Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/16238 Esas 2018/1857 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/16238
Karar No: 2018/1857
Karar Tarihi: 06.02.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/16238 Esas 2018/1857 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı işyerinde çalışan davacı, bir arkadaşını ateşe vermekle suçlandığı gerekçesiyle işten çıkarılmıştır. Ancak bu gerekçe doğru değildir ve fesih sebebi hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle kıdem tazminatı talebi kabul edilmelidir. İş akdi geçerli nedenle feshedilen davacının lehine kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilmesi gerekmekte iken, aksi yönde verilen karar hatalıdır. Davacı ayrıca fazla çalışma ücret alacakları ve ubgt alacakları talep etmektedir. Davanın belirsiz alacak davası türünde açılabileceği, işin esasına girilmesi gerekirken usulden ret kararı verilmesi ise usule ve kanuna aykırıdır. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davalı lehine, davada reddedilen tutarı aşacak şekilde ve \"dilekçe yazma ücreti\" olarak adlandırılarak, vekalet ücretine hükmedilmiştir ki bu da hatalıdır. İş Kanunu'nun 26. maddesi, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatının ödenmesini düzenlemektedir.
22. Hukuk Dairesi         2015/16238 E.  ,  2018/1857 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı isteminin özeti:
    Davacı, davalı işyerinde çalışmakta iken işveren tarafından kendisine 01/03/2012 tarihinde tebliğ edilen bildirimde "bir arkadaşını ateşe verdiği gerekçesiyle" işten çıkarıldığını bildirdiğini, fesih gerekçesinin doğru olmadığını, bu iddia doğru olsa bile İş Kanunun 26. maddesine göre 6 iş günü içinde iş akdini feshetmesi gerektiğini, hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle kıdem tazminatı talebinin kabulü gerektiğini, Karaman İş Mahkemesinin 2012/60 Esas sayılı dosyasıyla işe iade davası da açmış olduğunu belirterek, kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarına hükmedilmesini talep etmiştir.
    Davalı cevabının özeti:
    Davalı, davacının İş Mahkemesinin 2012/60 Esas sayılı dosyası ile işe iade davası açtığını, bu davanın bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini , davacının taleplerinin haksız bulunduğunu beyanla, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkeme kararının özeti:
    Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın reddine karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Mahkemece, feshin her ne kadar geçerli nedenle yapıldığına dair kesinleşmiş mahkeme kararı mevcutsa da, esasen feshin haklı nedene dayalı olduğu, zira 6 günlük hak düşümü süresinin disiplin kuruluna intikal nedeniyle soruşturma sürecinin başlaması gözetilerek aranmayacağı açıklanarak, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davacının iş akdinin feshinin haklı yada geçerli nedene dayalı olarak feshedilip feshedilmediği hususu işe iade davasında tartışılmış olup, Mahkeme tarafından feshin geçerli nedene dayalı olduğu tespit edilmiş ve bu konu Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Kesinleşmiş olan bir hususta yorum yoluyla aksi yönde çıkarımlarda bulunulmasına hukuk düzeni içinde imkan tanınmamaktadır. Buna göre, iş akdi geçerli nedene dayalı olarak feshedilen davacının lehine kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilmesi gerekmekte iken, aksi yönde verilen karar hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    2-Davacının fazla çalışma ücret alacakları ve ubgt alacaklarının belirsiz alacak davasına konu edilip edilemeyeceği hususu da uyuşmazlık konusudur.
    Somut olayda, dava belirsiz alacak davası türünde açılmıştır. Dava dilekçesinde, fazla çalışma,ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları talep edilmiştir. Mahkemece, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları bakımından, davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağı kabul edilerek hukuki yarar yokluğundan usulden ret kararı verilmiştir. Ne var ki, davacı vekili delilleri arasında davalı işveren uhdesinde bulunan kayıtlara dayanmış olup, talebin haklı görülmesi ihtimalinde, işçilik alacaklarının miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesi, karşı tarafın elinde bulunan bilgi ve belgelerin sunulmasıyla mümkün hale gelebilecektir. Bu sebeple, davanın belirsiz alacak davası türünde açılması mümkün olup, hukuki yarar vardır. Söz konusu alacaklar bakımından da, işin esasına girilmesi gerekirken, usulden ret kararı verilmesi, usule ve kanuna aykırı olmuştur.
    3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 12. maddesi ise,"Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez." hükmünü içermektedir. Mevcut düzenleme gereğince davalı lehine, davada reddedilen tutarı aşacak şekilde ve "dilekçe yazma ücreti" olarak adlandırılarak, vekalet ücretine hükmedilmiş olması da hatalı olup, bir diğer bozma nedenidir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.02.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.