Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/59
Karar No: 2019/2103
Karar Tarihi: 28.03.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/59 Esas 2019/2103 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2018/59 E.  ,  2019/2103 K.

    "İçtihat Metni"

    19. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasındaki asıl-karşı ve birleşen alacak davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabul, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükümlerin asıl ve birleşen davacı, karşı davalı vekilince duruşmasız, asıl ve birleşen davalı, karşı davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı-karşı davalı, birleşen davacı vekili Av. ... ile davalı-karşı davacı, birleşen davalı vekili Av. ... ve Av. ... gelmiş olduğundan duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - KARAR -

    Asıl davada davacı vekili, davacı ile davalı şirket arasında 01.01.2008 tarihinde distribütörlük sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin 1"nci maddesine göre davacı şirketin davalı şirketin üretimini yaptığı ... menşeli ürün çeşitleri ile ileride ürünlerine katacağı çeşitleri satın alarak kendisi tarafından belirlenecek yöntemlere göre satış, dağıtım ve pazarlamasını üstlendiğini, bu sözleşmenin imzalanmasından sonra taraflar arasında 30.06.2009 tarihli sözleşme ile madde tadili ve borç ödeme protokolünün düzenlendiğini, bu protokol ile 01.01.2008 tarihli sözleşmenin 3.2.1 ve 3.2.2 maddelerinin kaldırıldığını ve yerine yeni düzenleme yapıldığını, bu yeni düzenlemeye göre davacı şirketin 2008 yılı için 120.000 metre kumaş, 2009 yılı içinse 80.000 metre kumaş satın almayı yükümlendiğini, sözleşmenin 3.2.1 maddesinde davacı şirkete sözleşme başlangıcından itibaren 31.12.2009 tarihine kadar sabit alımın gerçekleştirilmemesi halinde metre başına 5.50 EURO sözleşmeden kurtulma ücreti ödeyerek sözleşmeden kurtulma hakkı tanındığını, davacı tarafça 2008 yılından kalan bakiye 42.142,50 metre eksik alım için 231.783,00 €, -2009 yılı bakiye 62.599.- metre alım siparişi için 344.074,00 € olmak üzere toplam 575.857,00 € tutarın sıralı 7 adet çek ile ödendiğini, ancak sözleşme ve sipariş konusu malların davalı tarafından teslim edilmediğini, davalı şirket tarafından 11.02.2010 tarihli 388.898,63 TL tutarlı ve 30.04.2010 tarihli 518.852,43 TL tutarlı iki adet faturanın sözleşmeden kurtulma ücreti olarak düzenlendiğini ve davacı şirkete gönderildiğini, davacı şirket muhasebesinin bu faturaların bedelinin ödenmiş olması nedeniyle sehven şirket defterlerine işlediğini, sözleşmeden kurtulma hakkının sadece davacı şirkete verildiğini, davacı şirketin ise bu hakkını kullanmadığını, davacı şirketin 30.06.2009 tarihli tadil sözleşmesinin borç ödeme başlıklı bölümüne göre alım işleminde kendisine düşen yükümlülük olan ödeme için gerekli çekleri verdiğini ve ödediğini, davacı şirketin bedelini ödemiş olduğu ticari emtianın teslimini faks ve e-maille talep ettiğini, teslimat yapılmayınca ... 4. Noterliği’nin 22.06.2010 tarihli 16371 yevmiye nolu ihtarnamesi ile bedeli ödenmiş emtianın teslimi için karşı yana 30 gün süre verildiğini, davalı tarafından gönderilen cevabi ihtarnamede ödenen bedelin kumaş bedeli değil sözleşmeden doğan kurtulma bedeli olduğunun iddia edildiğini, davacı şirketin parasını ödemiş olduğu kumaşları teslim alamadığını iddia ederek fazlaya ilişkin dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL"nin davalı şirketten 22.06.2010 ihtarname tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile tahsiline karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
    Asıl davalı, karşı davacı vekili, asıl davanın reddini istemiş, karşı dava olarak ise, davalı şirketin davacı ile yaptığı sözleşmeye güven duyduğunu ve sözleşme süresince taahhüt edilen oranda kumaş siparişi alacağı beklentisi içine girdiğini, ancak davacı şirketin süreç içinde hedeflerinden uzaklaştığını ve davalının beklentilerinin boşa çıktığını, davacı şirketin sözleşme ile yükümlendiği edimlerini hiç ve gereği gibi yerine getirmediğini, davalı şirketin sözleşmenin yerine geleceğine duyduğu güven ile daha iyi koşullarda sözleşme yapma olanağından mahrum kaldığını, davacı karşı davalının sözleşmenin ilk kurulduğu gündeki (tadil metni öncesi) şekliyle taahhütleri uygulanmış olsaydı davalı şirketten 315.000 metre kumaş alacağının sabit olduğunu, bu durumda davalı şirketin 2,5 - 3 milyon Euro mal satacağı ve ciddi ölçüde kazanç elde edeceğinin çok basit bir aritmetik hesapla dahi anlaşılır nitelikte olduğunu, dolayısıyla davalı şirketin bu ticari ilişkiden kazancı değil zararı oluştuğunu, davacı şirketin sözleşme hükümlerini ihlali neticesinde ve edimlerini gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle davalı şirketin uğrayacağı müspet, menfi ve her türlü zarar kalemini ödemesi gerektiğinin sözleşmenin (7,3-7,4-7,5) maddeleri ile kabul edildiğini iddia ederek karşı dava yönünden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL maddi tazminatın sözleşmenin sona erdiği tarihten itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Karşı davalı vekili, karşı davanın reddini istemiştir.
    Birleşen davada davacı vekili, asıl dava yönünden taraflar arasındaki sözleşme ve ticari ilişkiyi tekrarla davacı tarafından sözleşme ve tadil protokolü kapsamında davalıya verilen çeklerle ödemenin zamanında yapılmasına rağmen ürünlerin teslim edilmediğini, ... 4. Noterliği’nin 22.06.2010 tarihli 16371 yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilerek ürünlerin 30 gün içinde teslimimin istenildiğini, davacı şirketin davalı şirkete cari hesap sebebiyle borcunun 61.629,90 TL olduğunu, yapılan görüşmeler neticesinde 30.09.2010 tarihinde 61.626,90 TL’nin davalı şirket hesabına havale edildiğini, davalı şirkete ve vekiline de aynı gün borcun ödendiğinin bildirildiğini, buna rağmen davalının 30.09.2010 günü 150.000,00 Euro değerindeki teminat mektubunu nakde çevirdiğini iddia ederek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla teminat mektubu bedeli olan 150.000,00 Euro"nun TL karşılığı olan 298,050 TL"nin 01.10.2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
    Birleşen davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davacı tarafça taraflar arasındaki Borç ödeme Protokolü başlıklı kısımda belirtilen şekilde, miktarlarda ve tarihlerde ödeme yapıldığı, ödemelerin sözleşmeden kurtulma amacı taşımadığı, bu kapsamda davacının sözleşmeden kurtulma hakkını kullandığına dair bir irade beyanı bulunmadığı, davalı karşı davacı şirketin 30.06.2009 tarihli Distribütörlük Sözleşmesi Madde Tadili ve Borç Ödeme Protokolü"nü göz ardı ederek 01.01.2008 tarihli Distribütörlük Sözleşmesindeki asgari alım taahhüdüne ilişkin hükümlere davacı şirketin uymadığını ileri sürmesinin yerinde olmadığı, yine davalı karşı davacı şirketin davacı şirketin başka firmalarla ticari ilişki içerisinde olduğunu iddia etmiş ise de bu iddialarını kanıtlayamadığı, davalı karşı davacının bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler ışığında reklam fâaliyetleri için davacı şirkete göndermiş olduğu herhangi bir faturanın varlığına veya davalı şirketin reklam ve tanıtım için yapmış olduğu bir çalışma sonucunda davacı şirketin yerine getirmediği herhangi bir yükümlülük olduğunun da kanıtlanamadığı, birleşen davada teminat mektubunun nakde çevrilmesi nedeniyle oluşan bakiye davacı alacağına göre hüküm kurulması gerektiği yasal sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    (1)Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davacı, karşı davalının tüm, asıl ve birleşen davalı, karşı davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    (2)Asıl ve birleşen davalı, karşı davacının asıl dava bakımından temyiz itirazlarının incelenmesinden; davacı AHK şirketi tarafından her ne kadar çeklerle yapılan ödemelerin mal siparişine ilişkin olduğu savunulmuş ise de, davalı ... şirketi bu ödemelerin sözleşmeden kurtulma amacıyla yapıldığını savunmuş olup, ... şirketi tarafından bu ödemelere ilişkin kesilen ceza faturaları (2010 yılında) davacının ticari defterlerine işlenmiştir. Her ne kadar davacı AHK şirketi bu faturaların sehven defterlerine işlendiğini iddia etmiş ise de, 6102 sayılı TTK’nın 18. maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gereken tacirin, faturaları ticari defterlerine sehven işlemesi söz konusu olamaz. Bu sebeple mahkemece asıl davada davacının davalı tarafından gönderilen ceza faturalarını defterlerine kaydettiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir. Mahkemece bu husus gözetilerek, ayrıca davacının dava dilekçesinde sair delillere dayanmış olması sebebiyle (dava HUMK döneminde açılmıştır) defterlerindeki kaydın aksini ispat için (ödemelerin mal siparişi için yapıldığı iddiasını) yemin deliline dayanıp dayanmayacağı da tartışılmak sureti ile varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıdaki (1) nolu bend uyarınca asıl ve birleşen davacı, karşı davalının tüm, asıl ve birleşen davalı, karşı davacının ise sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle asıl davada verilen hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan asıl ve birleşen davalı, karşı davacı ... Tekstil San. ve TİC. Ltd. Şti. yararına Yargıtay duruşma tarihi de dikkate alınarak takdiren 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen davacı, karşı davalı AHK İnşaat Turz. …Ltd. Şti.’nden alınarak asıl ve birleşen davalı, karşı davacı ... Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen davacı, asıl ve birleşen davalı, karşı davacıya iadesine, 28/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi