5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/16940 Esas 2020/9477 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/16940
Karar No: 2020/9477
Karar Tarihi: 02.07.2020

5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/16940 Esas 2020/9477 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir karara yapılan temyiz başvurusu incelendi. Mahkeme, nakilde kullanılan aracın 5607 sayılı Kanun'un 13. maddesi ve TCK'nın 54. maddesindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle iadesine karar verildiğini belirtti. Ancak iade kararının müsadere davasıyla ilgili olduğundan bozma kararıyla birlikte aracın iadesi hükmünün de ortadan kalkacağı ifade edildi. Ayrıca, 7242 sayılı Kanun'un 61. maddesiyle 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesine eklenen hafif ceza indirimi düzenlemesinin lehe sonuç doğurduğu ve suç konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin saptanması gerektiği vurgulandı. Bunun için değişen kanun maddelerinin uygulanma koşullarının yerel mahkemece saptanması ve sonucuna göre yeniden hüküm kurulması zorunluluğuna işaret edildi. Kararda geçen kanun maddeleri: 5607 sayılı Kanun'un 13. ve 3/22. maddeleri, TCK'nın 54. maddesi, 7242 sayılı Kanun'un 61. ve 62. maddeleri, 5237 sayılı TCK'nin 7. maddesi, 5607 sayılı Kanun'un geçici 12/2. maddesi, 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi.
19. Ceza Dairesi         2019/16940 E.  ,  2020/9477 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Yerel Mahkemece, mahkumiyet hükmü ile birlikte nakilde kullanılan aracın, 5607 sayılı Kanun"un 13. maddesi ve TCK"nin 54. maddesindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle iadesine karar verildiği, iade kararının, araç hakkında açılmış müsadare davasının konusu olması bakımından, bozma kararıyla birlikte, aracın iadesi hükmünün de ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, yasa yollarının tüketilmesi de dahil bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süre geçtikten sonra mümkün olacağı, yasa yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması halinde, bu süre zarfında şahsın aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, aksi durumun ise AİHS ek 1 Protokol 1. maddesi ve Anayasa"nın 35. maddesi ile güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtay"ca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldıracağı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından da gerekli olduğu değerlendirilerek, temyize konu mahkeme hükmü, ceza ve müsadere bakımından iki ayrı başlıkta incelenmekle;
    I-Suçta kullanılan nakil aracının iadesi kararına yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
    Nakilde kullanılan aracın iadesine ilişkin hükümde gösterilen gerekçeler yerinde görüldüğünden, katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, HÜKMÜN ONANMASINA,
    II-Sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde,
    Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin lehe hükümler içerdiği, yine 5607 sayılı Kanun"un 5. maddesinde 7242 sayılı Kanun"un 62. maddesi ile yapılan değişiklik ile kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, suça konu eşyanın gümrüklenmiş değeri bilirkişi vasıtasıyla tespit edilerek , 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12/2. madde gereğince değişen ve lehe sonuç doğuran kanun maddelerinin uygulanma koşullarının oluşup oluşmadığının yerel mahkemece saptanması ve sonucuna göre yeniden hüküm kurulması zorunluluğu,
    Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeyen HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 02.07.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.