14. Hukuk Dairesi 2019/3758 E. , 2019/8630 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.09.2014 gününde verilen dilekçe ile ayıplı teslim nedeniyle tazminat, ikinci kademede yüklenici ve arsa sahipliği sıfatı birleşen davalıdan satın almaya dayanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil davasının konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, tazminat davasının kabulüne dair verilen 03.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından duruşmalı olarak istenilmekle duruşma isteminin değerden reddi ile süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, yüklenici ve arsa sahibi sıfatları birleşen davalıdan satın almaya dayanan tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, Yap-satçı konumundaki davalıdan 24.04.2012 tarihli 5653 yevmiye No"lu satış vaadi sözleşmesi ile 801 ada 6 parsel sayılı taşınmazda bulunan 70 No"lu bağımsız bölümü 169.680,00 TL ye satın aldığını, bedelini ödediğini, taşınmazın teslim tarihinden sonra kağıt üzerinde teslim edildiğini, malzeme kalitesi ve işçiliğin sözleşme şartlarına uygun olmadığını ileri sürerek dairenin mevcut halinin tespiti ile bedel indirim tutarının belirlenmesini, şimdilik 1.000,00 TL tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, 18.02.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile, tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuş, 01.03.2016 tarihli dilekçe ile müddeabihin değerini artırmıştır.
Davalı vekili, davacının bedeli ödemediğini, taşınmazın teslimi sırasında davacı tarafından tutanağa geçirilen eksiklerin tamamlandığını, yasal süresi içinde yapılan ayıp ihbarı bulunmadığını, davacının davalı şirketi ibra ettiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, tapu iptali ve tescil davasının konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına, tazminat davasının kabulü ile, 4.200,00 TL’lik değer azalmasının avans faizi ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Tarafların, davada iddia ve savunmanın değiştirilmesi yasağı sebebiyle yapamadıkları işlemleri yaparak verdikleri dilekçeleri tamamen veya kısmen düzeltmelerine ıslah denir.
Islahın konusu, tarafların kendi yaptıkları usul işlemleridir. Taraflar ıslahla dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava sebebini, talep sonucunu değiştirebilirler. Bu sayede, taleplerini tamamen değiştirebilecekleri gibi, yeni bir vakıa da ileri sürebilirler. Her ne kadar ıslahla usul işlemlerinin düzeltileceği kabul edilse de (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 176/1. md), esasen ıslah iddia ve savunmanın değiştirilmesi ve genişletilmesinin bir istisnası olarak karşımıza çıkmaktadır. Islah bir usul hukuku imkanı olduğundan, ıslahla maddi hukuk işlemi yapılamaz.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 176/2 maddesine göre ""Taraflardan her biri yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir."" Aynı davada taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir. İkinci kez ıslah yoluna başvurulursa, mahkeme bu beyanı kendiliğinden reddeder.
Somut olayda; davacı dava dilekçesi ile, taşınmazın kendisine teslim edildiğini, malzeme kalitesi ve işçiliğin sözleşme şartlarına uygun olmadığını ileri sürerek, dairenin mevcut halinin tespiti ile bedel indirim tutarının belirlenmesini, şimdilik 1.000,00 TL tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, 18.02.2015 tarihli dilekçe ile, davayı ıslah ettiğini belirterek 801 ada 6 parsel sayılı taşınmazda bulunan 70 No"lu bağımsız bölümün adına tescilini talep etmiş, ıslahtan sonra 01.03.2016 tarihli dilekçe ile taşınmazın tapu kaydının davalı tarafından rızaen müvekkiline devredildiğini, tapu iptali ve tescil davasının konusuz kaldığını ileri sürmüş, değer azalaması olarak bilirkişiler tarafından belirlenen 4.200,00 TL"nin avans faizi ile ödenmesini talep ederek müddeabihi artırmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 176/2 maddesine göre aynı davada taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir. Mahkemece 2. kez yapılan ıslah talebi dikkate alınarak tazminat miktarının belirlenmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.12.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.