13. Hukuk Dairesi 2015/25013 E. , 2017/6295 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 08/03/2012 tarihinde davalıdan 7.000,00 TL bedelle ... ... marke paletli, hidrolik motorlu çapa makinesi almış olduğunu, çapa makinesinin kullanımına başlandıktan sadece bir ay sonra 13/04/2012 tarihinde debriyaj arızası meydana geldiğini, bu arızanın tamir edilerek işler hale getirilmiş olduğunu, sonrasında 29/04/2012 08/05/2012 ve 29/05/2012 tarihlerinde makinede tekrar arıza meydana geldiğini ve teknik servis tarafından onarımın yapıldığını, çapa makinesinin 4-5 kez arıza yapması üzerine değiştirilmesi için davalı tarafa yaptığı müracaata bir ay süreyle cevap verilmediğinden ve çapa makinesinin arızasının da giderilemediğinden ayıplı malın öncelikle yenisi ile değiştirilmesini, kabul edilmediği takdirde çapa makinesinin satım bedeli olan 7.000,00-TL"nin satım tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkece, davanın kabulüne, 7000,00 TL"nın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılan ve Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanması suretiyle verilen davanın kabulüne yönelik ilk hükmün süresi içerisinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dairemizin 22.09.2014 tarih 2014/30968 Esas, 2014/28291 Karar sayılı kararı ile "".... O halde mahkemece genel mahkeme sıfatıyla davaya bakılması gerekirken, Tüketici mahkemesi sıfatıyla davaya bakılarak karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir...."" gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş; mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmekle birlikte bozmanın gerekleri yerine getirilmemiştir.
1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine anılan yasanın 3/d maddesinde, “hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet” olarak tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Somut olay değerlendirildiğinde taraflar arasındaki ilişki mesleki amaçlı satım olup, davacının Yasada tanımlanan şekilde tüketici olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi değil, Genel Mahkemeler görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkemece bozma ilamına uyularak bozmadan sonraki ilk celsede kurulan ara kararla ""davaya genel mahkeme sıfatıyla"" bakılmasına karar verilmiş olmakla birlikte gerek gerekçeli karar başlığında ""Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla"" ibaresinin yer alması, gerekse gerekçeli kararda davacının tüketici konumunda olduğunun belirterek davaya 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanması suretiyle karar verildiği anlaşılmıştır. O halde mahkemece genel mahkeme sıfatıyla davaya bakılması gerekirken her ne kadar ilk celsede verilen ara kararda genel mahkeme sıfatıyla bakılmasını karar verilmiş olmakla birlikte gerekçeli karar başlığında Tüketici mahkemesi sıfatıyla ibaresinin yer alması ve davaya Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekirken Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanması suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Birinci bentte açıklanan nedenlerle, temyiz edilen kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.