17. Hukuk Dairesi 2016/18907 E. , 2019/8540 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkillerinin murisi olan ... "nın dava dışı bankadan 10.000,00 TL tüketici kredisi kullandığını ve 04/04/2012 tarihinde vefat ettiğini, ... "nın vefatı üzerine müvekkillerinin bu krediden haberdar olduğunu ve kredi sözleşmesine istinaden imzalanan hayat sigortası poliçesi nedeniyle borcunu ödemesi için davalıya başvurduklarını, davalı tarafın borcu ödememesi nedeniyle Adana 13. İcra Müdürlüğünün 2012/9306 sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, müvekkillerinin faiz ve geri ödeme yüküyle 15/10/2014 tarihinde 11.000,00 TL ödediklerini belirterek ödedikleri miktarın fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre;davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL"nin ödeme tarihi olan 15/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacılara ait Adana 7.Noterliğinin 16/11/2012 tarih ... yevmiye nolu veraset ilamı uyarınca ..."nın mirasçıları olan davacılara veraset ilamındaki hisseleri oranında verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, hayat sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar murisinin kullanmış olduğu banka kredisi nedeniyle, 18.01.2012-18.01.2013 tarihleri için hayat sigorta sözleşmesi düzenlenmiş; poliçenin düzenlenmesinden sonra, 04.04.2012 tarihinde davacıların murisi vefat etmiştir.
Poliçenin tanzim edildiği ve riziko tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nun, sigorta sözleşmesi kurulurken sigortalıya yüklenen doğru bilgi verme (ihbar) yükümlülüğünü düzenleyen 1290. maddesi, her ne kadar mal sigortalarına ilişkin bulunmakta ise de, Dairemizin yerleşik kararları ile hayat sigortalarında da uygulanmaktadır.
Gerek TTK"nun 1290. maddesi ve gerekse Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi düzenlemesine göre; sigorta şirketinin sorusu üzerine veya her hangi bir soru sorulmadan (dolayısı ile buna ilişkin bir form doldurulmadan) sigortalı, sözleşmenin yapılması sırasında kendisinin bildiği ve sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek bütün halleri sigortacıya bildirmekle yükümlüdür.
Davalı taraf yargılama boyunca, sigortalıları olan davacılar murisinin, kendisinde mevcut kalp hastalıklarını, poliçe tanzimi sırasında bildiği halde gizlediği için, zararın teminat dışı olduğu savunmasında bulunmuştur. Dosya içerisinde bulunan kapsamlı yıllık kredi hayat sertifikası sigortalı adayın sağlık beyan formunda sigortalı sağlık sorularına Hayır kodu ile cevap vermiş, bunu imzası ile tevsik etmiştir.
Yargılama sırasında Adli Tıp Uzmanı bilirkişi tarafından hazırlanan 20/01/2016 tarihli raporda; muris ... için Ç.Ü.T.F. ... Hastanesi tarafından düzenlenen 04/04/2012 tarihli ölüm belgesinde ölüm nedeninin kardiyopulmoner arrest (solunum ve dolaşım sistem fonksiyonlarının durması) olduğunu, bu nedenin myokard infarktüsü sonucu geliştiğini belirttiğini, ancak ölüm nedeninin kardiyopulmoner arrest olmadığını, bunun bütün ölümlerde ortaya çıkan bir durum olduğunu, ölüm belgelerinin dipnotunda ölüm nedeni bölümünde "kalp arrest ve solunum yetmezliği gibi ölüm şekillerinin değil, ölüme sebebiyet veren hastalık, yaralanma veya komplikasyon türü yazılacaktır" denmekte olduğunu, ancak ..."nın ölüm nedeninin ne olduğunun belirtilmediğini, ..."nın ölüm nedeninin mevcut bulgularda belirtmenin tıbben ve fennen mümkün olmayacağı kanaati belirtilmiş ve mahkemece dava
kısmen kabul edilmiştir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Mahkemece ATK’dan yeni bir heyet raporu aldırılarak murisin tedavi gördüğü ve gizlendiği iddia edilen hastalıkla ölüm rizikosu arasında doğrudan illiyet bağının olup olmadığı, başka bir anlatımla ölümün gizlenen hastalıktan meydana gelip gelmediği tespit ettirilerek yukarıdaki açıklamalar ışığında sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalmı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 26/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.