4. Hukuk Dairesi 2017/2128 E. , 2017/8449 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 08/07/2005 gününde verilen dilekçe ile kurum zararından kaynaklanan tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın davalı ... yönünden reddine, diğer davalılar yönünden kısmen kabulüne dair verilen 19/01/2017 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili tarafından, duruşmasız olarak incelenmesi de davacı vekili ve davalı ... tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 19/12/2017 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı asıl ... ile karşı taraftan davacı vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar ... ve ..."ün aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, kurum zararı nedeni ile alacak istemine ilişkindir. Yerel mahkemece davanın davalı ... yönünden reddine, davalılar ... ve ... yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, ... Turizm Tesisleri ... Yapımı işinin tamamlama inşaatı sırasında, dava dışı yüklenici Ç... Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne fazla ve yersiz ödeme yapıldığının tespit edildiğini ve usulsüz ödemeye ilişkin verilen emre imza atan davalıların uğranılan zarardan sorumlu olduklarını iddia ederek, oluşan zararın davalılardan tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalılar ise, zamanaşımı def’inde bulunmuşlar, yapılan ödemelerin Sayıştay denetiminden geçtiğini, mahkeme kararı ile yüklenici şirkete fazla ödeme yapıldığının belirlenmesinin sorumluluklarını gerektirmediğini, işin yükleniciye verilmesinde ve denetiminde kasıtlı ve savsama niteliğinde davranışları bulunmadığını, bulunduğunun kanıtlanması durumunda sorumluluklarının olabileceğini, güvence olarak alınan bonodan zararın karşılanabileceğini, bu bononun tahsil edilmemesinde de kusurları olmadığını, teknik
personelin işi denetlemesi ve oluru ile ödemenin yapıldığını, verilen emirde imzalarının bulunmasının sorumluluklarını gerektirmediğini, inşaat alanında gerekli incelemelerin yapılmış olması durumunda bedeli ödenen çelik ve alüminyumun inşaatta kullanılmış olduğunun belirleneceğini, fırtınada yerinden çıkan bazı imalatların yerine yeniden yapılanların hesaba katılmadığını, ölçümleme (metraj) ve zarar hesabının usulünce yapılmadığını, yapılan ödemenin bir kısmının önceki yüklenici tarafından yapılması gerekip yapılmayan imalatları kapsadığını, yapılan ödemenin sözleşme ve encümen kararına dayalı olduğunu, bunlar incelendiğinde görevlerini yerine getirdiklerinin anlaşılacağını, işin götürü usulle verilmesi nedeniyle ödemenin zorunlu olarak yapıldığını, davacı idarenin kusurlu eylemlerini ortaya koyamadığını, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Yerel mahkemece, Dairemizin 13/10/2015 gün, 2015/4618 esas ve 2015/11302 karar sayılı bozma ilamına uyulmuş ve alınan hesap bilirkişi raporlarına dayanılarak, açılan davanın davalı ... yönünden reddine, davalılar ... ve ... yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen ilk karar, Dairemizin 10/11/2009 gün, 2009/5067 esas ve 2009/12600 karar sayılı ilamıyla "Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan zararın ödetilmesi istemine ilişkin olup idarenin görevlileri olan davalıların sorumluluğuna karar verilebilmesi için meydana gelen zarara kusurlu eylemleriyle yol açtıklarının açıkça belirlenmesi gerekir. Ödeme belgesinde imzalarının bulunması ve yapılan ödemenin haksızlığının belirlenmesi tek başına davalıların sorumluluğunu gerektirmez. Bu bağlamda meydana gelen zarar ve fazla ödemede davalıların görevleri, yetkileri, görev süreleri, görev ve yetkilerin usulünce yerine getirilip getirilmediği, kusurlu bir eylemlerinin bulunup bulunmadığı ve bu kusurlu eylemler ile meydana gelen zarar arasında uygun nedensellik bağı bulunduğunun açıkça ortaya konulması gerekir. Ayrıca davalı taraf malzeme bedelinin yanlış belirlendiğini, bir kısım malzemenin inşaatta bulunduğu halde hesaba katılmadığını, önceki yüklenicinin bazı edimlerinin bedelinin bu yükleniciye ödendiğini savunduklarına göre işin bulunduğu yerde yöntemine uygun olarak bilirkişi aracılığı ile keşif yapılmalı, bedeli ödenen malzemenin inşaatta kullanılıp kullanılmadığı ve davalıların diğer savunmaları ile tarafların iddia ve kanıtları birlikte değerlendirilerek zarar kapsamı ve davalıların sorumluluk durumları belirlenmeli ve böylece varılacak sonuca uygun bir karar verilmelidir." gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece, Dairemizin ilk bozma ilamına uyulmuş ancak borçlu yüklenici açısından geçici veya kesin aciz vesikası alınmadığı bu nedenle de davalılar açısından rücu koşulları oluşmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Yerel mahkemenin vermiş olduğu ikinci karar da Dairemizin 13/10/2015 gün, 2015/4618 esas ve 2015/11302 karar sayılı ilamı ile davalılar dışında dayanışmalı olarak başka sorumluların da bulunmasının davalıların sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, bu kapsamda mahkemece, Dairemizin 10/11/2009 gün, 2009/5067 esas ve 2009/12600 karar sayılı bozması gereğince inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bozma kararına uygun olmayan şekilde yazılı gerekçeyle davanın reddedilmiş olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
Dairemiz ilk bozmasında açıkça ikinci bozmasında ise ilk bozmaya atfen davalıların sorumluluğuna karar verilebilmesi için meydana gelen zarara kusurlu eylemleriyle yol açtıklarının açıkça belirlenmesi gerektiği, ödeme belgesinde imzalarının bulunması ve yapılan ödemenin haksızlığının belirlenmesinin tek başına davalıların sorumluluğunu
gerektirmeyeceği, bu bağlamda meydana gelen zarar ve fazla ödemede davalıların görevleri, yetkileri, görev süreleri, görev ve yetkilerin usulünce yerine getirilip getirilmediği, kusurlu bir eylemlerinin bulunup bulunmadığı ve bu kusurlu eylemler ile meydana gelen zarar arasında uygun nedensellik bağı bulunduğunun açıkça ortaya konulması gerektiği halde bu durumun dikkate alınmaması bozma sebebi yapılmıştır. Bozma sonrası alınan 02/09/2016 tarihli bilirkişi raporunda, davalıların birbirinden farklı sorumluluk durumlarının irdelenmesinin gerekip gerekmeyeceği hususunun davacı idare ile olan davada değil, gerektiğinde kendi aralarında ve gerekiyorsa dava dışı yüklenici arasında görülecek rücu davasında değerlendirilip saptanması gerektiği yönünde görüş bildirilmiş, mahkeme tarafından bu rapor hükme dayanak yapılarak yazılı şekilde karar verilmiştir.
Şu halde, mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozmanın gereği yerine getirilmemiştir. Dairemizin her iki bozmasında da vurgulandığı şekilde davalıların kusurları olup olmadığı, davalıların eylemi ile oluşan zarar arasında uygun nedensellik bağı bulunup bulunmadığı açıkça tespit edilerek ortaya konulmadan davalıların zarardan sorumlu kabul edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir.
3-Davacının temyiz itirazlarına gelince; yerel mahkemenin 27/11/2008 gün, 2005/251 esas ve 2008/355 karar sayılı ilk kararında davalı ... hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş, verilen bu karar Dairemizin 10/11/2009 gün, 2009/5067 esas ve 2009/12600 karar sayılı ilamı ile bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiştir. Adı geçen davalı yönünden verilen ret kararı kesinleşmiş olmasına rağmen bu davalı yönünden yeniden hüküm kurulması ve davacı aleyhine ücreti vekalete hükmedilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalılar ... ve ... yararına, (3) nolu bentte gösterilen nedenle davacı yararına BOZULMASINA, temyiz eden davalıların diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davacı yararına takdir olunan 1.480,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine ve davacı ile temyiz eden davalılardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 19/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.