17. Hukuk Dairesi 2016/18864 E. , 2019/8541 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacı nezdinde dava dışı ..."e ait konutun 31/12/2012-31/12/2013 tarihleri arasında konut sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, kat maliklerinin ortak kullanımında ve sorumluluğunda bulunan ortak atık su tesisatının çökmesi sonucu sirayet eden su sebebiyle sigortalı konutta hasar oluştuğunu, sigortalı işyerinde tespit edilen hasarlar sebebiyle toplam 4.883,00 TL hasar tazminatının sigortalıya 30/10/2013 tarihinde ödendiğini belirterek şimdilik toplam 4.590,00 TL tazminatının ödeme tarihi olan 30/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; apartman yönetiminin tüzel kişiliğinin bulunmadığı ve dolayısıyla apartman yönetimine husumet yöneltilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, konut sigorta poliçesi nedeniyle hasar bedelinin ortak yerlerden kaynaklandığı iddiasıyla apartman yönetiminden rücuen tahsili istemine ilişkindir.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 34. maddesinin 1. fıkrasında “Kat malikleri, ana gayrimenkulün yönetimini kendi aralarından veya dışarıdan seçecekleri bir kimseye veya üç kişilik bir kurula verebilirler; bu kimseye (Yönetici), Kurula da (Yönetim Kurulu) denir.” hükmü yer almakta, aynı Kanunun 35.maddesinde de yöneticinin görevleri sayılmaktadır. Yine aynı Kanunun 38. maddesinde yöneticinin sorumluluğuna ilişkin genel kural “Yönetici, kat maliklerine karşı aynen bir vekil gibi sorumludur.” şeklinde ortaya konularak 39. maddesinde ise yöneticinin hesap verme yükümlülüğü düzenlenmekte; 40. maddenin 1. fıkrasında ise Yöneticinin Hakları “Yönetici kaide olarak vekilin haklarına sahiptir.” şeklinde ifade edilmektedir. Bu hükümler göstermektedir ki, ana gayrimenkulün yönetimi için atanan yönetici veya Yönetim Kurulu vekil statüsündedir. Dolayısıyla gerek iç ilişkide, gerek dış ilişkide vekil gibi sorumlu ve vekilin haklarına sahiptir. (HGK 08.11.2006 gün 2006/12-682 E. 2006/682 K)
Davalının hasarın gerçekleştiği tarihte sigortalı işyerinin bulunduğu apartmanın yöneticisi olduğu iddia edilmektedir. Davalı yönetim ile kat malikleri arasındaki sözleşme niteliğindeki yönetim planı ile, bağımsız bölüm maliklerine burada belirtilen hizmetlerin en iyi bir şekilde götürülmesi, apartman ile ilgili iş ve işlemlerin bir elden yürütülmesi, hizmetlerin ifasının sağlanması, ortak yaşam amaçlarının gerçekleşmesi için birbirlerine karşı çeşitli edimler üstlenmişlerdir. Kat Mülkiyeti Yasası"nın 35. maddesi hükmünde, ana gayrimenkulün gayesine uygun olarak kullanılması, korunması, bakımı ve onarımı için kat maliklerinin yararına gereken tedbirlerin alınması yöneticinin görevleri arasındadır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde, dava konusu hasarın ortak atık su tesisatının çökmesiyle sigortalı konuta su sirayet etmesinden kaynaklandığı iddia edilmektedir. Davacının talep ettiği tazminat yönünden, davalı apartman yönetiminin 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 38. maddesi ve sözleşmeden kaynaklanan temsil görevi kapsamında pasif husumet ehliyeti bulunmaktadır.
Bu durumda, mahkemece davanın esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde husumetten davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 26/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.