11. Ceza Dairesi 2017/7953 E. , 2019/9089 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Defter ve belge gizleme
HÜKÜM : Mahkumiyet
1- 213 sayılı VUK"nin 139. maddesine göre; vergi incelemeleri, esas itibarıyla incelemeye tabi olanın iş yerinde yapılır. İş yerinin müsait olmaması, ölüm, işin terk edilmesi gibi zaruri sebeplerle incelemenin iş yerinde yapılması imkansız olur veya mükellef ve vergi sorumluları isterlerse inceleme dairede yapılabilir. İş yeri faal olan mükelleflere, defter ve belgelerin vergi dairesine getirilmesi için yapılan tebligatlar usulüne uygun olmadığından suçun unsurları oluşmayacaktır. Somut olaya gelince, vergi denetmeni tarafından defter ve belgelerini ibraz etmesi için çıkartılan tebligatın, 16/03/2011 tarihinde sanığa bizzat iş yeri adresinde tebliğ edilmesi; incelemenin dairede yapılmasını gerektiren nedenler tespit edilmediği için, defter ve belgelerin incelenmek üzere ibraz edilmek üzere denetmenlik adresine getirilmesi istenerek sürecin mükellef aleyhine tersine çevrilmesi; ayrıca sanığın, 2010 yılına ait defter ve belgelerini teslim ettiğini, kendisinden 2010 yılı öncesi defter ve belgeleri istenmediği için bir adet fatura cildi, bir adet gider pusulası cildi, sevk irsaliyesi ve müstahsil makbuzlarını ibraz etmediğini, bu belgelerin kendisinde mevcut olduğunu, istendiği takdirde sunabileceğini belirterek suçlamayı kabul etmemesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti açısından, suç tarihinde şirketin hesaplarının dairede incelenmesine imkan veren 213 sayılı VUK’nin 139/2. maddesindeki istisnalardan birinin varlığının önceden belirlenip belirlenmediğinin, iş yerinde faaliyetin devam edip etmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, iş yeri dışında inceleme yapılmasına ilişkin bir tespit varsa belgesinin istenmesi, aksi takdirde yapılan tebligatın hukuki geçerliliği olmayacağı da dikkate alınarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması,
2- Kabule göre de;
a) Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03.02.2009 tarihli, 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, defter ve belge ibraz etmeme suçunda anılan maddenin aradığı anlamda somut bir zarardan söz edilemeyeceği, hükmolunan hapis cezasının 18 ay olması ve sanığın şahsi, sosyal ve sabıka kaydına göre hakkında erteleme hükümlerinin uygulanması karşısında; adli sicil kaydında yer alan mahkumiyetlerine ilişkin sabıka kayıtlarının silinip silinmediği veya silinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak sanık hakkında CMK"nin 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılması gerekirken bu konuda bir değerlendirme yapılmamış olması,
b) Defter ve belgeleri gizleme suçunun suç tarihinin; defter ve belgeleri isteme yazısının tebliğ tarihi olan 16/03/2011 tarihinden itibaren 15 günden sonraki gün olan 01/04/2011 tarihi olduğu gözetilmeden, gerekçeli karar başlığına yanlış yazılması yasaya aykırı,
c) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz talebi bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 10/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.