23. Hukuk Dairesi 2016/8614 E. , 2020/326 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince 23.12.2015 tarihli ek karar ve 05.01.2016 tarihli tavzih kararı yönünden temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı kooperatif yönetim kurulunca 3 yıl üst üste genel kurul toplantısı yapılmadığını ileri sürerek, davalı kooperatifin kendiliğinden sona ermiş olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı kooperatifin 3 yıl üst üste genel kurul toplantısını yapamadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile kooperatifin tasfiye ve feshine karar verilmiş, bilahare atanan tasfiye memurunca yapılan talep neticesinde, 23.12.2015 tarihli ek karar ile tasfiye memuru ücretinin 1.500,00 TL"den 1.800,00 TL"ye çıkarılmasına, 3.000,00 TL tasfiye avansının davacıdan tahsiline karar verilmiş, akabinde 05.01.2016 tarihli tavzih kararı ile, gerekçeli kararda hüküm altına alınan 1.500,00 TL"nin tasfiye memuru ücreti olmayıp tasfiye avansı olduğunun anlaşılması üzerine, ek karar, tasfiye avansının 1.500,00 TL"den 3.000,00 TL"ye çıkarılmasına, tasfiye memuruna 1.800,00 TL ücret takdirine, masrafın davacı tarafça karşılanmasına şeklinde tavzih edilmiştir.
Ek kararı ve tavzih kararını, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatifin feshi istemine ilişkindir.
1-Davacı vekilinin 23.12.2015 tarihli ek karara ilişkin temyiz itirazları yönünden;
Mahkemece, davalı kooperatifin fesih ve tasfiyesine dair verilen asıl kararda takdir ve tayin olunan 1.500,00 TL tasfiye avansının şimdilik davacıdan tahsiline hükmedilmiş olup, hükümde yer alan “şimdilik” ibaresi nedeniyle, davacı tarafça temyiz edilmeyen bu hususun, davacı aleyhine sonuç doğurmayacağının kabulü gerekir.
Fesih ve tasfiyesine karar verilen kooperatifler bakımından, tasfiye iş ve işlemleri için gerekli masraflar ile tasfiye memuru ücretleri, ilgili kooperatifin malvarlığından karşılanması gerekli bedeller olup, ancak kooperatifin malvarlığının bulunmaması ve tasfiye talep eden kurum tarafından bu hususun bilinmesi halinde tasfiye talep eden kuruma yüklenebilecektir.
Mahkemece, bahsi geçen husus araştırılmaksızın davacı kurum aleyhine tasfiye masrafı ve tasfiye memuru ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
2-Davacı vekilinin 05.01.2016 tarihli tavzih kararına ilişkin temyiz itirazları yönünden;
HMK"nın 305. maddesi " (1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. (2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez." hükmünü içermektedir. Mahkemece hüküm ile hükmedilmemiş olan tasfiye masrafı ve tasfiye memuru ücretine ilişkin bedellere, tavzih yolu ile hükmedilmesi hüküm fıkrasının genişletilmesi niteliğinde olduğundan bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin 23.12.2015 tarihli ek karara ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile ek kararın, davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin 05.01.2016 tarihli tavzih kararına ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile tavzih kararının, davacı yararına BOZULMASINA, 492 Sayılı Harçlar Yasası"nın 13/j maddesi uyarınca temyiz eden davacıdan harç alınmasına yer olmadığına,
karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.