Taraflar arasındaki "maddi ve manevi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Afşin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 12.06.2008 gün ve 2003/696 E., 2008/301 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 27.10.2009 gün ve 2008/14309 E., 2009/12048 K. sayılı ilamı ile;
(...1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalıların diğer temyiz itirazına gelince; dava, davalının haksız işgali sırasında davacı taşınmazına verilen zarar ile bu işgalin önlenmesi amacıyla açılan davalar nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesini istemiştir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, taraflarca temyiz olunmuştur.
Davacı, ihale yoluyla satın aldığı taşınmazı terk etmeyen ve yaptıkları değişikliklerle taşınmaza zarar veren davalılardan, taşınmazın eski haline getirilmesi bedeli ile davalıların taşınmazdan çıkartılması amacıyla açtığı davalar yüzünden harcadığı ulaşım bedelinin ve davalıların bu taşınmaz nedeni ile kendisine yönelttiği tehdit eylemlerinden dolayı yaşadığı üzüntülerin giderilmesi amacıyla maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılar ise, kendi taşınmazlarında değişiklik yaptıklarını, haksız eylemde bulunmadıklarını ileri sürerek istemin reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Yerel mahkemece, davacının satın aldığı taşınmazda meydana gelen zarar ile daha önce davacı tarafından açılan davaların duruşmaları nedeniyle harcanan yol giderlerinin ne kadar olduğunu bilirkişiye ayrı ayrı hesaplatmış; taşınmazda meydana gelen zarar nedeniyle 3.750,00 YTL, ulaşım gideri olarak da 3.000,00 YTL’nin davalılardan alınmasına karar verilmiş; davalıların ceza mahkemesinde beraat ettikleri gerekçesiyle manevi tazminat istemi reddedilmiştir.
Davacının başka davaların duruşmalarını izlemek amacıyla yaptığı harcamaların bu dava içersinde ayrı bir zarar kalemi olarak istemesine yasal olanak bulunmamaktadır.
Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, başka davaların duruşmaları nedeniyle harcanan yol giderlerine yönelik istemin reddedilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
3-Davacı 37 parsel sayılı taşınmazı satın aldığına göre eski hale getirme giderinin de bu parsel üzerinde gerçekleşen zarar miktarı ile sınırlı olarak hesaplanması gerekir. Dava konusu olmayan 46 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki değişiklik nedeniyle oluşan zarardan da davalıların sorumlu tutulmuş olması doğru olmadığından karar bu nedenle de bozulmalıdır...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Taraf vekilleri
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava; davalıların haksız işgali sırasında, davacı taşınmazına verilen zarar ile bu işgalin önlenmesi amacıyla açılan davalar nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece ilk kararda, davacının satın aldığı taşınmazda meydana gelen zarar nedeniyle 3.750,00 TL daha önce davacı tarafından açılan davaların duruşmaları nedeniyle harcanan yol giderleri olarak da 3.000,00 TL olmak üzere toplam 6.750,00. TL maddi tazminatın davalılardan alınmasına, fazlaya ilişkin kısmın reddine, davalıların ceza mahkemesinde beraat ettikleri gerekçesiyle manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Taraf vekillerinin temyizi üzerine Özel Dairece; yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile karar davalılar yararına bozulmuştur.
Yerel mahkeme, direnme olarak adlandırdığı kararında ise, önceki gerekçeleri yanında dava konusu dükkânın 40 m2’sinin davalılara ait olduğu iddiasıyla açılmış olan Afşin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 13.05.2010 gün ve 2009/33 E. 2010/263 K.sayılı ilamının kesinleşmesi beklenilerek, kesinleşmiş karar örneği dosya içine alınmış ve hükme gerekçe yapılarak kısmen direnme kararı verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu"ndaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, direnme kararının gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu"nca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak tartışılıp, değerlendirilmiştir.
Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir. (1086 sayılı HUMK. m.429).
Eş söyleyişle; mahkemenin ilk kararının gerekçesinde dayandığı maddi olgunun dışında yeni bir delile, yeni bir maddi olguya dayanması ve gerekçesini de bu yeni maddi olgu yönünde değiştirerek karar vermiş olması halinde, usulünce verilmiş bir direnme kararının varlığından söz edilemez.
Yerel mahkemece, ilk kararda direnildiği belirtilmiş ise de; bozmaya konu ilk kararının gerekçesinde bilirkişi raporuna dayanarak davanın kısmen kabulüne karar vermiş iken, Özel Daire bozma ilamından sonra davaya konu taşınmazla ilgili olarak açılan davanın kesinleşmesi beklenilmiş ve burada belirlenen olgu gözetilmek suretiyle farklı bir gerekçeye de dayanılmıştır.
Bu durumda, temyize konu karar, gerçekte 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429/3. maddesi anlamında direnme kararı niteliğinde olmayıp, Özel Daire bozmasına konu önceki karardan farklı gerekçeye dayalı yeni bir hüküm niteliğindedir.
Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye aittir.
Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
S O N U Ç: Yukarıda gösterilen nedenlerle taraf vekillerinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 4.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı HUMK"un 440/III. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
ESAS NO : 2012/4-574
KARAR NO : 2013/146
MAHKEMESİ : Afşin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/04/2011
NUMARASI : 2010/114-2011/450
Taraflar arasındaki "maddi ve manevi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Afşin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 12.06.2008 gün ve 2003/696 E., 2008/301 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 27.10.2009 gün ve 2008/14309 E., 2009/12048 K. sayılı ilamı ile;
(...1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalıların diğer temyiz itirazına gelince; dava, davalının haksız işgali sırasında davacı taşınmazına verilen zarar ile bu işgalin önlenmesi amacıyla açılan davalar nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesini istemiştir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, taraflarca temyiz olunmuştur.
Davacı, ihale yoluyla satın aldığı taşınmazı terk etmeyen ve yaptıkları değişikliklerle taşınmaza zarar veren davalılardan, taşınmazın eski haline getirilmesi bedeli ile davalıların taşınmazdan çıkartılması amacıyla açtığı davalar yüzünden harcadığı ulaşım bedelinin ve davalıların bu taşınmaz nedeni ile kendisine yönelttiği tehdit eylemlerinden dolayı yaşadığı üzüntülerin giderilmesi amacıyla maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılar ise, kendi taşınmazlarında değişiklik yaptıklarını, haksız eylemde bulunmadıklarını ileri sürerek istemin reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Yerel mahkemece, davacının satın aldığı taşınmazda meydana gelen zarar ile daha önce davacı tarafından açılan davaların duruşmaları nedeniyle harcanan yol giderlerinin ne kadar olduğunu bilirkişiye ayrı ayrı hesaplatmış; taşınmazda meydana gelen zarar nedeniyle 3.750,00 YTL, ulaşım gideri olarak da 3.000,00 YTL’nin davalılardan alınmasına karar verilmiş; davalıların ceza mahkemesinde beraat ettikleri gerekçesiyle manevi tazminat istemi reddedilmiştir.
Davacının başka davaların duruşmalarını izlemek amacıyla yaptığı harcamaların bu dava içersinde ayrı bir zarar kalemi olarak istemesine yasal olanak bulunmamaktadır.
Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, başka davaların duruşmaları nedeniyle harcanan yol giderlerine yönelik istemin reddedilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
3-Davacı 37 parsel sayılı taşınmazı satın aldığına göre eski hale getirme giderinin de bu parsel üzerinde gerçekleşen zarar miktarı ile sınırlı olarak hesaplanması gerekir. Dava konusu olmayan 46 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki değişiklik nedeniyle oluşan zarardan da davalıların sorumlu tutulmuş olması doğru olmadığından karar bu nedenle de bozulmalıdır...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Taraf vekilleri
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava; davalıların haksız işgali sırasında, davacı taşınmazına verilen zarar ile bu işgalin önlenmesi amacıyla açılan davalar nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece ilk kararda, davacının satın aldığı taşınmazda meydana gelen zarar nedeniyle 3.750,00 TL daha önce davacı tarafından açılan davaların duruşmaları nedeniyle harcanan yol giderleri olarak da 3.000,00 TL olmak üzere toplam 6.750,00. TL maddi tazminatın davalılardan alınmasına, fazlaya ilişkin kısmın reddine, davalıların ceza mahkemesinde beraat ettikleri gerekçesiyle manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Taraf vekillerinin temyizi üzerine Özel Dairece; yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile karar davalılar yararına bozulmuştur.
Yerel mahkeme, direnme olarak adlandırdığı kararında ise, önceki gerekçeleri yanında dava konusu dükkânın 40 m2’sinin davalılara ait olduğu iddiasıyla açılmış olan Afşin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 13.05.2010 gün ve 2009/33 E. 2010/263 K.sayılı ilamının kesinleşmesi beklenilerek, kesinleşmiş karar örneği dosya içine alınmış ve hükme gerekçe yapılarak kısmen direnme kararı verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu"ndaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, direnme kararının gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu"nca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak tartışılıp, değerlendirilmiştir.
Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir. (1086 sayılı HUMK. m.429).
Eş söyleyişle; mahkemenin ilk kararının gerekçesinde dayandığı maddi olgunun dışında yeni bir delile, yeni bir maddi olguya dayanması ve gerekçesini de bu yeni maddi olgu yönünde değiştirerek karar vermiş olması halinde, usulünce verilmiş bir direnme kararının varlığından söz edilemez.
Yerel mahkemece, ilk kararda direnildiği belirtilmiş ise de; bozmaya konu ilk kararının gerekçesinde bilirkişi raporuna dayanarak davanın kısmen kabulüne karar vermiş iken, Özel Daire bozma ilamından sonra davaya konu taşınmazla ilgili olarak açılan davanın kesinleşmesi beklenilmiş ve burada belirlenen olgu gözetilmek suretiyle farklı bir gerekçeye de dayanılmıştır.
Bu durumda, temyize konu karar, gerçekte 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429/3. maddesi anlamında direnme kararı niteliğinde olmayıp, Özel Daire bozmasına konu önceki karardan farklı gerekçeye dayalı yeni bir hüküm niteliğindedir.
Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye aittir.
Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
S O N U Ç: Yukarıda gösterilen nedenlerle taraf vekillerinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 4.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı HUMK"un 440/III. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23.01.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.