10. Hukuk Dairesi 2020/9810 E. , 2020/7360 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, sürekli iş göremezlik derecesinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davaya konu somut olayda, davacı 11.11.1994 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle oluşan sürekli iş göremezlik derecesinin tespitini talep etmiş, davanın kabulüne dair verilen ilk karar, olayın davalı kurum tarafından iş kazası olarak kabul edilip edilmediği yönünden bozulmuştur. Bozmadan sonra yapılan yargılamada, davalı kurum 12.03.2020 tarihli Ünite kararıyla 11.11.1994 tarihli kazanın iş kazası olduğunun tespitine karar verildiğini belirtmiş ve bozma öncesinde alınan ATK 3. İhtisas Kurulu raporu esas alınarak davacının sürekli iş göremezlik oranının %27.0 olduğuna karar verilmiştir.
Eldeki davada, Mahkemece sürekli iş göremezlik derecesinin tespitinde izlenmesi gereken prosedür tamamlanmadan, ATK 3. İhtisas Kurulunun 31.08.2016 tarihli raporu esas alınarak sürekli iş göremezlik derecesinin %27 olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Sürekli iş göremezlik ve malullük halinin belirlenmesinde izlenecek yol; 5510 sayılı Kanunun “Sağlık Raporlarının Usul ve Esasları”na dair 95. maddesinde (506 sayılı Kanunun 109. maddesinde) hükme bağlanmıştır. Buna göre, kurum sağlık tesisleri tarafından raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı ilgililerin S.S. Yüksek Sağlık Kuruluna itiraz hakları mevcuttur. Söz konusu kurulun raporlarının Kurumu bağlayacağı diğer ilgililer yönünden bağlayıcı olmayıp, Adli Tıp Başkanlığı veya Tıp Fakültelerinin ilgili ana bilim dalı konseylerinden Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılmasını isteyebilecekleri 28.06.1976 tarih ve 6/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararının gereğidir. Öte yandan; Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu raporu ile Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi raporu arasında çelişki ortaya çıkması durumunda, çelişkinin Adli Tıp Kanunu"nun 15. maddesi gereği Adli Tıp Üst Kurullarınca giderilmesi gereklidir. Çelişkinin Yüksek Sağlık Kurulu ile Tıp Fakültelerinin ilgili ana bilim dalından alınan sağlık kurulu arasında çıkması halinde de, amacın uyuşmazlığı en geniş katılımlı bir kurul kararı ile sona erdirmek, yeni çelişkilerin ortaya çıkıp uyuşmazlığı çözümsüzlüğe itmeyi engellemek olduğu dikkate alındığında, ilgili Adli Tıp Üst Kuruluna başvurulmalı ve alınacak raporla uyuşmazlık sona erdirilmelidir.
Bu nedenle; somut dosyada ATK 3. İhtisas Kurulundan rapor alınmış ise de, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu"ndan rapor alınmadan ve bu raporla ATK 3. İhtisas Kurulu raporu arasında çelişki ortaya çıkması durumunda, çelişkinin Adli Tıp Kanunu"nun 15. maddesi gereği Adli Tıp Üst Kurulunca giderilmesi gerektiği gözetilmeden hüküm kurulduğu anlaşılmakla, 11.11.1994 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle oluşan sürekli iş göremezlik derecesinin tespitine yönelik olarak anılan yasal prosedürün tamamlanması ile çelişki oluşması halinde Adli Tıp Üst Kurulu"ndan da rapor alındıktan sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu sürekli iş göremezlik derecesinin tespiti, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.