20. Hukuk Dairesi 2018/1935 E. , 2018/7881 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali tescil ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı ... vekili Av. ... tarafından istenilmekle, duruşma için belirlenen 30/05/2017 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacı ... vekili Av. ... ve davalı Hazine vekili Av. ... ile davalı ... Yönetimi vekili Av. .... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 06.11.2000 tarihli dava dilekçesinde, sınırlarını bildirdiği ... mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, davalı Hazine, 713/6. maddesi gereğince taşınmazın Hazine adına tescilini, Orman Yönetimi de 04.12.2003 tarihli harçlı dilekçesi ile 969 m² taşınmaz bölümünün orman tahdidi içinde kaldığından orman olarak tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, (B2) ile gösterilen yerin davacı adına, (A1), (C), (E) ve (F) ile gösterilen bölümlerin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hükmün davalı Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, hüküm Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 08.06.2006 gün ve 2006/3589 E. - 3994 K. sayılı kararı ile özetle; " Taşınmazın tapulamada tesbit dışı bırakılma tarihi sorulmadığından, tespit dışı bırakılma tarihi ile dava tarihi arasında 20 yıllık sürenin dolup dolmadığı anlaşılamadığı, dosyada orman tahdit haritası bulunmadığı için de tahdit hattına göre konumu denetlenemediği, Medenî Kanunun 713/4-5. maddesi gereğince usulüne uygun şekilde yerel ilânlar yapılıp değinilen eksikler giderildikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararına uyulduktan sonra taşınmazın bir kısmının 1837 sayılı parselde kaldığı anlaşıldığından; davacının 1837 sayılı parsel maliklerine karşı 04.05.2009 tarihinde açtığı tapu iptali ve tescil davasının; mahkemenin 10/03/2010 gün ve 2009/284 - 2010/145 sayılı kararı ile eldeki dosya ile birleştirilmesine karar verildikten sonra, yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile taşınmazın 25/11/2011 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (B) ile gösterilen tescil harici bırakılan 3793,06 m² kısmının imar ve ihya ile zilyetlik nedeniyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine, Hazinenin tescil talebinin kabulü ile krokide kırmızı renkli 9224,34 m² kısmının Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, Birleştirilen dosyada 1837 sayılı parselde kalan (A) harfi ile gösterilen 5208,44 m² kısma ilişkin davanın reddine, müdahil Orman Yönetiminin davasının kabulü ile krokide yeşil renkli 969,25 m² bölümünün orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından (B) harfi ile gösterilen bölüme; davacı ... vekili tarafından 1837 sayılı parselde kalan (A) harfi ile gösterilen bölüme ve 2750 ada 7 sayılı parsel
numarası verilen 9224,34 m² bölüme yönelik olarak temyiz edilmiş, Dairemizin 12.05.2014 gün ve 3795 E. - 5360 K. sayılı bozma kararı ile özetle; "Davacının 2750 ada 7 sayılı parsele yönelik temyiz itirazları bakımından;
Taşınmazın krokide kırmızı renkle gösterilen 9224,34 m² kısmına, davanın devamı sırasında kullanım kadastrosu tutanağı düzenlenerek, 2750 ada 7 parsel sayısı ile davacı ..."nın kullanımında ve üzerindeki zeytin ve narenciye ağaçlarının kendisine ait olduğu beyanlar hanesine yazılarak, Hazine adına tescil edilmiştir. Daha sonra taşınmaz, 6292 sayılı Kanun gereğince davacı ..."ya satılıp, 15.07.2013 tarihinde davacı adına tapu kaydı oluştuğundan dava konusuz kalmıştır. Konusu kalmayan bu bölüm hakkında, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, Hazine adına tesciline karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
Davacının 1837 parsel içinde kalan (A) ile gösterilen bölüme; davalı Hazinenin ise (B) harfi ile gösterilen bölüme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Dava konusu 1837 sayılı parsel, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.06.1995 gün ve 1990/910 E. - 1995/478 K. sayılı tescil ilâmı gereğince tapuya tescil edilmiştir. Bu dosyanın keşfinde görev alan ve raporu hükme esas alınan fen bilirkişi ..."ın 21.12.1994 tarihli krokisinde, dava konusu (B) harfi ile gösterilen alanın, "hali arazi ve çalışmayan maden ocağı sahası" olarak gösterildiği, keşifte dinlenilen mahalli bilirkişi ve tanıkların da, taşınmazın batı komşusu olan (B) harfli bölümünün içinde bulunduğu alanın ..."ya ait olduğuna dair beyanda bulunmadıkları anlaşılmaktadır. Eğer bu arazi davacı tarafından 1994 yılından sonra kullanılmaya başlandı ise dava tarihi olan 2000 yılına kadar 20 yıllık zilyetlik süresi dolmamıştır. Mahkemece bu dosya getirtilerek, keşifte uygulanmadığı ve mahallî bilirkişi ve tanıklardan sorulmamıştır. Öte yandan, krokide (A) harfi ile gösterilen bölümün 1837 sayılı parselin çapı içinde kaldığı gerekçesiyle, bu bölüm hakkındaki davanın reddine karar verilmişse de; bu kısımda davacının zilyetlik durumu; bu bölümün tescil ilâmı ile ... ve arkadaşları adına tescil edilinceye kadar davacı ... lehine zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmamıştır. Eksik inceleme ve yetersiz araştırma ile hüküm kurulamaz.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkemece yeniden yapılacak keşifte, dava konusu (A) ve (B) harfleri ile gösterilen taşınmazların, İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1990/910 sayılı dava dosyasındaki deliller incelenerek ve yapılacak keşifte mahallî bilirkişi ve tanıklardan sorularak, bu dosyanın keşfinin yapıldığı tarihte dava konusu taşınmazlarda davacının ekonomik amaca uygun bir zilyetliğinin bulunup bulunmadığı; 1837 sayılı parselde kalıp, krokide (A) harfi ile gösterilen bölümün davalı kişiler adına tescil edildiği tarihe kadar, davacı ... lehine zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmalı ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir."gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davacı ... tarafından davalı ..., Orman İşletme Müdürlüğüne açılan davanın, davalıların pasif dava ehliyeti bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle HMK"nın 114/1-d, 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine, davacı ... tarafından Hazine aleyhine açılan tescil davasına ilişkin olarak 25.11.2011 günlü bilirkişi raporu ekinde yer alan krokide sarı renkli (B) harfi ile gösterilen tescil harici bırakılan 3793.06 m² (02.03.2016 tarihli raporda (B) harfi ile gösterilen yeşil renkli 3542,08 m²) kısma ilişkin davanın reddine, Hazinenin HMK"nın 713/6. maddesi uyarınca yaptığı tescil talebinin kabulü ile taşınmazın Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davacı ... tarafından açılıp birleştirilen 2009/284 E. - 2010/145 K. sayılı, davalılar ..., ..., ..., ... aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasına ilişkin olarak aynı tarihli krokide sarı renkli (A) harfli, 1837 parsel-yeni 2795 ada 46 sayılı parsel içinde yer alan 5208,44 m² (02.03.2016 tarihli krokide kırmızı renkli (A) harfi ile gösterilen 5486,32 m²) kısma ilişkin açılan davanın reddine, aynı bilirkişi raporlarında kırmızı renkli, 2750 ada 7 sayılı parsele ilişkin açılan davanın, dava konusu taşınmazın 05.06.2010 tarihinde 30 günlük askı ilânına çıkartılarak ilan süresi sonrası tescil edilip 15.07.2013 tarihinde 6292 sayılı Kanun gereğince kullanıcısı davacı ..."ya
satışı nedeniyle tapu kaydı oluşturulduğundan, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil ile Medenî Kanunun 713/1. maddesine göre tescil istemlerine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1949 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 3302 sayılı Kanuna göre yapılıp, 17.03.1987 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması, 09.07.1955 tarihinde kesinleşen tapulama çalışmaları bulunmaktadır. Çekişmeli taşınmaz bu çalışmada çalılık olarak tapulama harici bırakılmıştır.
1) Davacının esasa yönelik temyiz itirazları ile davalı Hazinenin tüm temyiz itirazları yönünden:
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna ve çekişmeli taşınmazlarda davacı yararına zilyetlikle kazanma şartları oluşmadığı sebebiyle davacının davasının reddine karar verilmesinde ve (B) harfi ile gösterilen bölümün Hazine adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadğına göre, davacının esasa yönelik temyiz itirazları ile davalı Hazinenin tüm temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacının davanın pasif dava ehliyeti yönünden reddine ve davalı kamu tüzel kişileri lehine takdir edilen vekalet ücretine yönelik temyiz itirazları bakımından:
Davacı çekişmeli taşınmazların Medenî Kanunun 713/1. maddesi uyarınca adına tesciline talep etmiş, davasını Hazine, ... ve Orman Yönetimine yöneltmiş, ancak mahkemece davalı ... Belediye Başkanlığı ile Orman Yönetimine karşı açılan davanın pasif dava ehliyeti bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle HMK"nın 114/1-d, 115/2. maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.
Medenî Kanunun 713/3. maddesi uyarınca tescil davası, Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılır. Söz konusu kanun maddesinde bahsedilen ilgili kamu tüzel kişileri kavramına çekişmeli taşınmazın niteliği ve yapılan araştırmaya göre Orman Yönetimi, Menderes Belediye Başkanlığı ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı da dahildir. Hal böyle olunca, açılan davanın anılan kamu tüzel kişilikleri yönünden de esastan reddine karar verilmesi ve bu şekilde ret sebebi ortak olan davalı kamu kurumları lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken aksi düşünce ile yanılgı sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davacının esasa yönelik temyiz itirazları ile davalı Hazinenin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davacının davanın pasif dava ehliyeti yönünden reddine ve davalı kamu tüzel kişileri lehine takdir edilen vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz isteminin duruşmalı yapılması nedeni ile Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1480,00.-TL vekalet ücretinin davalılar Hazine ve Orman Yönetiminden alınarak davacıya verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 04/12/2018 günü oy birliği ile karar verildi.