8. Hukuk Dairesi 2014/754 E. , 2015/5552 K.
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk (İcra Hukuk) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Davacı üçüncü kişi vekili tarafından, dava konusu ..... plakalı aracın vekil edeni tarafından, araca haciz konulmadan önce .... Noterliği"nin 22.02.2006 tarih ..... yevmiye numaralı taşıt satış sözleşmesi ile edinildiği iddiasıyla açılan istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; ispat edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, araç üzerine konulan haczin kaldırılmasına, davacı lehine avukatlık ücreti hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hüküm, davacı üçüncü kişi ve davalı alacaklı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı üçüncü kişinin, dava konusu aracı haciz tarihinden önce, Düzenleme Şeklindeki Noter Satış Sözleşmesi ile edindiği, trafik tescil işlemlerinin geçerlilik şartı olmadığı, bu şekilde davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bununla birlikte, davacı üçüncü kişi tarafından trafik tescil işlemleri yapılmadığından, satış işleminden haberdar olmayan (TMK"nun 3. maddesi kapsamında iyiniyetli olmadığı ispatlanamayan) ve borçlu adına kayıtlı göründüğü için araca haciz konulmasını sağlayan davalı alacaklıya, gerek haciz konulmasında gerekse eldeki davanın açılmasında yüklenecek bir kusur bulunmadığından yargılama giderleri ile sorumlu tutulmaması gerekir. Bu kapsamda; davacı yararına avukatlık ücretine hükmedilmemesi doğru olmuştur.
Hal böyle olunca; davacı üçüncü kişi vekilinin tüm, davalı alacaklı vekilinin aşağıda belirtilen husus dışındaki sair tüm temyiz itirazlarının reddine,
Yukarıda, davalı alacaklının dava konusu araca haciz konulması ve dava açılmasına sebebiyet verilmemesi bakımından yapılan açıklamalar kapsamında;davalı alacaklının yargılama giderleri ile sorumlu tutulmaması gerekirken, bu hususun gözden kaçırılması isabetsiz olmuştur. Ne var ki, HUMK"nun 438/7. maddesi (HMK. m.370/2) uyarınca bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden; hüküm fıkrasında "2 ...........bakiye 2355,50 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazine"ye irad kaydına" ibaresinin çıkarılmasına, yerine" 2..........bakiye 2355,50 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazine"ye irat kaydına" ibaresinin eklenmesine" 4-Davacı tarafından bu dava sebebiyle yapılan ilk masraf 800,25 TL, yatırılan gider avansından yazılan müzekkereler için harcanan 37.00 TL olmak üzere toplam 837,25 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.." ibaresinin çıkarılmasına, yerine" Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına" ibaresinin ilave edilmesine ve yazılmasına, davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüne, hükmün düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 785,25 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 09.03.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
İstihkak davaları İİK’nun 97/11. maddesi uyarınca genel hükümler dâhilinde basit yargılama usulüne tabidir. Dava, 6100 sayılı HMK’nun yürürlüğe girmesinden sonra açılmıştır. Anılan Kanun’un 320/1. maddesi ile basit yargılama usulüne tabi davalarda, mümkün olan hallerde taraflar duruşmaya davet edilmeden dosya üzerinden karar verilmesi olanağı getirilmiştir.
Ne var ki anılan hükmün uygulanabilmesi için tarafların dilekçeleri ile ekinde sundukları delillerin karar verilmesi için yeterli olması, böylece iddia ve savunma haklarının kısıtlanmaması gerekir. Böyle bir uygulama, Anayasa’nın 36. maddesi ile teminat altına alınan ve 18.05.1954 tarihinde ana metnini imzalayıp, 25.09.1989 tarih, 89/14563 sayılı kararnameyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bağlayıcı yetkisini tanıyan Ülkemizde de geçerlilik kazanmış bulunan AİHS’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının da bir gereğidir.
Somut olayda, davacı vekili tarafından İmamoğlu İcra Mahkemesi"ne açılan davada davalı alacaklı vekilinin yetki itirazı üzerine, yetkisizlik kararı verilerek dosya .... İcra Mahkemesi"ne gönderilmiştir. ..... İcra Mahkemesi"nce, davalı alacaklı tarafa dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edilip cevap vererek delillerini sunma olanağı dahi tanınmadan dosya üzerinden karar verilmiştir.
İstihkak iddiası ile üçüncü kişi tarafından açılan davada tarafların iddia ve savunmalarının araştırılması için taraf teşkilinin sağlanması, duruşmalı inceleme yapılması, taraflarca sunulan kanıtların yargılama sırasında değerlendirilerek taraflara da bu konuda beyanda bulunma olanağının tanınması gerekir.
Belirtilen tüm bu hususlar dikkate alınmadan dosya üzerinden yapılan inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Kararın bu nedenle bozulması gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun düzelterek onamaya yönelik görüşlerine katılmıyorum. 09.03.2015