yönelik icra takip işlemlerine devam ettiği, davalının 16/09/2008 tarihindeki itirazını 25/01/2009 tarihinde öğrenmiş sayılacağı, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 14/01/2013 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    İİK"nın 67/1. maddesi uyarınca itirazın iptali davalarında 1 yıllık hak düşürücü süre itirazın alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlar. İtiraz alacaklıya tebliğ edilmedikçe süre başlamaz. İcra dosyasında bir takım işlemler yapılması da 1 yıllık süreyi etkilemez. Somut olayda davalı borçlunun itirazı alacaklıya tebliğ edilmediğine göre davanın süresinde açıldığı kabul edilerek işin esasına girilmesi gerekirken somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 15/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.