17. Hukuk Dairesi 2016/17416 E. , 2019/8548 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların maliki ve trafik sigortacısı olduğu araç ile davacının maliki olduğu araç ile karıştığı trafik kazası neticesinde aracında hasar meydana geldiğini belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla 4.000,00 TL değer kaybının olay tarihinden itibaren davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; Sağlık Bakanlığına yöneltilen davanın reddine, meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacının aracında oluşan 4.000,00 TL değer kaybının ... Sigorta A.Ş."den dava tarihi olan 03.02.2014 tarihinden geçerli yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-6100 sayılı HMK"nın 297. maddesinde hükümde hangi hususların yer alacağı belirtilmiştir. HMK"nın 297/2. maddesinde hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olduğu hükmü getirilmiştir. Bunun amacı, hükmün infaz edilecek kısmı sonuç kısmı olacağından sonuç kısmının infaz ve uygulamaya elverişli olarak yazılmasını sağlamaktır.
Mahkemece, davalı ...’nün davada pasif husumet ehliyeti bulunmadığından hakkındaki davanın reddine karar verildiği, ancak hükmün (1) nolu kısmında “...” yazılması gerekirken sevhen “...” yazılmış olup bu yanlışlık gerekçeli kararda düzeltilmeksizin olduğu gibi bırakıldığı belirtilerek hüküm kurulduğundan, infazda kuşku yaratması usul ve yasaya aykırı olup bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın düzeltilmesi gerekmiştir.
Kabule göre, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 106. maddesinde “Genel ve katma bütçeli kuruluşlara, il özel idareleri ve belediyelere ve kamu iktisadi teşebbüslerine ve kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların sebep oldukları zararlardan dolayı bu kanunun işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümleri uygulanır” denilmektedir. Anılan Yasanın sekizinci kısmının “İşletenin Hukuki Sorumluluğu” başlıklı birinci bölümünde yer alan 85-90. maddelerinde, motorlu araçların trafik kurallarına ve gereklerine aykırı davranışları sonunda meydana gelen zararlar nedeniyle gerçek ve özel kişilerle, kamu tüzel kişilerinin ayrım yapılmadan aynı sorumluluk kurallarına bağlı olmaları ön görülmüştür. Bu düzenleme itibariyle yasa, kamu idare ve kurumlarına ait ve bu arada kamu hizmetine tahsis edilen motorlu araçların verdikleri zararlardan dolayı, trafik olaylarından doğan zararların özelliği göz önünde tutularak, kamu idare ve kurumlarının özel kişilerle eşit şartlarda aynı esaslara göre sorumlu tutulması gerektiğini ifade etmiştir.Yasanın anılan bu hükümleri karşısında, kamu araçlarının verdikleri zararlardan dolayı idare, kamu hukuku kurallarına göre değil, "işleten" sıfatıyla özel hukuk kurallarına göre sorumlu tutulabilecektir.
Somut olayda, mahkemece, davalı ...’nün davada pasif husumet ehliyeti bulunmadığından hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamındaki araç tescil kayıtlarına göre, kazaya karışan aracın İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, meydana gelen kaza neticesinde oluşan zarardan davalı zorunlu mali sorumluluk sigortacısı ile birlikte işleten sıfatıyla sorumlu tutulması gerekirken yazılı gerekçelerle davalı ... İl Sağlık Müdürlüğü hakkında davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi tazminat ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.nun 98/1, 99/1. maddeleri ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları"nın B.2. maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir.
Bu durumda ilke olarak; davadan önce usulüne uygun başvuru yapılmış ise bundan 8 iş günü sonrasında, başvuru yapılmamış ise dava tarihi itibarıyla, belirlenen tazminat alacağının tamamı için anılan tarihlere uygun faiz uygulanması gerekir.
Dosya kapsamından sigorta şirketine başvuru yapıldığı ve şirket tarafından da hasar dosyası düzenlendiği anlaşılmakla, davalı ... şirketi yönünden faiz başlangıç tarihinin temerrüde düştüğü tarih belirlenmek suretiyle tespit edilmesi (sigorta şirketine yapılan başvuru tarihi gözetilerek), davadan önce temerrüde düştüğünün kanıtlanamaması halinde dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü ile dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, araştırma yapılmadan yazılı şekilde hükmedilmiş olması uygun bulunmayıp bozma nedenidir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 26/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.