4. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/1434 Karar No: 2017/8486 Karar Tarihi: 20.12.2017
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/1434 Esas 2017/8486 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2016/1434 E. , 2017/8486 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 28/11/2012 gününde verilen dilekçe ile haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29/09/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili; davacının havalimanında taksiye bineceği sırada davalı polis memurunun buna engel olduğunu, davacıya el kaldırarak ona tehdit içerikli sözler söylediğini belirterek oluşan manevi zararın tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının eylemlerinin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (Türk Medeni Kanunu md. 24), isme saldırı (Türk Medeni Kanunu md. 26), nişan bozulması (Türk Medeni Kanunu md. 121), evlenmenin feshi (Türk Medeni Kanunu md.158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu md. 56-818 sayılı BK.47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu md. 58-818 sayılı BK.49). Bunlardan Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesi ile Türk Borçlar Kanunu’nun 58-818 sayılı BK."nun 49. maddesi daha kapsamlıdır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinin belli yerlere yollaması nedeniyle böyle bir durumun bulunduğu yerde, onu düzenleyen kurallar (örneğin; Türk Medeni Kanunu 26, 174, 287); bunların dışında Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi uygulanır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. ve olay tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da Kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Tekniğin gelişimi ve yaşam koşullarına göre belirlenmiş varlıklar, açıklanan olgularla çevrelendirildiğinde, davaya konu olayın bu çerçeve dışında kalması durumunda manevi tazminat isteği reddedilmelidir. Davaya konu olan olayda; olayın oluş şekli ile gelişimi, tarafların birbirlerine karşı eylemleri ve açıklanan ilkeler gözetildiğinde manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 20/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.