22. Hukuk Dairesi 2017/44974 E. , 2018/1882 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin, iş sözleşmesinin geçerli ve haklı sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak, alt işveren işyerinde çalışan işçi sayısının otuzdan az olduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, Dairemizin 02/12/2016 tarihli ilamıyla bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyma kararı verilerek devam edilen yargılama sonucunda, yazılı gerekçeyle, feshin geçersizliğine ve davacı işçinin alt işveren iş ortaklığı nezdindeki işine iadesine, işe başlatmama tazminatının altı aylık ücret tutarı olarak ve çalıştırılmadığı süre için en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının belirlenmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekili temyiz etmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemizin 02/12/2016 tarihli bozma ilamında, “...dava dilekçesinde davalı taraf olarak "... Group ve ... İnşaat İş Ortaklığı” gösterilmiştir. Ne var ki, söz konusu adi ortaklığın tüzel kişiliği ve dolayısıyla taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Adi ortaklığı oluşturan tüzel kişilerin ayrı ayrı davalı olarak gösterilmesi ve taraf teşkilinin sağlanması gereklidir. Eldeki davada, davalı tarafın yanlış gösterilmesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 124/4. maddesi uyarınca, kabul edilebilir bir yanılgıya dayanmakta olup, bu halde, davacı vekiline, adi ortaklık yerine, davalıları “... Group Taahhüt ve Eğitim Danışmanlık Ltd.Şti.” ve “... ... İnşaat Nak. Tem. Taah. İşl. Gıda Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti.” şeklinde düzelterek değiştirmesi için uygun süre verilmeli, neticeye göre taraf teşkili sağlanarak davaya devam edilmelidir.” şeklinde bozma sebebine yer verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, belirtilen bozma sebebinin dikkate alınmaması ve bozma öncesinde olduğu gibi tüzel kişiliği bulunmayan adi ortaklığın davanın tarafı görülerek yargılamaya devam edilmesi hatalıdır. Bozma ilamına uyma kararı verilmesine göre, artık bozma doğrultusunda işlem yapma zorunluluğu doğmuştur. Anılan sebeple, davacı vekiline, tüzel kişiliği bulunmayan adi ortaklık yerine, ilgili davalıları “... Group Taahhüt ve Eğitim Danışmanlık Ltd.Şti.” ve “... ... İnşaat Nak. Tem. Taah. İşl. Gıda Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti.” şeklinde düzelterek değiştirmesi için uygun süre verilmeli, neticeye göre her bir tüzel kişilik bakımından ayrı ayrı taraf teşkili sağlanarak davaya devam edilmelidir.
Kabule göre de, davalı Bakanlık vekili, bozmadan sonraki yargılamada, davacının çalıştığı işyerinin ev tipi sosyal hizmet birimi sınıfından olduğunu ileri sürmüştür. 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu’nun 16. maddesinin son fıkrasında “Ev tipi sosyal hizmet birimleri, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü kapsamındadır.” denilmek suretiyle, ev tipi sosyal hizmet birimlerinde çalışanlar 4857 sayılı İş Kanunu kapsamından çıkarılmıştır. Her ne kadar, davacı işçinin çalıştığı işyerinin ev tipi sosyal hizmet birimi olduğuna yönelik savunma ilk defa bozmadan sonraki yargılamada ileri sürülmüş ise de, bu yön olaya uygulanacak kanunun belirlenmesi noktasında önem taşıdığından yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekli hususlardandır. Bu halde, davacının çalıştığı işyerinin ev tipi sosyal hizmet birimi olup olmadığı noktasında araştırma yapılmalı ve dolayısıyla davacının 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında bulunup bulunmadığı belirlenmelidir.
Yukarıda yazılı sebeplerle, öncelikle taraf teşkili usulüne uygun şekilde sağlanmalı; ardından davacının çalıştığı işyerinin ev tipi sosyal hizmet birimi olup olmadığı noktasında araştırma yapılması suretiyle davacının 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında bulunup bulunmadığı belirlenmelidir. Davacının 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında bulunduğunun tespit edilmesi halinde, esasa girilerek, feshin haklı veya geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı noktasındaki uyuşmazlık çözümlenmelidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelemesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 06/02/2018 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.