16. Hukuk Dairesi 2016/9154 E. , 2019/3639 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında ve tapuda ... Vakfı adına kayıtlı bulunan eski 760 parsel sayılı 45.537,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ifraz edilerek 291 ada 111 ve 295 ada 34 parsel numarasıyla 14.908,07 ve 28.291,77 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında, eski 760 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini ve eksikliğin Köy Hizmetleri Müdürlüğü tarafından kamulaştırılmadan yapılan yoldan kaynaklandığını belirterek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ..., tesis kadastrosu sırasında kendi taşınmazı içerisinde ölçülen bir bölümün, Kadastro Kanunu"nun 22/a maddesi uygulaması ile yola terk edildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalı Hazine ise, kendileri tarafından açılan bir yol olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Kadastro Kanunu"nun 22/a maddesi uygulaması ile eski 760 parsel sayılı taşınmazın içerisinden kadim yol geçtiği kabul edilerek, taşınmazın 2.337,16 metrekarelik kısmı ifraz edilerek paftasında yol olarak terkin edilmiştir. Mahkemece, Kadastro Kanunu"nun 22/a maddesi uygulamasının aksine, çekişmeli parsel içerisinden geçen yolun kadim yol olmayıp, tapulama ve kadastro paftalarını yenileme yönetmeliğinin sınırlandırma başlıklı 15. maddesinin 6.bendinde belirtilen "tapulama veya kadastrodan sonra açılan ve tapu sicilinde terk işlemi yapılmamış olan kamuya ait yol, dere, ark ve benzeri yerler sınırlandırma ve tespitler sırasında ilgililerin yazılı muvafakatleri sağlandığı takdirde kamuya terki yapılır." hükmü gereğince eski 760 yeni 291 ada 111 ile 295 ada 34 nolu parsel arasındaki mevcut yolun, çekişmeli taşınmazın batısında bulunan kadim yolun gölet altında kalması sonucu köylüler tarafından imece usulü 1992 yılında açıldığı ve o günden bugüne kadar bu yola ilişkin bir itiraz olmadığı, davacı vakfın da arazilerinin kenarlarına tel örgü çekmek suretiyle bu durumu kabullendiği, dolayısıyla yolun muvafakat ile açılan bir yol olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına yasal düzenlemelere uygun düşmemektedir. Tesis kadastrosu sırasında çekişmeli taşınmaz içerisinde böyle bir yolun mevcut olmadığı tüm dosya kapsamı ile belirlenmiş olup, esasen bu husus mahkemenin de kabulündedir. Yukarıda belirtilen yönetmelikte, tapulama veya kadastrodan sonra açılan yol, dere, ark ve benzeri yerlerin sınırlandırma ve tespitler sırasında ilgililerin yazılı muvafakatleri sağlandığı tadirde kamuya terkinin yapılacağı belirtilmiş olup, kadastro tutanağı ve eklerinde, davacı vakfın yetkilisi tarafından verilmiş bir muvafakat olmadığı açıktır.
Hal böyle olunca, Mahkemece, çekişmeli taşınmazın davacı vakıf adına tesciline karar verilmesi gerekirken anılan yönetmelik hükmünün hatalı değerlendirilmesi suretiyle, davacı tarafından kendi arazilerinin etrafına tel örgü çekilmek suretiyle bu durumun kabullenildiği ve davacının fiili muvafakatinin bulunduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.