22. Hukuk Dairesi 2017/45096 E. , 2018/1905 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : 5. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili , davacının davalı vakıf bünyesinde 02/06/2011 tarihinde yapılan belirsiz süreli iş akdi sözleşmesi uyarınca 26/10/2016 tarihine kadar aralıksız olarak sosyal yardım ve inceleme görevlisi olarak çalıştığını, 26/10/2016 tarihinde 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin 4.maddesi 1.fıkrası kapsamında iş akdinin feshedildiğini, müvekkilinin savunmasının alınmadığını, hakkında herhangi bir idari ve cezai soruşturma tamamlanmadan ve buna ilişki detaylı gerekçe gösterilmeden müvekkilinin hizmet akdinin feshedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek müvekkilinin işe iadesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vakıf başkanı , davacının işten çıkartılmasının 667 sayılı KHK hükümleri gereği yapıldığını, FETÖ ile mücadele kapsamında yapılan bir işlem olduğunu, iş kanununa göre yapılan bir işlem olmadığını, davacının Bank Asya hesap hareketlerinin 2015 yılı sonuna kadar devam etmesi, FETÖ elebaşı tarafından Bank Asya"ya para yatırılması çağrısı döneminde de hesapta para bulunması sebebiyle davacının FETÖ ile irtibatlı olduğu kanaatinin vakıf heyetinde oluştuğunu, davacının 26/10/2016 tarihli Vakıf Mütevelli Heyet Toplantısına çağırıldığını ve bazı sorular sorulması neticesinde 667 Sayılı Olağan Üstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname Kapsamında ve Anayasa Mahkemesi"nin 2 personelinin meslekten çıkarılması için aldığı 04/08/2016 tarih ve 2016/12 sayılı kararı emsal alınarak, davacının terör örgünü ile irtibatı veya iltisakı olduğu kanaatine varılması sonucu iş akdinin feshedildiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk derece mahkemesince, davacının 667 Sayılı KHK kapsamında kararnamenin 4. Maddesinin 1. Fıkrasının f ve g bendleri gereğince davalı Vakıf Mütevelli Heyetinin kararı sonucunda işten çıkarıldığı ve aynı kararnamenin 4. Maddesinin 2. Fıkrası gereğince kamu hizmetinde istihdam edilmesinin doğrudan veya dolaylı olarak mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiye davacının istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında, iş sözleşmesinin haklı veya geçerli nedenle feshedilip feshedilmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanun"un 25/II. maddesinde öngörülen ve işverene derhal fesih yetkisi tanıyan haklı sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz. Yargılama sırasında bu sebeplerin ağırlıkları her olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir. İşçinin iyiniyet ve ahlak kurallarına uymayan davranışı sonucunda iş ilişkisine devam etmek işveren açısından çekilmez hale gelmişse, diğer bir anlatımla güven temeli çökmüşse işverenin haklı sebeple derhal fesih hakkı doğar. Buna karşılık, işçinin davranışı taraflar arasında bulunması gereken güven temelini çökertecek ağırlıkta bulunmamakla, iş ilişkisine devamı tam anlamıyla çekilmez hale getirmemekle birlikte, işin normal işleyişini bozuyorsa, işyerindeki uyumu olumsuz yönde etkiliyor ve işverenden bu nedenle iş ilişkisini yürütmesi normal olarak beklenemiyorsa 4857 sayılı Kanun"un 18/1. maddesi gereği geçerli fesih hakkı doğar.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
İş sözleşmesinin devamı konusunda davacının fesih sebebi yapılan davranışı kesin şekilde kanıtlanamamış ise de tanık anlatımları ile ortaya çıkan olgulardan işverenden iş ilişkisini sürdürmesi beklenemez derecede şüphe meydana gelmiş olup bu durumda iş sözleşmesinin feshinin yerinde olduğu kabul edilmelidir.
20/07/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında, darbe teşebbüsü ve terörle mücadele çerçevesinde alınması zaruri olan tedbirler ile bunlara ilişkin usul ve esasları belirlemeye" yönelik 667 sayılı KHK. 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin "Kamu Görevlilerine İlişkin Tedbirler" başlıklı 4. maddesinde, "Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen" lerin aynı maddenin (g) fıkrasına göre, "Bir bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili olmayan diğer kurumlarda her türlü kadro, pozisyon ve statüde (işçi dahil) istihdam edilen personel, birim amirinin teklifi üzerine atamaya yetkili amirin onayıyla kamu görevinden" çıkarılacakları ve bir daha kamu hizmetinde doğrudan veya dolaylı görev alamayacakları hükme bağlanmıştır. Davacının iş akdinin feshinin 667 sayılı KHK. den kaynaklanan yetki ile yapıldığı anlaşılmaktadır.
Dosya içerisindeki kayıt ve belgelerden; davacının, sosyal yardım görevlisi olarak çalışmakta iken, 15/07/2016 tarihli darbe girişimi sonrasında Vakıf Mütevelli Heyetinin 26.10.2016 tarihli kararıyla 26/10/2016 tarihinde Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması üyesi olma şüphesiyle işine son verildiği görülmüştür.
Vakıf Mütevelli Heyeti kararında bahsi geçen davacıya ait Bank Asya hesap kayıtları dosyada bulunmadığı gibi feshe gerekçe gösterilen husus yeterli olarak araştırılmamıştır. Davacı hakkında mevcut ise adli ya da idari soruşturma evrakları, işveren vakıf heyetinin kararına esas belge ve dayanaklar, Bank Asyaya açılmış mevduat hesapları, hesap hareketleri ve bankacılığa ilişkin işlemleri ile fesih nedenine dair deliller toplanarak dosya içerisine alındıktan sonra bir değerlendirmeye tabi tutulmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin 12/05/2017 tarih 2017/1003 esas 2017/918 sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesinin 2016/1534 Esas 2017/61 sayılı kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.02.2018 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.