23. Hukuk Dairesi 2015/4878 E. , 2017/3343 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülen kayıt kabul davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 18.02.2015 gün ve 2014/3868 Esas, 2015/979 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkilinin müflis şirketten bonoya dayanan 1.470.000,00 USD alacağının tahsili için başlattıkları kesinleşen icra takibinde müflis şirket hakkında haciz işlemleri yapıldığını, iflas tarihi itibariyle toplam 2.758.595,36 TL olan alacağın masaya kaydı için yaptıkları talebin iflas masasınca hukuka aykırı olarak reddedildiğini ileri sürerek, alacaklarının kayıt ve kabulünü talep ve dava etmiştir.
Müflis davalı şirket iflas idaresi vekili, takip tarihi ile iflas kararının açıklanması arasında geçen zaman zarfında müflis şirketin icra dosyasına veya alacaklıya haricen yapılan ödemeler ile müflis şirketin kefillerinden yapılmış tahsilatların idarece belirlenebilir olmadığını, ayrıca takibin kesinleşip kesinleşmediğinin dahi belli olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılması için bilirkişi ücretini yatırmak üzere verilen süre ve kesin süreye rağmen davacı vekilinin bilirkişi ücretini yatırmadığı gibi bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmeyip dosyadaki bilgi ve belgelere göre karar verilmesini istediğini beyan ettiği, senedin keşide tarihinin iflasın ertelenmesi için açılan dava tarihinden sonra olması ve senetteki miktarın yüksek olması sebebi ile senedin mutlaka tarafların ticari defterlerine kaydının gerektiği, iflas etmek üzere olan bir şirketin bu meblağda bir senedi keşide ederek 3. kişiye vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bilirkişi ücretinin yatırılmaması sebebi ile senedin tarafların ticari defterlerine işlendiğinin denetlenemediği, sadece icra takibine itiraz edilmemesi sebebi ile takibin kesinleşmesi halinde iflas eden şirketin davacıya borçlu olduğunun kabulünün mümkün olmadığı, böylece davacının senede bağlı alacağının varlığını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiş, mahkemece verilen karar Dairemizin 18.02.2015 günlü, 2014/3868. E., 2015/979 K. sayılı ilamı ile onanmıştır.
Bu kez, davacı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 7,80 TL harç ve takdiren 275,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 21.11. 2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.