Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2180
Karar No: 2019/8588
Karar Tarihi: 11.12.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/2180 Esas 2019/8588 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2019/2180 E.  ,  2019/8588 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 06/03/2019 gün ve 2016/8049 Esas, 2019/2062 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, davacının 07/01/2011 tarihli noter satış vaadi sözleşmesi ile ... ilçesi, Alibeyköy Mahallesi 490 ada 13 parsel sayılı taşınmaz üzerinde inşa edilen binanın A Blok 1. normal kat alt giriş olan sağ tarafta kalan ve ön cepheye bakan 6 No"lu daireyi (sonradan projede yapılan değişiklikle 12 No"lu daire olmuştur.) ... isimli kişiden satın aldığını, ..."ın da aynı daireyi yine noter satışı ile müteahhit ..."den satın aldığını, yapılan muvazaalı satışlar sonucunda tapuda mal sahibi olarak görünen davalı ... ve binanın müteahhidi ... ile oğlu ..."ün ortak hareket ettiğini, davacı ve birçok kişiyi aynı yolla dolandırmak isteyen kötü niyetli kimseler olduklarını, davalının dava konusu daireyi satın alabilecek maddi güce sahip olmadığını, dairenin gerçek değerinin tapuya yansıtılmadığını, bu durumun yapılan işlemde muvazaanın varlığına delil teşkil ettiğini, muvazaalı satışın baştan yok hükmünde olduğunu, muvazaalı satış ile ortak amacın aslen mülkiyeti davacıya ait olan daireyi ..."a aitmiş gibi gösterip, davacıyı zorla daireden çıkartıp haksız menfaat temin etmek olduğunu, davacının dava konusu dairede çok uzun süredir oturduğunu belirterek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, 490 ada 13 parselin bir kısım arsa malikleri adına tapu tahsis belgeli iken bitişiğindeki belediyeye ait arsayı da satın almak ve sözleşmeye uygun inşaat yapmak için arsa sahipleri ile müteahhit ... arasında sözleşme yapıldığını, daha sonra müteahhidin para sıkıntısı yaşadığını ve satış vaadi sözleşmesi yaptığını ancak müteahhidin satış bedellerini ve inşaatı durduğunu, arsa sahiplerinin davalıya başvurarak belediye arsasını almasını, inşaatın tamamlanmasını ve bu işler karşılığında binadan daire almasını teklif ettiklerini ve anlaştıklarını, davalının inşaata 1 milyon TL civarında para harcadığını ve binada dairenin kendisine devredildiğini davacı ile davalının bir alışverişi olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının satış vaadi sözleşmesini tapuya şerh ettirmediği, şahsi hak niteliğindeki hakkını üçüncü kişi olan davalıya karşı ileri süremeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 06/03/2019 tarihli ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
    Davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
    Dava, yükleniciden temlik alınan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Bir tanımlama yapmak gerekirse alacağın temliki; alacaklı (yüklenici) ile ondan temlik alan üçüncü kişi (davacı) arasında borçlunun (arsa sahiplerinin) rızasını gerektirmeden yapılabilen ve sadece kazandırıcı bir tasarruf işlemi niteliği taşıyan şekle bağlı bir akittir. Kuşkusuz, yüklenicinin yaptığı temlik işleminin hüküm ve sonuç doğurması temlik işleminin konusu olan alacağın gerçek bir alacak olmasına bağlıdır. Alacağın temlik edildiği üçünü kişi bu şekilde bir temlik varsa temlik işleminden yararlanarak bu hakkını arsa sahibine karşı da ileri sürebilir hale gelir. Zira, alacağı devralan kişi evvelki alacaklının yerine geçer ve borçludan ifayı istemek gerektiğinde de borçluyu, ifaya zorlamak artık onun hakkı olur. Ne var ki; üçüncü kişinin borçluyu (arsa sahibini) hasını göstererek açacağı davada borçlu, temlik yapılmamış olsaydı eski alacaklısına (yükleniciye) ne gibi def"ilerde bulunmak hakkına sahip idi ise, bu def"ileri yeni alacaklıya (hakkı temellük eden üçüncü kişiye) karşı da ileri sürebilir. Kısaca bu gibi davalarda üçüncü kişi temlik işleminin varlığını yükleniciye, alacağının kazanıldığını ise arsa sahiplerine karşı ispat etmek zorundadır. O yüzden denilebilir ki, temlik işlemine dayalı davalarda arsa sahipleri ile yüklenici arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Davanın arsa sahibi ve yükleniciye karşı açılması ve bunlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunması sebebiyle yüklenici ve arsa sahiplerinin davadaki varlığı ayrı ayrı düşünülemez. Çekişmenin esası hakkındaki hükmün bunların tamamına karşı kurulması gerekir. Zorunlu dava arkadaşlığı olan davalarda zorunlu dava arkadaşlarından birinin yokluğu halinde taraf teşkilinde eksiklik olacağından hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca, inceleme ve araştırmanın yüklenicinin de taraf olduğu bu davada yapılması gerektiğinden mahkemece, davacı tarafa arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre yüklenici olan taraf hakkında dava açmak üzere mehil verilmeli, açılırsa o dava eldeki dava dosyası ile birleştirilmeli, tarafların savunma ve delilleri toplanmalı, özellikle yüklenicinin inşaat sözleşmesi gereğince edimlerini yerine getirip getirmediği tespit edilerek, davacının talepleri hakkında bir karar verilmelidir.
    Diğer yandan; 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazın da bir konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır. Anılan Kanunun 3. maddesinin (k) bendindeki tanıma göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarda hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (1) bendindeki tanıma göre de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir. Somut olayda da davacı tüketici, yüklenicinin temlikine dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğundan, o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi, aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan bir zorunluluktur.
    Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Görevle ilgili konularda kazanılmış hak da söz konusu olmaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23/05/2014 tarihli ve 2013/13-2166 Esas, 2014/709 sayılı Kararı da bu yönde değerlendirmeler içermektedir. Mahkemece çekişmenin esasının incelenip hükme bağlanması doğru görülmemiştir.
    Taraf teşkili ve göreve ilişkin açıklanan bu yönler gözetilmeden verilen mahkeme kararının belirtilen nedenlerle bozulması gerekirken onanması maddi hataya dayalı olduğundan davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 06/03/2019 tarih ve 2016/8048 Esas, 2019/2062 Karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, hükmün yukarıdaki gerekçe ile BOZULMASINA, karar düzeltme harcının istek halinde yatırana iadesine, 11/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi